bugün

sazıyla sesiyle, sözüyle özüyle, diliyle kılıcıyla, taşıyla silahıyla vatan için kan dökmüş, ter dökmüş, çabalamış, didinmiş fakat her zaman cezalandırılmış, hapse atılmış, suikaste kurban gitmiş, idam edilmiş dava insanlarıdır.

bunlar kimi zaman bir şair, kimi zaman bir ozan, bir savaşçı, bir lider, bir siyasetçidir.

hz muhammed (s.a.v.) ; her hali ile 'allah' dedi. vatanından hicret etti.

necip fazıl kısakürek; o da şiirlerinde 'allah' dedi, peygamber dedi. hapishane köşelerinde yaşlandı.

aşık mahsuni şerif; 'amerika katil' dedi. harp okulundan atıldı. davasına devam etti. hapislerde gezdi.

nazım hikmet ran; o da 'memleket' dedi. o da hapis köşelerindeydi. sürgün edildi.

işin tuhafı necip sağda, nazım solda iken ikiside aynı kör talihi paylaştı. düşünce yolu birdi...

recep yazıcıoğlu, ali gaffar okkan, muhsin yazıcıoğlu ; devletin istikbali için çabaladılar. hiç birini yaşatmadılar.

ömer muhtar; vatanını savundu, yeri geldi kan döktü. 20 yıl direniş gösterdi. idam edildi.

hepsi de davalarına sahip çıktılar. ama hiç biri rahat bir ömür sürmedi...

hepsinin de hayatına dair filmler çekildi. ama hiç biri anlatmaya yetmedi...
necip fazıl ve nazım hikmet! gözlerim yaşardı bu dava adamlarını görünce. al birini vur ötekine. vatan için uğraşmış değildir iki kişide.
bizim yeni başsavcı da adliyelerin tuvaletlerini yeniledi. yakında sivas'a düz savcı yaparlar.
(bkz: mustafa balbay)
(bkz: mustafa kemal atatürk)

her gün cezasını birileri kemiklerini sızlatırken görüyor.

halkı için savaşıp kazandığı toprakların üstünde ismi de cismi de kalmasın diye uğraşıyor halkı şu an.

unutulansa onu saygın yapan şeyin bu kokuşmuş anlayıştaki halkın hayatını düşünmesi değil, dava adamlığıdır, önderliğidir.

benim diyen ülkeden böyle adam çıkmamıştır. arjantin'de bile ders konusudur. hem de üniversitelerde falan değil, liselerde bile.

(bkz: uğur mumcu)

ciğeri beş para etmez insanların tuzağına düştü bir pazar sabahı. çok büyük gazeteciydi. ondan sonra gazetecilik de kalmadı zaten, giderken adeta peşinde götürdü mesleğinin şerefini; meydan şerefsizlere kaldı.

(bkz: bahriye üçok)

türbanın kur'an'da yer almadığını savunan bir hanımefendimizdi. üstüne üstlük ilahiyatçıydı. tabi ki ölmesine alkış tutuldu.

(bkz: ahmet taner kışlalı)

anayasa hukukçusu ve gazeteciydi. bir de cumhuriyetçiydi. susturuldu diğerleri gibi.

(bkz: necip hablemitoğlu)

bergama'ya heykeli dikilmesi gereken adam gibi bir adam. almanlar'ın bütün pisliklerini ortaya döktü. daha söyleyecek çok şeyi vardı, tabi ki söyletmediler.
ömer muhtar idam sehpasına çıkmadan önce,

ne demişti, italyan general; " fotoğrafını çekin, düşmanlarımı hatırlamak isterim. "

işte o fotoğraf;

" http://www.ofhayrat.com/R...ERMUHTAR/OMER-MUHTAR1.jpg "

bazen ölümüne saatler kala, tokat gibi sert bakışlardır; dava adamları...
başbuğ atatürk, ismet inönü, fevzi çakmak, necip hablemitoğlu, ali gaffar okan, cem ersever, esat oktay yıldıran, hüseyin nihal atsız, osman pamukoğlu, kenan evren ve ikinci abdülhamit zamanında cezalandırılan aydınlardır. boşuna demiyorlar bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz diye..