bugün

Vapurda yaşanan komik, acındırıcı, unutulması zor olaylardır. Kendim bizzat yaşamışımdır. Şöyle ki;

2006 yılına ait bir gün içerisinde üniversitede dersler bitmiş eve gitmemiz için eminönünden vapurla üsküdara geçmemiz gerekmektedir. Neyse ki bindik. Aylık akbiller o zamanlar yeni geçmeye başlamıştı. Dolayısıyla vapur kalabalıktı ve oturacak yer bulamadık. Ne yapsak diye düşünürken vapurun en alt katına, bodrum katına, manzarası sıfır, nefesi almak bile zor olduğu kata indik.

Bir süre bekledikten sonra vapur hareketlenmeye başladı ki motorun sesi sanki yanıbaşımızda. Çok gürültülüydü ama katlanmak durumundaydık. Neyse ki bir tane hıyar arkadaşımızın nokia 6600 model telefonuna daldık. Şarkılar açtık. Videolar seyrediyoruz. Yani anlayacağınız kendimizi telefona kaptırdık.

Bu sırada vapur üsküdara yanaşıyordu yavaş yavaş. Nasılsa kaptan yanaşırken sertçe iskeleye çarpıp sertçe bir sarsıntı geçireceğini bildiğimiz için o sarsıntı olduğunda kalkarız diye gözümüzü telefondan ayırmadık.

Aradan 10-15 dk geçti ama farkında değiliz. Neyse ki telefonla işimiz bitti. Bir baktık ki aradan bir süre geçmiş ancak hala sarsıntı olmamıştı. Biz de yerimizden kalkıp bodrum katın merdivenlerinden çıkışa doğru gidiyorduk ki ne görelim.
"Vapur, iskeleye yanaşmış. Yolcularını indirmiş. Yeni yolcularını alıp belli bir süre beklemiş ve tekrar eminönüne hareket etmiş" Doğal olarak orada şok geçirdik.

Neyse ki tekrar bodrum kata indik rezilliğimizi görmesinler diye. Eminönüne yaklaştı. Yolcularını indirip yeni yolcularını aldı ve tekrardan üsküdara hareket etti (Allahtan vapur başka yerlere yönelmedi. Adalara felan gitseydi halimiz berbattı).

Yine neyse ki vapur üsküdara yanaştı ve 1 saat süren deniz yolculuğu sona erdi (Bir sefer yaklaşık 15-20 dk. sürüyor).

Karaya basmanın sevinci içerisinde hızlı hızlı vapurdan uzaklaştık ve nihayetinde evimize gittik. indikten sonra da sanki denizdeymişiz gibi bir his vardı. * *
güzel bir günde açık oylamayla galip gelmiş yeni tasarım vapurla ki vapurun o modeli için bende oy kullanmıştım; boğazın bir yakasında diğerine seyahat etmekteydim. enerji dolu bir gündü, şöyleki hani bazı havalar olur ya kasvetli insanın içini sıkan, tam aksine aydınlık ve ılık bir gündü şöyle vapur sefası yapılabilecek:

vapurun roro gemisi havasındaki meşakatle dizayn edilmiş birinci katında lcd ye yakın bir cenahta kendime yer buldum. ilk oturur oturmaz da akranlarım gibi etrafı süzdüm, şöyle mümkünse esmerinden bir göz aşinalığı yakalamak için. ne ise ki vasat bir sefere denk gelmiştim. ama yinede havanın insana depoladığı enerjiden daha kredimi tüketmemiştim ki seyirin başlarında kör noktadan bir atraksiyon farkeder gibi oldum. bende gözümü iliştiriyim derken flu bir kol kaslı uzun siyah saçlı kadın silüeti yakaladım solumda bana dikkatini veren. tabi net bir kare yok ortada. derken efendim burun kaşıma, ayak ayak üstüne atma bahaneleriyle göz seyirdiğim anlarda karşıma çıkan tablo inanılmazdı. duygu halim 2008 avrupa şampiyonasında uzatmaların son dakikasında hrvatistandan yediğimiz golün etkisiyle oluşmuşcasına bombok oluverdi. birebir aynı, o kadar boktan. beni kesen bir travestiydi ve işin ilginci gayet uzun boylu ve geniş omuzlu bir fizyonomiye sahipti en korkuncundan. nedendir bilinmez gayet de streç giyinmişti. insanları vapur neden tutar anlamazdım ama ilk defa vapurda bir tutulma yaşamıştım hem midem hem de ruhsal dünyam açısından. ulan kendimi hangi kefeye koyacağımı şaşırmıştım. acaba bu ucube eski yıllarını hatırlayıp da bana mı sulanıyordu. kendimi gay gibi de hissetmedim değildi. aklıma bomontiden taksime geçerken "abla ense traşın gelmiş" şeklinde laf montelediğim meslektaşları geldi. o dakikadan sonra ebeveynlerden beddua yememe mottosunu transeksüelleride ekledim...*
Istanbul-çınarcık hattında lodostan dolayı vapur oldukça sallanmıştır. iNEN yolculardan biri, sallantının hava muhalefentinden değil de kaptandan kaynaklandığını düşünerek kaptan köşküne doğru sinirle bakar; fakat o de ne? yolculara bu kadar eziyet yaşatan * kaptan gülümsemektedir. Yolcu dayanamaz ve kaptana "-senin gemine bir daha binmem" diye çemkirir ama kaptan gülümsemesini bozmadan " bineeeeceksiiiiin" der.
O yolcu Istanbula dönüşünde binmekte olduğu vapurun kaptan köşüne gayri-ihtiyari bakar. Bu kaptan o kaptandır. Kaptan "-hoş geldin; ben dememiş miydim" diyerek güler.
Not:o hatta bir vapur vardır; kaptanı da o dur.
(bkz: boğazın serin sularina kusmak)
--spoiler--
vapurun arkasinda açıkta seyahat ederken kenarda oturan birinin sigarasını yere atması daha sonra vazgeçip alması ve yanındakine "bak bak simit sanıyorlar portakal rengi ya" dedikten sonra yanan izmariti bir martıya atması ve martının havada izmariti havada kapıp, ağzı yanan hayvancığın marmaranın soğuk sularına gömülmesi durumu. (bkz: bunu yapan insan olamaz)
--spoiler--
kesiştiğin kızın gelip ben bakire değilim demesi.