bugün

(bkz: abdülhamid in kurtlarla dansı)*
Süleyman Demirel'in 2005 Temmuz'unda ağzından kaçırdığı, "Daha yüz yıl Vahdettinin hain olarak bilinmesinin gerekli olduğu" sözü düşündürücüdür.
delikanlı olan ordusunun başına geçer ya yep ya hiç der di. kendileri malta dediler.

bir de kuvayi inzibatiyeyi kuruyor.
bülent ecevit bu sorunun cevabını verdi daha önce. vahdettin hain değildi ama birilerince hain olarak bilinmesi gerektiği için şimdilik hain.
(bkz: vahdettinin suçu ne)
ingiliz belgelerine bakarsak; evet vahdettin vatan haini idi diyebiliriz.

ama açıkcası bir osmanoğlunun böyle bir iş yapacağını sanmıyorum hem de vahdettin'in. mesela osmanlı'da kişiliği zayıf olanlar vardır ama kanımca vahdettin bunlardan biri değildi.

şimdi o zaman ki durumu düşünün. istanbul işgal altında. sadrazamlar ve birçok komutan kendni satmış durumda. vahdettin çıkıp kahramanlık yapamazdı. yani rengini belli edemezdi. hatta atatürk'te samsun'a çıkarken biz sizi şöyle yapacaz falan filan da dememişti. bir nevi ingilizler tongaya düşmüştü o zaman ki olaylarda.

vahdettin'in hataları olmuştur hatta ona büyük vatan kahramanı demek falan oldukça komik kaçar ama bence;
vatan haini değildi.

vadettin yurtdışına çıkmasa idi istanbul'u direk kaybederdik, işimiz çok zorlaşırdı. vahdettin'in bu hamleyi de art niyet ile yapmadığını düşünüyorum.

yani; vahdettin, vatan haini değildi sadece durumun gerekliliği olarak hain ayağını yatmıştı.
tarih açısından bakılınca cevabı kolay olmayan bir sorudur. sonuç itibariyle "kahraman" da "hain" de bu konuda pek uygun gitmeyecek kelimelerdir. ama vahdettin'i çok yüceltmek de anlamsızdır. işgalci devletlerin isteklerine pek direnemediği ve bazı icraatleriyle kurtuluş savaşı'na karşı hareket ettiği vakidir. tahta ise savaşın (1. dünya savaşı) son 2-3 ayında, yani savaşı kaybetmiş bir ülkenin padişahı olarak geçmiştir.

(bkz: tahta değil kubura oturdum)

ülkeden kaçışına gelince, yukarıda da anıldığı üzere, bir noktadan sonra kurtuluş savaşı'na karşı hareket ve kararlara imza atmıştır, dolayısıyla zaten ülkede kalsa da tahtını koruması pek mümkün olamazdı. murat bardakçı'nın bana da makul gelen bir yorumuna göre, ali kemal'in linç edilmesi olayından sonra can güvenliğinden endişe etmiş ve ülkeden ayrılmıştır. velhasıl, ne zaman tahta geçtiği ve şartlar düşünülünce çok da acımasız eleştirmemek gerekir. ama kurtuluş savaşı'na karşı özellikle sonradanki tavrına bakınca, çok da savunulacak ve övülecek yanını bulmak zordur.
(bkz: vahdettin atatürk ü seçti/#10191701)
(bkz: vahdettin hain miydi sorunsalı/#2681360)
vahdettin hainmiydi bilinmez ama ülkeyi terkederken yanında devlete ait hiçbirşey almamış olan ve yurtdışında trajik bir biçimde borç batağında vefat edip, cesedine bile haciz konduğu su götürmez bir gerçektir..
(bkz: vahdettin heidi miydi)
zor ve tartışmaya açık mevzu. ancak sağduyu çerçevesinde ve tarihi belgelere bakılarak tartışılmalıdır.

(bkz: tahta değil kubura oturdum)
hain miydi bilinmez ama beceriksiz olduğu kesin. üleyi işgalden kurtaran ekip çalışmasını koordine edecek ne zeka vardı kendisinde ne de beceri.
(bkz: vahdettin var dediler geldik)
tarihçilerin belgelere dayanarak yaptığı tartışmalarda en tutarlı olanlarına bakıldığı vakit sina akşin'in ingiliz belgelerine dayanarak ortaya koyduğu veriler dikkate şayandır.

şimdi veya daha önceden beri bazı çevrelerin maksatlı olarak vahdettin'i aklama çabaları anlaşılır olmakla birlikte ülke istila halinde iken iç savaş başlatıp taraf olmak hangi vatanseverlikle açıklanabilir burası muamma.

kanımca 12 eylül 1980 eylül'e çanak tutan kanlı 1 mayıs 1977'yi, maraş ve çorum katliamlarını ve daha nicelerini planlayan paramiliter güçler ne kadar vatan haini ise vahdettin de o kadar vatan hainidir.
vatan haini demek çok kolay olsa da yeteri kadar belge ve bilgiye dayanmayan bir iddiadır. korkak ve beceriksiz olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz ancak kendi ülkesini ona buna peşkeş çektiğini söylemek oldukça dayanaksız ve saçma. daha önce de belirtildiği gibi kendi rejimini ve saltanatını korumak dışında, ülkesinin istikbali için tek çareyi ingiltere himayesi görmesi onu vatan haini değil vizyonsuz ve beceriksiz yapar ancak. hele ki mustafa kemal atatürk'ün sahip olduğu vizyonla karşılaştırıldığında acınacak haldedir.

bir diğer gerçek de, tarihi kazananların dilediği gibi yazdığıdır...
bu bir tekrar yazısıdır,ama buraya da eklenmesi gerekmektedir.(#11660847)
Hala cevaplanamamış önerme. Ne olursa olsun iyiki atatürkü anadoluya yolladı. Ve osmanlı hazinesini türkiyeye bıraktı. Borçlarıda bıraktı tabi.
hain değil, hainin daniskasıydı.

vahdettin sırf hainliği ile değil, korkaklığı, koltuk sevdası ve seks düşkünlüğü ile sadece osmanlı'nın sonunu getirmekle kalmamış, aynı zamanda kutsal kayı boyuna ve osmanoğlu sülalesine leke sürmüştür.

vahdettin haindi eve, çünkü millet kuvayi milliye şemsiyesi altında düşmana direnirken, o milletin direnişi kesilsin diye kuvayi inzibatiye'yi kurdurdu,
(bkz: kuvayi inzibatiye)

yetmedi dürrizade fetvasını verdirdi;
(bkz: dürrizade fetvası)

o da yetmedi, ingiliz ve yunan ordularının halife ordusu olduğuna dair fetva verdirdi,
(bkz: ingiliz ve yunan orduları halifenin ordusudur)

işgal kuvvetlerinin bir dediğini iki etmedi, her dediklerini yaptı. her şeylerine müsade etti,
(bkz: ingiliz siyasi müşaviri nin vahdettin tasviri)
(bkz: vahdettin parası bitince ingilizlere yakarıyordu)
(bkz: vahdettin in halifelik için bolfour a yalvarması)
(bkz: her haltı ingiliz elçiliğine soran islam halifesi)

yetmedi, gitti sağa sola mektuplar yazdı;
(bkz: vahdeddin in amerikan başkanına yazdığı mektup)
(bkz: vahdettin in horace rumbold a yazdığı mektup)
(bkz: vahdettin in harington a yazdığı mektup)
(bkz: vahdettin in millerand a yazdığı mektup)

bunlar da yetmedi, gitti sözde ermeni soykırımını kabul etti;
(bkz: vahdettin sözde ermeni soykırımını kabul ediyor)

bütün bunlar yetmezmiş gibi gitti namusunu düşmana emanet etti;
(bkz: vahdettin in 5 karısını düşmana emanet etmesi)

ve en acısı şu ki, o birileri tarafından "kahraman" ilan edilmeye çalışan bu hain ne yaptı biliyor musunuz?
türk milleti kurtuluş savaşı verirken, ordumuz bir mermiye, askerimiz bir yavan ekmeğe, halkımız bir altı delik çarığa muhtaç haldeyken, anadolu yunan çizmeleri tarafından ezilirken bu hain ne yaptı?
gitti kendine düğün yaptı, kız oğlan kız, kendisinden tam 43 yaş küçük 17 yaşındaki nimet nevzad hanımefendi ile düğün yaptı...
(bkz: millet kurtuluş savaşı verirken düğün yapan halife)

şimdi bu adam, bu mrczup hain değilse, ben peygamberim. hatta tanrıyım...

vahdettin hakkında bir rivayet de şudur ki, ulu hakan ikinci abdülhamid han, vahdettin için "milletim bu meczubun eline kalacaksa vay haline..." demiştir.
ilber ortaylı'ya göre değildi diye cevapladığım soru

http://www.youtube.com/watch?v=2scOwvDhRTk
Değerli bilim adamı prof. Dr. Çetin yetkin'in bir cümleyle cevapladığı sorudur. 1:01:40'a bakın.

https://m.youtube.com/watch?v=7DnUzazLQCQ

Bu sorunun sebebiyle birlikte bu kadar kısa yanıtlanabildiğine hiç şahit olmamıştım.

Çomarlar, kurduğu cümlede kullandığı her kavramın üstünde biraz düşünün ve bir an olsun atatürk nefretinizi bir kenara bırakın. Bakalım ne diyeceksiniz?

Kalın kafalı olduğunuz için şöyle tercüme edeyim:

Bildiğiniz üzere hülagu Bağdat'ı ele geçirdi. Halifeye dokunmasaydı, halife Moğol istilalarını destekleseydi, sonra Mısır'dan bir islam ordusu yola çıkınca halife "canım tehlikede" diye hülagu'ya sığınmaya karar verse, basra körfezine gidip, hülagu'nun gönderdiği bir Moğol gemisiyle kaçsa, kaçtığı yerde de rahat durmayıp, tekrar iktidara gelmek için hem moğollara, hem haçlılara yalvarsa, ne derdiniz?
Tarihten anlamam ama her ideoloji tarihi kendi bakış açısıyla yorumluyor. Geçen yine gündem oldu, ilber ortaylı ve bardakçı beraberdi altaylıda, ikisi de bir çok hata ve yanlış yaptı fakat hain değildi dediler. bu konuda ecevitinde hain değildi açıklamasından bahsettiler.
Bir akrabana sorsak senin de hain olmadığını söyler yobaz.

Hayır, o değil, yok ecevit şunu dedi, yok ilber ortaylı bunu dedi... Yahu çetin yetkin hain sıfatının bile az olduğunu gerekçesiyle ifade ediyor. Şu açıdan yanılıyor diyeceğiniz yere, yok o onu dedi, yok bu bunu dedi...

Kendi aklınız yok mu?
Bu soruya tarih eğitimi almış hiç kimse cevap vermez.
Tarih insanları hain kahraman olarak ayırmaz.
Bu siyasetin konusundur.
Tarihe göre Vahdettin etkisiz bir padişahtır.
Dönemin şartlarına göre değerlendir düsturuna göre
Vahdettin içinde bulunduğu kaosu yönetememiştir.
Hepsi bu kadar.
Kûva-yi Milliye ve Atatürk hakkında şerefsiz Dürrizade'nin fetvasını onaylamamış olsa idi "değildi" derdim. Yunan Ordusu'na padişahın ordusu diyebilen bu kepazeliğe onay veren herif haindir. Kimse boş yapmasın!
güncel Önemli Başlıklar