bugün

Genel de yükseklik korkusu olanların yaşadığı, ya da bir metal yığını'nın içerisin de yerden 10.000 metre yüksekden seyahat etmenin mantığına ters düşen kişilerin duyduğu korkudur. (cümle biraz düşük oldu, idare edin)
tüy siklet arkadaşların lodoslu havalar da yaşadığı korku.
belki de asıl sebebinin kontrolün tamamen başka kişilerde olması ve yol alırken hiçbir şey görememek olduğu korku. sağını solunu önünü görememek.
küfürlü küfürlü entariler giyinen, sonra bi de çok aşırı filfili siyasi yazarların yaşadığı korkudur.
3000 saat uçuş tecrübeme rağmen bir türlü kurtulamadığım korku. * aşağı bakınca adamlar karınca gibi gibi görünüyor. aşağı bakmadan iniş biraz problemli olsa da bünye alıştı artık. *

"sayın yolcular. şu an iniş için alçalmaya geçmiş bulunuyoruz. lastiklerin havası bir miktar fazla olduğundan, bir kaç kez, top gibi sekme ihtimalimiz bulunmaktadır. asla bir pilotaj hatası değildir."
(bkz: kemal sunal)
(bkz: aerofobi)
bir zamanların efsane hollandalısı dennis bergkamp'ın bir çoğu avrupa kupası maçları olmak üzere, deplasman maçlarına gidememesinin sebebi.
uçuş gününden günler evvel başlayan hayatı zehir eden, halkışta ve inişte insanı fenalaştıran, uçağın her titremesinde ömürden ömür götüren bir korkudur bu. bir türlü de alışılmaz buna.
yok böyle birşey. sadece insanların uçma fikri yanlıştır. niye uçalım ki? kuşmuyuz? biz karada yürümek, koşmak için programlanmış memeliyiz. oturun oturduğunuz yerde.
eski zamanlarda tupolev ve aeroflot ikilisi ile uçan hemen hemen herkesi saran korku.
aslında korkulan uçmak değildir.
insan oğlu herzaman kondrolü elinde olan şeylere güvenir.
yani yapabileceği birşeylerin olduğu durumu.
ama uçarken kontrol sende değil yani boşluktasın.
düşünün uçakta uçarken pilot konuşuyor:
+ sayın yolcularımız şuan 1500 feet yükseklikteyiz.
+ allah korusun mazallah bir çakılırsak tek parçamızı bulamazlar.
dediğini.