bugün

caymak, karar değiştirmek, artık hedef olarak görmemek, kaybetmek.
(bkz: vazgeçmek kaybetmektir)
insanin bir döneminde bir seylerden vazgecmesi gerekir. yapmasi gerekenlerlerin hepsini yapmis oyunu kurallari le oynamis ama ne yazik ki mucadelesinin sonucunda babayi almistir. bu yuzden bir bezginlik coker. sirtinda hacini tasiyan isa gibi ve hazin durumu surdurur. hayallerini kaybetmis ama inatla dövüsmeyi birakmamamistir. belki standart insanlarin yaptigi gibi sonu hep kahirli savastan vazgecmeyi calisir. ama yapamaz cunku en ufak umut yuzdesi onu surdurmeyi gerektirir. baska zamanlarda ayni isi yapsa basarili olacagi kesindir. nihayi hedefe daha kolay varir. ama karsinina cikan aptalca sorunlardan ve insanlarin dangasliklarindan bezmistir. cunku insanlarin cogu ona uyamamakta ve hrseyi ondan daha bildigini dusunur. vazgecen kisi ne yapabilecegini bilir neyi yapamayacagini. bu farkla digerlerinden ayrilir. ama digerleri bu hakikati bildiginden ama kendilerine guven duymamalarindan dolayi onu guvensizlikle karsilar. kendine guvenen insan baskalarina guvenir ama kendine guvenmeyen insan ise kimseye guvenmez ve etrafindaki herkezi uckagitci ve firsatci gordunden dolayi. herneyse daha uzatmayayim oyle yada boyle vazgecen kisi kendini önce inzivaya ceker. bir kac kontra atak yapar ama sonu hep hazindir. bu vazgecen insanlara koyveren insanlara kaybedende diyebiliriz. ama onlarla arasinda bir fark vardir. hala duslere inanirlar ve kendiklerine inanirlar. yoksa diger konularda birbirlerine benzerler. kendilerinin yargici olmaktan ve kendilerine en acimasiz cezalar vermelerinden tutundan her gecen gun tanrinin eline canli dustukleri dusuncesi falan filan... gun gelir artik yapmak istediklerini yapamayacaklarini farkederler. cunku yokus yukari rekor kıran bunyelerin artik takati kalmamistir. bosverirler herseye ama temkinlidirler. kendilerini gostermelik gunu birlik islere verirler. karl valentin gibi bileycilik yaparlar mesela. yahut edebiyata ve siire dalarlar . bazisi ise oturur kendinden baska kimsenin ilgilenmeyecegi konulara dalar ve saptamalar yapar. shaekspeare'in sonesinde ki ruh halindedirler. ''vazgectim dunyadan ölum paklar beni' gibi... ama isin kolayina kacmazlar. enazindan yasayarak mucadele ederler. belki bir gun talih dönecek kahpe felek kahpelikten vazgecektir. ama icin icin bilirler bunun olmasi cok dusuk bir ihtimaldir. ama su hakikati cok cok iyi bilirler önemli olan mucadeledir hayatta. gersi ie bostur. belki son kez kareyi kurarlar ve maresal ney gibi umutsuz ama hic olmazsa azimli bir sekilde devam ederler savasa. ne yapalim hayat bu ...
zaman zaman güzel çözümlerdendir.
bir daha geri dönmemek. hatanı anlayıp, üstelememek. işe yaramadığını görüp, uğraşmayı bırakmak.
(bkz: vazgecmek mı zor olan vazgecmemek mı)
kolaya kaçmaktır.güçsüzlüğü kabul etmektir ve her vazgeçiş hayat karşısında alınan bir yenilgidir...
mücadele etmekten kaçmaktır aslında, on durumla uğraşacağınız yerde aman tamam ya ben vazgeçiyorum olmayacak bu derseniz işte yine kaçıyorsunuzdur. vazgeçmeye gerek yok hedeflerden, vazgeçmeye gerek yok hayallerden, vazgeçişler sırtımıza yüklenen yüklerimizdir..
ya acı verir yada daha çok acıdan kurtarır.
yine yeni yeniden yenileceğini bildiği için baştan pes etmektir. dugusal insanların üzülmemek adına aldıkları kararlardan sadece biridir.
karar değiştirmek, istenen şeyi artık umursamamak. yoğun mücadeleden sonra elde edilemeyip vazgeçilmişse, insanı çok rahatlatır. pişmanlık hissi ve keşkeler yoktur.
(bkz: pes etmek)
ertelemekten farkı, askıya almamak, sonuçlandırmaktır. vazgeçme iradesine "ilerde belki koşullar değişince, yeniden çabalarım" umudunu eklersen, ertelemektir onun adı.

kabullenmekten farkı, sonucu değiştirmek için hala yapılabilecek bir şeyler olmasıdır. Olanı, gerçekleşeni kabullenmeye "deneseydim değiştirebilir miydim" şüphesini eklemektir; vazgeçmek.
(bkz: vazcaymak)
(bkz: yol verdim gitti)
hep acı veren şeydir zannediyorum ki yahut bende öyle olmuştur biteviyen..
zira insanın bu emelinin temelinde vaz-geçmek vardır çünkü..
yani o insan ne ola ki vaz geçsiz?.. neden geçsin başka bir konu ya da mevhuma?
buradan da anlaşılacağı gibi genelde vaz geçilmesinin amili bir engel yahut bir yetersizlik dolayısıyla istemsizlik hükm vardır.. bu yüzdendir ki insan için istenmeyen, istemediği, elinde olmaksızın yitirdiği ya da yitirmesi gerektiği şeydir bu..
fakat bence her zaman insan vaz geçmemeli, ve hatta benim hayat felsefeme göre sonunda acı çekecek olsa da vaz geçmemeli..

bilgelerin de dediği gibi; yapmadan-yapamadığın için pişman olacağına yap da pişman ol..
şerefli vazgeçişle, şerefsiz vazgeçiş arasında ki ince çizgidir vazgeçmek.
(bkz: nerde çizgi)
vazgeçtim arada olur bu bana umutlarımdan hayallerimden vazgeçerim bir süreliğine. limitlerde ve sınırlarda yaşamayı bildiğimden olsa gerek. zorunlulukların omzuma ağır gelişinden, kapasitesizliğimden, salaklığımdan. vazgeçerim hayattan, gülmekten, hayal etmekten, yazmaktan. vazgeçtim. şimdi çok çok mutluyum. içimdeki deniz kızını buldum. sana ödünç vermiştim. sahip çıkamadın. el veremedin. belki başka sefere. senden vazgeçmedim çünkü. yine veririm iplerini kalbimin yine oynarsın kuklanla. yine sana aşk sözleri kurar. yine seni özler, yine seni deli gibi ister. aptal çünkü. sana hep aşık. çünkü onun sevmekten başka umudu yok. bilmiyorsun. çünkü hiç dokunmadın kalbine, bilmiyorsun yüzündeki acıyı görmedin. bilmiyorsun ses vermedin. sustun. sessiz harf alfabem yok benim. hepsini sana verdim.

elden gelen bir şey olup olmamasına değil içindeki hisse göre artık istememektir o şeyi. kimine göre sadece ertelemek.
gösterilen her çaba, kazık olarak dönmüşse; çaredir.
üzülmeyi durdurmaktır bazen. çekilen acılara ambalaj çekilir, vitrine konur acılar ve sergilenir bir süre. vadesi dolar acıların. zaman tozunu alır ve zaman çoğu zaman kendisini de alır acıların. sadece izi kalır. bazen iz bile değil tis bir ses. sadece kendin duyarsın. bir gitarın telleri kopar, birinin elleri kanar. duyarsın ama gidemezsin, çünkü vazgeçmek dönmemektir. bitirmektir.

umut bizim mahallede bir erkek bebekti. büyüdü. ve o büyürken ben yaşlandım. o büyüdü ben yaşlandım. seni tanıdım. sen büyüdün gözümde, ben küçüldüm kendi içimde. büyüdükçe ufaldım. konuştukça alçaldım. sessizliğe gömüldüm, kaderimi yaşadım. bir daha yaşamak istemediğim ne varsa düşlerime sakladım.

umut bizim mahallede bir erkek bebekti; ben ortaokulda ona şiirler yazardım. ben ortaokulda umut kucağımda. oğul umut büyüdü ben aşktan vazgeçtim. iftihar et bu senin eserin. azad edildim kaderimden.

umut bizim mahallede bir erkek bebekti. o büyüdü ben değiştim. şiirlerim de değişti. artık , isminin ilk harfi yok alfabemde, ondan bile vazgeçtim.

(bkz: sogumak/#3022700)
(bkz: muhim degil/#2989657)
(bkz: susmak/#3029092)
gerçeği görmektir.

hiçliğine alışmak mümkün gibi
sigarayı bırakmak gibi yani
alışkanlığını üzerimden silkelemek

yani birinci gün çıkmıyorsun aklımdan
ikinci gün daha çok özlediğim de doğru
diğer günlerin halini hatırlamıyorum bile
ama bildiğim bir şey var ki
hala ara sıra
sigara gibi sabrımı yokladığın
dumanımda bir görünüp bir kaybolduğun.
*
Çok fazla anlama gelebilir. örn;

1-)Hayallerinden ve ideallerinden ödün vermek. (bkz: pes etmek)
2-)Yapılması amaçlanan uğraştan daha iyi bir meşgale bulmak.
3-)Zaman, mekan gibi kriterleri göz önünde bulundurarak o işi geçici süreliğine ertelemek.
kişinin bir işin peşini bırakması. Mükemmel insanlar tarafından yapılmasına izin verilmeyen eylem.

(bkz: Asla vazgeçme !) gibi.
dibe vurmaktır bir nevi. birinden birşeyden vazgeçmek, yenilerini istemenin de başlangıcıdır.
bırkmaktır yaşamayı... "o"nu yaşamayı bırakıp başka bir vazgeçmeme nedeni aramaktır...
caresizligin tavan yaptıgı, secimlerden dolayı bazen en zoru bazen en kolayı kabullenmektir.