bugün

kelime hazinesi can çekişmekte olan yazarın feryadı. bazen en basit cümleleri kurmakta zorlanıyorum, gazetedeki haberlere sadece göz gezdirmekle yetiniyorum, telefon çaldığında ekrana bön bön bakıyorum ''kim lan bu'' diye bir cümle bile gelmiyor aklıma. zihnim detayları atlamaktan bomboş bir levha hale geldi. neredeyse üniversitelerin, kütüphanelerin kapısına gidip :''okumayı seven varsa bana bir kitap okusun allah rızası için parası neyse öderim.'' diye haykıracağım.

bu acayip bir sendrom, bir şeyi daha önceden yapmışım ve sevmişim ama şimdi yapmak istiyorum ne yazık ki ifa edemiyorum. bak ben tuvaletteki zamanı kitap okuyarak değerlendiren bir okurdum, konuştuğunda birkaç kişinin dikkatini çekecek dil cazibesine sahip biriydim. şimdilerde canım ne konuşmak istiyor ne de herhangi bir şeyi okumak. dolayısıyla düşünme ve düşündüğünü kelimelere dökme konusunda sıkıntı çekiyorum. en pis tarafı da daha ne kadar devam edecek onu bilmiyorum.

ya da birinin beni okuması lazım onu bekliyorum.
yorgunluk sendromu. bir de eski alışkanlığın ara verince geri getirilmesinin yeni alışkanlık kazanmaktan zor olması durumu. sınav zamanı ders çalışmak yerine kitap okumayı seçen, merdivenlerde, karanlıkta, yolda, kalabalıkta, vakti bolken, vakitsizken, severek, tutkuyla, sevdiği yazarın tüm kitaplarını, kendisi için, zevkle okurken bir süre ara verdiğinde, geriye elinde bitmiş bir alışkanlığın kalması. yeni yazarlar sevmek lazım yahut yeni öğrenecek şeylere heyecan duymak lazım. bu kadarı bana yeter, ben doldum, yoruldum, boşalmam lazım, konuşmam, yazmam, onca yıl okuduklarımı bir dökmem lazım, sonra yeniden öğrenmeye açlık duymam, heyecanlanmam, merak etmem lazım. ama olmuyor. yeni şeyler istemiyor, biriktirdikleriyle yetinmeyi seçiyor, üşeniyor, zevk almıyor. devir hız devri, sabırsız bünye. yerinde duramıyor. halbuki ekrana bön bön bakıyor. saatlerce hiç bir şey yapmadan-ki aslında yaparken-durabiliyor. şarjın boşalması, soğuk bir duş lazım.
(bkz: kitap fiyatlarının anasının gözü gibi olması)
kitapçılardaki çoğu kitapların sır temalı ya da
ölmeden önce okumanız gereken kitap şeklinde olması nedeniyledir..
bir itiraf cümlesi. çok şükür kitap okuyacak kadar boş beleş vaktimiz yok, hep bir koşuşturmaca içindeyiz.
ya daralan dağarcığını sikeyim, gerçek dünya kitaplardaki kadın-erkek ilişkilerinden, ejderha masallarından ya da polisiye kurgulardan çok farklı.
artık kelime dağarcığımız daha farklı çalışıyor. "düzgün iş yap, hızlı ol, yarak yarak hareketler yapma, sen şuraya git sen burada kal, ne dikiliyorsun atatürk gibi..." sürekli bir iş gösterme, sürekli direktif, sürekli bir şeylere yetişme çabası içerisindeyiz, ne kitabı allasen.