bugün

alnına koyarken veda hutbesi, yüzüme bu türlü bakmayacaktın...
Arama motoru sonuçlarında genellikle ticari tablo ve kitapların çıkmasından dolayı ulaşılabilirliğinden endişe edilen hutbe; içinde bulunduğumuz sistemin işleyişine dair iletilen son kılavuzun açıklayıcısı olan rehber'in vasiyeti.

Hazırlayıcısının niyetine olan hüsnükabulümüzden dolayı telif iddia edilmeyeceğini düşündüğümüz bir çalışma;

Allah'a hamd olsun. O'nu över, O'na şükrederiz. O'ndan medet umarız. O'ndan bağışlanma dileriz, tevbe ederek O'na itaate yöneliriz. Nefislerimizin kötülük telkinlerinden ve kötü ameller işlemesinden Allah'a sığınırız. Allah kime doğruyu gösterirse, kimse onu hak yoldan uzaklaştıramaz. Kimin de hak yoldan uzaklaşmasına özgürlük tanırsa, kimse ona doğruyu gösteremez. Tek Allah'tan başka tanrı olmadığını, ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmadığını kabul ve tasdik ederim. Muhammed'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğunu kabul ve tasdik ederim. (1)

Ey Allah'ın kulları, size Allah'a sığınmanızı, emirlerine yapışmanızı, günahlardan arınmanızı, azabından korunmanızı öğütlerim. Size tekrar tekrar, O'na itaati tavsiye ederim. Sözlerime hayırlı olanla, O'nun izni ve yardımıyla başlıyorum. (2)

Ey insanlar! Ben sizin hepinize, Allah'ın; emirlerini tebliğ ile görevlendirdiği, ilahî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur ettiği tek yetkili Rasûlüyüm. Beni dinleyin, size bazı açıklamalar yapacağım. Bu yıldan sonra, bir daha burada sizinle buluşup buluşamayacağımı bilemiyorum. (3)

Ey insanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak islam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. (4)

Benim sözlerimi iyi dinleyin ki, izzet ve şerefle huzurlu yaşamaya devam edesiniz. Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rıza göstermeyin. iyice anlatabildim mi?
Allah'ım, Sen de şahit ol. (5)

Ashabım! Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız, size işlediğiniz bilinçli amellerin hesabını sorulacak. iyice tebliğ edebildim mi?
Allah'ım, Sen de şahit ol! (6)

Ey insanlar, Allah'a sığının, emirlerine yapışın, azabından korunun. insanların mallarını eksik teslim etmeyin, değerlerini düşürmeyin, bedellerini eksik ödemeyin, mallarını kötülemeyin, haksız rekabet yapmayın, aldatarak, hile yaparak, fırsat kollayarak, gasp ederek insanların haklarını zayi etmeyin, zayiine sebep olmayın. Ülkede, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmakta ve küfürde ileri gitmeyin. (7)

Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, bu emaneti sahibine versin. Size hediye verene hediye ile karşılık verin. Kefil borçlu gibidir. Borcun ödenmesi gerekir. (8)

Soyunuzdan sopunuzdan medet umarak benim yanıma yaklaşmayın. işlediğiniz bilinçli amelleri vesile ederek yanıma gelin. Ben bütün insanlara da, size de aynı şeyleri söylüyorum. (9)

Cahiliye döneminin faizli alışverişleri kaldırılmıştır. Yüce Allah, kaldırılan ilk faizin, Abbas b. Abdilmuttalib'inki olmasını emretmiştir. Ancak ana paralarınız sizindir. Ne siz haksızlık edebilirsiniz, ne de haksızlığa uğratılacaksınız. Allah, faizli alışverişin yapılmayacağını icrası kesin hüküm haline getirdi. Kaldıracağım ilk faiz amcam Abbas b. Abdilmuttalib'in faizli alış verişlerindeki faizdir. (10)

Ey insanlar! Hangi ayda, hangi günde, hangi ülkede olduğunuzu biliyor musunuz? (11)

(insanlar, ‘saygıya layık korunan bir günde, dokunulmazlığı olan ülkede ve bir ayda', dediler.)
Ey insanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz, Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak islam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. (12)

Ashabım! Şunu belirteyim ki, Cahiliye dönemindeki bütün kan, su ve mal davaları, kıyamet gününe kadar şu ayaklarımın altındadır. (13)

Kıyamet gününe kadar Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, kaldıracağımız ilk kan davası, Amir (iyâs) b. Rebîa b. el-Hâris b. Abdülmuttalib'in kan davasıdır. O Sa'd b. Leysoğulları'nda süt anneye verilmiş bir çocuktu. Hüzeyl, onu öldürdü.
iyice tebliğ edebildim mi?
(insanlar; ‘elbette tebliğ ettin', dediler)
-Allah'ım Sen de şahit ol! Burada bulunanlar sözlerimi bulunmayanlara iletsin. (14)

Kâbe hizmetkarlığı ve hacıların su ihtiyacını karşılama dışında cahiliye devrinin hükümet görevleri kaldırılmıştır. (15)

Kasten adam öldürmenin cezası, kısastır. Kasten öldürmeye benzeyen cinayet, sopa ve taşla öldürmedir. Diyeti, yüz devedir. Kim daha fazlasını isterse, o islam'ı benimsemeyen Cahiliye dönemini özleyen biridir. En büyük Allah düşmanı, kendisine herhangi bir kastı olmayan birini sebepsiz yere öldürendir, kendisine el kaldırmayana sebepsiz yere vurandır.
iyice tebliğ edebildim? Allah'ım, Sen de şahit ol! (16)

Ey insanlar! Sizi uyarıyorum, herkes yalnızca kendi işlediği suçtan sorumludur. Suçlu evlattan dolayı baba sorumlu tutulamaz, suçlu babadan dolayı evlat da sorumlu tutulamaz. (17)

Ey insanlar! Şeytan, sizin bu topraklarınızda kendisine tapınılmasından ümit kesmiş bulunuyor. Ancak, bunun dışındaki önemsiz gördüğünüz davranışlarda, aranızda çıkardığı fitne fesatla sizi birbirinize düşürdüğünde sözünün dinlenmesinden hoşnut olacaktır. Dininizde sebat ederek, dininize sahip çıkarak, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların, şeytani düzenlerin vesvesesinden, daleveresinden kendinizi koruyun. (18)

Ey insanlar, yalan yere Allah'ın adını anarak yemin etmeyin. Yalan yere Allah adına yemin edenin yalanını Allah açığa çıkarır. (19)

Ey insanlar! Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki düzenli sistemine girerek seyrediyor. Ayların sayısı, on ikidir. Dört tanesi, savaşın haram olduğu aylardır. Bunlardan üçü birbiri peşinden gelir. Biri tektir. Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Cumade'l-ahire ile Şaban arasındaki Mudar kabilesinin adını koyduğu ay Recep'tir.
Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı gün, Levh-i Mahfuz'da tesbit ettiği kayıtlarda, Allah katında, ayların sayısı on ikidir. On iki aydan dördü savaşın haram olduğu aylardır. işte bu haram aylarla ilgili hüküm, insanlığı, insani değerleri ve düzeni ayakta tutan dinin, medeniyetin, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını içeren şeriatın hükmüdür. Bu aylarla ilgili Allah'ın koyduğu yasakları çiğneyerek kendinize, birbirinize zulmetmeyin.
ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan Müşrikler nasıl size karşı topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekün savaşın. Bilin ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlarla, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan müminlerle, müttakilerle beraberdir.
Saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah'ın savaşı haram kıldığı ayları erteleyerek, yerlerini değiştirerek, on iki aya ay ilave ederek, hileli takvim düzenlemek, kesinlikle Allah'ın sene ve aylarla ilgili koyduğu hükmü inkarda ileri gitmektir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkarda ısrar edenlerin, kafirlerin, bu yüzden hak yoldan uzaklaşmalarının, dalaleti tercihlerinin önü açılır. Erteleyerek, değiştirerek ilave ettikleri aydaki savaşları, bir yıl helal ve meşru, bir yıl haram sayarlar. Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar da, Allah'ın haram kıldığını helal ve meşru kılsınlar, isterler. Onların bilinçli kötü amelleri kendilerine süslenip güzel gösterilmiştir. Allah kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, küfürde, nankörlükte ısrar eden bir kavme doğru yolu gösterme lütfunda bulunmayacak, başarı nasip etmeyecektir. (Tevbe, 9/ 36-37).
Onlar bir yıl, Safer ayını helal sayıyorlar, bir yıl Muharrem'i haram sayıyorlardı. Nesî (yıla ekleme), işte budur. Allah'ım, Sen de şahit ol!. (20)

Ey insanlar! Kadınlarınızın sizler üzerinde hakları, sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız vardır. Sizin onlardaki hakkınız, minderinize sizden başkasını oturtmamaları, meşru tavsiyelerinizde size karşı çıkmamaları, hoşlanmadığınız kişileri izniniz olmadan eve sokmamaları, kötü söz söylememeleri kötü fiil ve davranışta bulunmamalarıdır. Şayet bunları yaparlarsa, Allah onları engellemenize, sıkıştırmanıza yataklarında tek başlarına bırakmanıza ve hafifçe, incitmeden vurmanıza izin vermiştir. Bunlardan vazgeçer ve size itaat ederlerse, meşru, örfe uygun ölçüler içerisinde rızıklarını ve giyimlerini sağlama sorumluluğunuz var. Kadınların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarfedin. Çünkü onlar müşterek hayatın gereği kendileri adına bir şey yapma gücüne ve imkanına sahip olmayan, sizinle birlikte yaşamak mecburiyetinde olan hayat arkadaşlarınızdır. Siz onları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Allah'ın emri ve hükmüyle onlarla ilişkiyi helal edindiniz. Eğer haklarını ararlar, sorumluluklarına riayet ederlerse onlara tavır takınmanıza, cezalandırmaya hakkınız yoktur. Onların serkeşliğinden ve şiddete başvurmasından endişe ederseniz, onlara öğüt verin ve yataklarınızı ayırın. Aşırı gitmeden hafifçe vurun. Onların yiyeceği ve giyimi konusunda cömertçe her türlü iyilik ve ihsanda bulunmanız, onların haklarıdır. Kadınların haklarına riayet konusunda Allah'ın emirlerine yapışın, azabından korunun, onların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarfedin. Hanımlarınız, sizlerin izni ve bilgisi olmadıkça, evinizin mali imkanlarını cömertçe harcamasınlar. Sözlerimi iyice anlayarak hatırınızda tutun.
iyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (21)

Ey insanlar! Meşru şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşru haklarınız ve düzgün insani ilişkileriniz olan köle ve cariyelerinize, iş akdiyle bağlı işçilerinize hayırla muameleyi size tavsiye ederim. Sofranızda bulunanları ölçü alarak onların karınlarını doyurmanızı, giydiklerinizi ölçü alarak onların giyimlerini sağlamanızı tavsiye ederim. Affetmeyi düşünmediğiniz bir suç işledikleri takdirde aranızda aynı cinsten suç işleyenlere uyguladığınız cezaları ölçü alınız. Onlara işkence etmeyiniz, onları cezalandırmayınız.!. (22)

Ey insanlar! Sözlerimi iyi dinleyin, iyi muhakeme edin. Bütün ırklara mensup Müslümanların, Müslümanların kardeşi ol¬duğunu bilin. Bütün müminler kardeştir. Kimseye, gönül rızası olmadıkça, kardeşinin malı helal değildir. Sakın haksızlık etmesin, hile yapmasın, haince davranmasın.
Müslümanın kim olduğunu size anlatayım mı? Müslümanların, dilinden ve elinden zarar görmediği kişidir.
Müminin kim olduğunu size anlatayım mı? insanların mallarına ve canlarına zararı dokunmuyacağından emin olduğu kişidir.
Muhacirin kim olduğunu size anlatayım mı? Kötülükleri ve günah işlemeyi terk eden kişidir.
Mücahidin kim olduğunu size söyleyeyim mi? Allah'a itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kişidir.
Bu günün dokunulmazlığı gibi, müminin mümine zarar vermesi haramdır. Etini yeme mesabesinde olan müminin mümini gıybeti de haramdır. Namus ve haysiyetine zarar vermesi de haramdır. Müminin yüzüne tokat vurmak da mümine haramdır. Onu itip kakarak incitmesi de haramdır.
iyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol! (23)

Ey insanlar! Yeryüzü Allah ve Rasûlüne aittir. insanlar, 'Allah'tan başka ilah yoktur' deyip, benim Allah'ın Rasûlü olduğumu kabul edinceye kadar, insanlarla mücadele etmem, savaşmam emredildi. insanlar kelime-i tevhidi söyleyince, kanlarını, canlarını ve mallarını korumuş olurlar. Ancak islam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. Ahiretteki hesapları ise Allah'a aittir. Kendinize, birbirinize haksızlık etmeyin!(24)

Ey Müminler, benden sonra küfre dönmeyin, birbirinin boynunu vuran kafirler haline gelmeyin. Size, sımsıkı sarıldığınız sürece asla hak yoldan uzaklaşmayacağınız apaçık dinî, ilmî, idari, siyasi kuralları içeren Allah'ın kitabı Kur'ân'ı ve Rasûlü'nün sünnetini bıraktım. Bunlarla amel ediniz, davranışlarınıza Kur'ân ve sünneti yansıtınız. Bir de soyumdan yakınlarımı, Ehl-i beytimi bıraktım.
iyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol! (25)

Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız birdir. islam'da insanlar eşittir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem de topraktan yaratıldı. Allah katında en değerliniz, en çok Allah'a sığınanız, emirlerine yapışanınız, günahlardan arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab'ın, Arap olmayana, bir başkasının Arab'a, bir siyahın bir kızılderiliye, bir kızılderilinin bir siyaha, takvanın dışında bir üstünlük sebebi yoktur.
"Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idare etmeniz, karşılıklı olarak, islami kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, en çok Allah'a sığınanınız, emirlerine yapışanınız, en çok günahlardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdardır." (Hucurat, 49/13.) (26)

Ey insanlar! Görünürdeki organları kesilmiş bir Habeşli bile başınıza getirilse, size Allah'ın kitabındaki hükümleri uyguladığı sürece, dinleyin ve itaat edin.
iyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (27)

(insanlar, ‘evet' dediler)
Burada bulunanlar, sözlerimi bulunmayanlara iletsinler.
Ey insanlar! iyi dinleyin! Bütün peygamberlerin daveti geçmişte kalmış, görevleri sona ermiştir. Yalnızca benim davetim ve görevim devam etmektedir. Ben insanların ihtiyacı sebebiyle Rabbimin katında davetimi, görevimi kıyamet gününe kadar muhafaza ettim. Ben önceki ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Beni mahcup etmeyin, yüzümü kara çıkarmayın. (28)

iyi dinleyin, bir kısım insanlar için elimden bir şey gelmezken bir kısmını kurtaracağım. Ya Rabbi ashabım, diyeceğim. Bana, ‘Senden sonra din adına neler icat ettiklerini bilmiyorsun', buyuracak. Ben cennetteki havuz başında sizi bekleyen öncünüzüm. (29)

Ey insanlar! Allah, her hak sahibinin hakkını, her varisin, mirastaki payını belirlemiştir. Varise vasiyet yapılamaz. Vasiyet terekenin üçte birini de geçemez. Çocuk meşru eşe aittir. Zina edenin hak sahipliği söz konusu değildir. Hamisinin, amirinin, ortağının, işvereninin, efendisinin sağladığı imkanlara nankörce davranan, Allah'ın Muhammed'e indirdiği Kur'ân'ı inkar ediyor demektir. Babasından başkasına mensubiyet öne süren veya efendisinden başkasını veli edinen, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Böylesinin ne azabı geri çevrilir, ne ceza yerine fidye alınır. (30)

Ey insanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri kesinlikle dinde aşırılıkları helak etmiştir. Hacdaki amelleri, davranışları benden öğrenin. Bu seneden sonra bir daha haccedip edemeyeceğimi bilemiyorum. Bu öğütlerimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Öğütlerimin ulaştırıldığı bazı kimseler burada dinleyenlerden daha iyi anlayarak, daha iyi muhafaza edebilirler, nice kimseler uygulayarak daha mutlu olabilirler. (31)

Ey insanlar! Allah sözlerimi işitip de belleyene, rahmetini merhametini ihsan etsin. Allah yüzünü ağartsın. Mana yüklü sözlerimi anlamadan ezberleyen birçok insan var. Derin manalar içeren sözlerimi bilen birçok insan, kendisinden daha yüksek anlayış sahiplerine bu sözlerimi ulaştırsın. Üç vasfa, üç davranışa sahip olan;
-Samimiyetle Allah rızası için dinî görevlerini yerine getiren,
-Müslüman idarecilere samimi davranan ve itaat eden,
-islam toplumunun birliğini ve bütünlüğünü koruyan müminlerin islam'a hıyanet etmeyeceğini, kalplerinden islam'ı atmayacağını bilin.
Bütün müminler gelecek nesilleri, islam ile şereflenmemiş insanları islam'a davet ederek islam'ı tebliğ ve davet görevini yerine getirmelidirler. (32)

Benim dışımda benden sonra peygamber görevlendirilmeyecektir. Sizin dışınızda ümmet de olmayacaktır. Rabbinizi ilah tanıyın, candan Müslümanlar olarak Rabbinize teslim olun, saygıyla Rabbinize kulluk ve ibadet edin. Rabbinizin şeriatine boyun eğin, adabına, erkanına riayet ederek beş vakit namazı aksatmadan aşikare kılın. Vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran, berekete vesile olan zekatı verin. Ramazan orucunu tutun. Yöneticilerinize itaat edin ki Rabbinizin cennetine girersiniz. (33)

Ey insanlar! Yarın Beni size soracaklar. Ne dersiniz? Peygamberlik görevimi yerine getirdim mi? Vazifemi yaptım mı?
(Orada bulunanlar, ‘evet yemin ederiz ki, tebliğ ettin, bize tavsiyelerde ve öğütlerde bulundun, böylece şehadet ederiz' dediler).
-Şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi...
Size selam ve selamet diliyorum, Allah'ın rahmet ve bereket ihsanını niyaz ediyorum. (34)

(Sonra insanlara veda etti. Bunun üzerine insanlar, ‘bu veda haccı' dediler).
________________________________________
1) M. Hamidullah. Mecmûatü´l-Vesaikü´s-Siyasiyye (Vesaik) 360; ibn Abdirabbih 4/53-55.
2) Vesaik, 360.
3) Yakubî, 2/110;Vesaik, 360; Beyhaki, Sünen-i Kübra, 10/180; Sahih-i ibn Huzeyme, 4/255;Kur`ân-ı Kerim, 7/158.
4) Vesaik, 361; Buharî, “Hac” 132; “Megazi 78;“Tevhid” 24, “Edahi” 5, “Fiten” 8; “Edeb” 42;Müslim, “Hac” 283; Müsned-i Ahmed, 7/ 307.
5) Müsned-i Ahmed. 7/307.
6) Müslim,“Kasame” 26; Müsned-i Ahmed, 7/307; ibn Sa´d, 2/186.
7) Yakubî, 2/109-110; Kur`ân-ı Kerim, 11/ 85.
8) Vesaik, 361, 364; ibn Mace, “Sadaka” 9;Kur´ân-ı Kerim, 2/283.
9) Yakubî, 2/109-110.
10) Vesaik, 361; Darimî. “Büyü” 3.
11) Yakubî, 2/109-110.
12) Darimî,“Menasik” 84; Müsned-i Ahmed, 7/330.
13) Müslim, “Hac” 132.
14) Vesaik, 361; Darimî, “Menasik” 34; Müsned-i Ahmed, 7/376.
15) Vesaik, 361.
16) Vesaik, 361; Yakubî, 2/110.
17) Tirmizî, “Tefsiru´l-Kur´ân” 10.
18) Vesaik, 361.
19) Vesaik, 367; Taberanî. Mucemu´l-Kebîr, 8/229.
20) Vesaik, 361, 365.
21) Vesaik, 361-362; ibn Mace,“Menasik” 84; Müsned-i Ahmed, 7/376; Tirmizî, “Tefsîru´l-Kur´ân” 10; Kur`ân-ı Kerim, 4/34.
22) Yakubî, 2/109-110; Kur´ân-ı Kerim
23) Vesaik, 364-367; Tirmizî, “Tefsiru´l-Kur´ân” 10; Yakubî, 2/110 Kur`ân-ı Kerim, 49/12-13.
24) Yakubî ,2/110; Vesaik, 363; Buharî “Cizye” 5; “ikrah” 2; Müslim,“Cihad” 20.
25) Vesaik, 362, 365; Tirmizî, “Menakıb” 32; Müslim, “Kasame” 26; Buharî, “Hudud” 10; Yakubî, 2/110; Muvatta, “Kader” 3; Ebû Davud, “Talâk” 40; Darimî, “Mukaddime” 24; “Talak” 10; Müsned-i Ahmed, 1/75, 3/212, 286, 4/206, 5/30.
26) Vesaik, 362; Müsned-i Ahmed, 9/127;Yakubî 2/110.
27) Nesaî, Sünen-i Kübra, 4/431 (7815. hadis); Müsned-i Ebî Avâne, 4/402.
28) Taberanî, Mucemu´l-Kebîr, 8/141; Vesaik, 367.
29) ibn Mace, “Menasik” 76.
30) Vesaik, 362; Müsned-i Ahmed, 6/207; Yakubî, 2/110; ibn Hişam, 4/219.
31) Ebû Davud, “Menasik” 77; Nesaî, “Menasık” 217; ibn Mace “Menasik” 63; Müsned-i Ahmed, 1/215, 347, 7/376.
32) Darimî, “Mukaddime” 24.
33) Vesaik, 365; Taberanî, Mucemu´l - Kebîr, 8/115, 136, 138, 303; Kur´ân-ı Kerim, 21/ 92, 23/52.
34) Ebû Davud, “Menasik” 56.

Alıntı yapılan web sitesi;

sonpeygamber.info/veda-hutbesi-tam-metin
peygamber tarafından kendi tebliğ ettiği kuranın ayetlerine tamamen zıt bazı bilgilerin verildiği hutbedir.

Ey insanlar!
"Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur."(veda hutbesinden)

Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir mal bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması size farz kılındı.(bakara-180)

böylelikle ya veda hutbesi, ya da kuranın bu ayeti çöpe gitmiştir. zaten islamı biraz araştırınca kuranda çöpe gitmeyen çok az ayet kaldığı görülür.
Bir kitap okurken güzel yerlerini, soylemesi güzel manası anlamlı yerleri cümlelerini seçip altını çiziyorsun kitaba not düşüyorsun filan ya,
Hz muhammedin veda konuşmasına da aynı işlemi uygulamıştır birileri.

işlerine gelen yerleri cümleleri düzenleyerek konuşmayı revize ederek bir bildiri halinde yayınlamışlardir.

Yoksa peygamberimizin 35 tane maddeyi hepsinin sonunu dır/dir ile bitirerek sıralaması gibi bi durum söz konusu degil'dir'
tanrı ve vahiy inancına sahip bir birey olarak, kuranın veya islamın her maddesini koşulsuz şartsız kabullenebilen biri değilim fakat ne olursa olsun bir okunmalı..
özellikle de o son kısmı hafiften içimi diken diken eder.
Kısaca insanlığınızı kaydedip cahiliyye devrine dönmeyin demiştir peygamberimiz.

Peki hz. Peygamber bu dünyayı terkettiğinde neler oldu?

Kim devlet başkanı olacak diye sahabeler birbirine girmiştir. Başkanlık için Mekkeliler ve medineliler arasında sert tartışmalar yaşanmış Ve peygamberimizin defini gecikmiş. Hz. Ali de seçilecek başkan için cenaze merasimi bir gövde gösterisi olacağı için gizlice hz. Aişe'nin odasının ortasını kazıp yanılmıyorsam hz. Abbas ve bir kaç sahabe ile defnetmiştir. Hz. Aişe bile kazma seslerini yan odadan duymamış.

Diyeceğim o ki taht için ilk Müslümanlar dahi birbirine girmiş, veda hutbesi çabuk unutulmuştur.
Hadistir. Doğruluğu kesin değildir. Bazıları "sizlere sadece kuranı bırakıyorum" dediğini, bazılar "sizlere kuranı ve sünneti bırakıyorum dediğini(sünniler), bazıları ise "kuranı, sünneti ve ailemi bırakıyorum" dediğini(şiiler) söyler.

Tek doğru yol kuran'dır.
peygamberin insanlığa son mesajıdır, son konuşmasıdır, son vasiyetidir.
ilk insan hakları beyannamesidir. Evet.
Çeşitli versiyonları olan hutbe. ilk okuduğumda kadını dövebilirsiniz kısmı yoktu. Ayrıca şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.Allahın haram ve dokunulmaz kıldığı cani haksiz yere öldürmeyeceksiniz.Hırsızlık yapmayacaksınız. Şeklindeki yasaklara ek olarak parantez içinde zina yazanlar var. Diyecek laf bulamıyorum.
dinin özüdür.
bir arada yaşayan insanlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesini, toplum refahının sağlanmasını amaçladığından ötürü aynı zamanda bir insan hakları beyannamesi idir.

fransız ihtilalinin fikri temellerini hazırlayan filozoflardan la fayette insan hakları beyannamesi yayınlanmadan önce bütün hukuk sistemlerini incelemiş, veda hutbesini gördükten sonra ise şunları söylemiştir;

ey şanlı muhammed.adalette öyle bir zirveye ulaşmışsın ki, kimsenin o seviyeyi aşması bugüne kadar mümkün olamamış ve bundan sonra da olamayacaktır.
En ünlü hadis olmasına rağmen 3 varyasyonu olan hutbedir. Nen güvenemedim belki peygbere ait bile değildir sonuçta orda değildim görmedim komse de youtube'a yüklememiş.
yıllardır peygamber efendimizin

"size kuran'ı ve sünnetimi bıraktım" dediği öğretilen fakat bu cuma hutbesinde

"size kuran'ı ve ehli beyti bıraktım" değiştirilen hutbe.

ekleme: aptal mısınız oğlum neyi eksiliyorsunuz? Böyle olmadı mı ?
Türlerim tiken tiken oldu.
dünya tarihinin bir daha göremeyeceği çağlar üstü manifestodur .
Değiştirildiğini düşündüğüm konuşma, yazı.
baris gucu nun ülkeye veda edeceği gün sözlükten yazacağı hutbedir.

--spoiler--
muhterem halkım, sevgili dostlar;
acısıyla tatlısıyla bir iktidar dönemini daha geride bıraktık, ve yine bu siyonist iktidarla devam edileceğini görmüş bulunuyoruz.
inançlarım gereği zalim bir idare altında ses çıkarmadan yaşamama imkan yoktur. resulullahın sünneti bu tip durumlarda önce hicret etmek, düşmandan kaçınmak mümkün olmadığında cihad etmektir.
bu itibarla, bu siyonist iktidarın altında daha fazla yaşayarak çocuklarımın beyninin subliminal mesajlarla daha fazla iğfal edilmesini önlemek amacıyla ülkeyi terk ediyor ve tanıdıklarımın ve akrabalarımın bulunduğun norveç'e yerleşiyorum.
hoşçakalın kuzucuklarım.

Ela inne ahsenel kelam ve eblegal nizam. Kelamullahil melikil azizil allam. Kema kalellahü teala fil kelam. Ve iza kuriel kuranu festemiuleh ve ensitu lealleküm turhamun. (hutbe olsun diye, o bakımdan)
--spoiler--
Hadisler üzerinden siyasi amaçlar planlandığının kanıtı. 3 farklı versiyonu vardır.
* (bkz: veda busesi)*
Şehadet parmağı önemlidir bu hutbede.
sanıldığı üzere peygamberimizin tek bir yerdeki konuşması değildir ve tabiyki tam metinde değildir. peygamberimiz veda hutbesinde bir çok konuya değinmiştir. veda hutbesine 3 ayrı yerde kısım kısım okumuştur. genel konuşmasını hacıların ayrılma noktası gadir hum denen mevkide yapmıştır. meshep farkı olmaksızın (ehli sünnette velayeti kabul etmeyenler var) kabul edilen, edilmeyen her hutbe büyük anlatımlar çıkarır. allahumme salli ala muhammed ve ali muhammed.
..Üstünlük ancak takvadadır..
peygamberimizin ölmeden önce yaptığı konuşmadır.
süleyman demirel televizyondan verdiriyormuş veda hutbesini. Ama faizle ilgili bölümlerini çıkararak.

ilginç.
Peygamber efendimizin vefat etmeden önce ümmeti için söylediği sözlerdir. Keşke bu sözlerin hepsını uygulayabılsek.