uzun yolculuğa çıkarken mp3 ün şarjının bitmesi

talihsiz bir olaydır yapıcak iş kalmamıştır bir süre uyumaya çalışılır bakılırki zaman geçmiyor bi önceki yolculuktan kalma koltuğun arkasındaki gazeteler okunur o da olmayınca telefondan oyun vs.oynanır ve kadere küfredilir.

(bkz: kör kuyularda merdivensiz kalmak)

(bkz: murphy yasaları)

daha çıkarken bitiyorsa, kusura bakmasın da yola çıkmadan önce aklın nerdeydi de şarj etmedin diye sorulması gerekir bu aletin sahibine... beynine tecavüz ettiğimin insanıdır.

(bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk)

mp3'e ilaveten alınmış gazeteler girer devreye. artık en ufak magazin haberine kadar yutulur o gasteler. kim kiminle yiyişmiş, kimin bacak boyu kaç santim, kim arabasını değiştirmiş vs tarzı niteliksiz bilgiler okunduktan sonra, hala daha yolculuk bitmediyse, gazete başa sarılır, ilk başta es geçilen, göze lüzumsuz gelen haberler okunur. hala daha yolculuk bitmediyse zaten mına koyim öle yolculuğun.

akabinde, günlük gereksiz bilgi kapasitesini doldurduktan sonra şehre indiğimizde, ilk alkol masası muhabbetinde bu mevzuları açarız.

-olm hede hödöyle ayrılmış lan, inanamazsın yani öyle mutlu mesuttular ki şaştım kaldım
+banane aq banamı ayrıldılar
-o değil de zödö'nün yeni arabasını görmen lazım
+zödöyü skeym
-peki

babanız paso türk sanat müziği dinliyor dinlerken de durmadan eşlik ediyorsa o yol hiç bitmez.

pilli mp3 ün degerini anlamaktır. durulan her yerde pil alınıp müzik coşkusuna devam edilebilir.