bugün

kendinize ben nerdeyim kimin yanındayım diye sormaktan alıkoyamazsınız en başta.sonra o kadar ayrı geçen zamana inat hiç gitmek istemezsiniz yanından.durup durup yüzüne bakarsınız.gerçekten de onun yanında mıyım diye.bir daha ki uzun ayrılıklardan sonra kavuşma zamanına değin sevdiceği orda öylece bırakırsınız.size son veda ettiği yerde ki hali kalır aklınızda bir de...
(bkz: gözden ırak olan gönülden de uzak olur)
deli gibi sevişmenize sebep olacak hededir. ilk kez yaşıyormuşçasına sevişirsiniz. yeniden aşık olursunuz, tutkuyla kavrulursunuz. sonra sigara yakarsınız. içer ve sarılıp uyursunuz. saati kurarsınız, biletiniz vardır; yeniden ayrılmak için...
takvimin altin yapragidir vuslatin bittigi gun. o gun geldiginde her sey o kadar hafiftir ki, o kadar los gelir ki etrafta olan biten her sey. akreple yelkovan birbiriyle yarisir sizden gizli, hic bir sey anlamazsiniz. Zaman oyle akip gecer ki ozlemin bittigi o ilk gunde, adeta kizarsiniz. gun sonunda kizarsiniz kim bu mina kodugumun gununu 24le sinirlandirdi diye. niye hava bu kadar cabuk karardi. ne kadar cabuk gece oldu... ne kadar cabuk sabah. ayrilik vakti elbet gelecektir. kisa sureli olmasini dileyin. cunku uzun soluklusu, kudurtuyor adami.
o an hiç gelmeyecekmiş sanki, zorunlu nedenler yüzünden aylardır görmediğiniz sevdiceğin yüzünü her gece gözlerinizin önüne getirmeye çalışırsınız. anılarınızı tazeleyip, canlı tutmak istersiniz.
onunla geçen her anı, her dakikayı hatırlamak ve tekrar yaşamak için...

ve gelir, ben geldim der. inanmak istemezsin. o kadar hasrete, acıya katlanmışsın ve hep böyle sürecek sanmışsın meğer. sımsıkı sarılırsın, hasret kaldığın kokusunu ciğerlerine kadar çekersin. yüzün güler, o güler. sürekli bakmak istersin ona, o da sana bakar bir daha hiç görmeyecekmiş gibi. aşk uzaklıkla sınandığında bambaşkadır.

o yokken geçmeyen zaman, yelkovanın akrebi kovalamadığı zaman, onun yanındayken su gibidir. en çok acıtan budur.

mutluyken zaman neden çabuk geçer?
(bkz: sarsılarak boşalmak).
arka fondan ümit besen ' hatırladın mı eskiden geçmişte ki günler de ' diye tempo tutmaya başlar.
(bkz: mazoşizm)