bugün

izmir erzurum arası 22 saat sonrası göt felci geçirmek.
Yastiginiz yoksa kafanizi cama koyunca tar tar tar diye gitmeniz,
ve boktan bir bas agrisi.
göt ağrısıdır, klişenin en kralıdır. Hele ki uzun boyluysanız ve standart koltuk araları size göre ayarlanmamışsa bu ağrı dayanılmaz boyutlardadır. yol boyunca çatal ağrır, mola verilir ve sevinirsiniz. Dışarı çıkarsınız yürürken de ağrır o göt. oturayım bari dersiniz, o göt yine ağrır. Ne yapacağını şaşırır insan ancak aniden bir aydınlanma yaşarsınız. Götünüz bireysel rönesansınıza vesile olmuştur. Çevrenizdekilere hakaret babında sarfettiğiniz göt kelimesini israf ettiğinizi, o anda göt derken kastettiğiniz mananın en çok bu durumdayken bu ''göt''e yakıştığını anlarsınız.
muavinin verdiği keke tecavüz etmek.

(bkz: american pie)
muavinin verdiği keke tecavüz etmek.

(bkz: american pie)
kazık yemek fiyatları, tuvalete gitme ihtiyacı ve müzik dinleyip, hayallere dalmak.
kazık yemek fiyatları, tuvalete gitme ihtiyacı ve müzik dinleyip, hayallere dalmak.
alakasız bir yerde, dağın tepesinde ya da tarlanın ortasında görülen küçük kulübemsi yaşam alanına "burada kim yaşıyordur lan" diye bakakalmak.
BAŞKA BAŞKA iNSANLAR ARASINDA TEK ORTAK OLAN YER VARILACAK OLAN YER OLMASI.
mesela 8 saatlik yol için sanki kıtlık varmış gibi ne bulmuşlarsa almış olan tipler.
daha bu sabah 10 saat boyunca muhatap olduğum insanlar:

-köy, kasaba, şehir demeden müşteri için her otogarda duran şoför
-hayvan gibi bağıran, ağzını kırmak istediğim küçük çocuk
-3 saat boyunca su bile servis etmeyen angut muavin
-yolculuk boyunca telefonda sevgilisi ile tartışan kız

merak etmeyin sağ sağlim geldim..
herkesin delice sesini son ses açtığı müziğin cıstık cıstık beyninizi delen hedesi.
gece kıçını yırtarcasına ağlayan bebekler.
nilufer seyahatin ikram servisi.

bu ne *?
kuyruk sokumu ağrısı.
otobüslerde muavinle muhabbet kurup, bunu bir torpil olarak algılayıp, kapıların merdivenlerinde sigara içen ve kimseyi rahatsız etmediğini zanneden gerizekalı keş amcalar.
(bkz: gemliğe dogru denizi göreceksin sakın sasirma)
yanınıza alacağınız kitap, mp3 player, 1 şişe su ve küçük bir yastık,
mola yerlerindeki mideyi laçka eden çaylar,
tuvalet ne kadar büyük olursa olsun ille de beklemek zorunda kalmak,
tam uykunun kollarında salınmak üzereyken dili şişmiş koltuk arkadaşınızın merakının kabarması,
12 saatlik yolculuktan sonra ille de tutmayan dizler, ayakkabıya sığmayan ayaklar...
sıkıntıdan istemdışı gelen birşeyler yiyip içme isteği.
cep telefonundan mesajlaşmaya devam eden magandalar.
mola yerindeki iğrenç yemekler,
ille de parlament içen muavinler,
geç hareket eden otobüs,
1-2,3-4 te oturan aristokrat(!) kadınlar,
gazeteye bakabilir miyim abisi,
wcdeyken kulağın anonsta olması,
şoför ve muavinin beleşe deli gibi yemesine uyuz olma...
omzunuza düşüp duran yan tarafınızda uyuyan yolcunun kafası.
iki arkadaş yola çıkıyorsanız kesinlikle otobüsün kapıları açılmadan pencere kenarı benim sendromu yaşanır.hızlı olan kazanır.
sidikten sapsarı olmuş kokakola şişeleri.
- aynı yeri iki kişiye birden satan otobüs firmaları.
- bilet alan hoş bir kızsa, en ön koltukların satılabilir olması.