bugün

en büyük dezavantajı askerde yaşar bu arkadaşlarımız. yürüyüşlerde en önde ve en sağda oldukları için tüm askerler ondan hiza alır. onun hata yapma şansı yoktur, hata yaparsa arkasından gelen 200 kişi hata yapar. neden en öndedir diyenler için (bkz: boy sırası)
diğer dezavantajlar halledilecek durumlardır ama askerde dayak yeme ihtimaliniz yüksek olduğundan en büyük dezavantaj orada yaşanır.
(bkz: dalga ile klozet arasındaki mesafe nedeniyle hedefi ıskalamak)
boyuna göre sevgili bulamamak.Topuklu ayakkabı giyememek,insanlara yüksekten bakmak her ne kadar istemesekte başımıza geliyor.Sinema,otobüs gibi koltuklarında bacaklarınızın sığmaması,...
allah bir boy vermiş gerisini koyvermiş denilen durum.
(bkz: perde asmak)
bir konuda boyun kadar konuş dendiğinde mallaşma durumuna yol açabilir.
bazı minibüs modellerinde oturacak yer yoksa, o araca binememek. yok oturmayı sevmekten değil, minibüsler küçük.
boyu boyuna huyu huyuna uygun birini bulmak gerçekten zordur. huy zaten zor, bunun üstüne bir de boy girmeye başlar.
bu kesinlikle öylesine söylenmiş bir şey değil.
türk kızlarının boy ortalamasını da işin içine katarsak iş iyice içinden çıkılmaz bi hal alıyor.
evde perdeleri takmak.
belediye otobüslerinde koltukların %80 ine sığamama.
perde asma konusunda ilk öne çıkan isim olma.
mont, yağmurluk * bazı girim eşyalarının kısa kalması.
yüksekte duran pirinç, un * bazı gıda ürünlerine ulaşmada akla gelen ilk isim olma.
sırtta oluşan kocaman bir kambur.
halı saha maçlarında defans oynamana rağmen her kornerde ileriye çağırılma; dolayısıyla yorgunluk.

not:uzun derken 1.85 ve üzeri *
(bkz: 1 84 olmuyo mu şimdi)
aklı kısa derler bunlara ama anlam veremiyorum.
minubuslerde masa moduna geçmeleri.
(bkz: transformers)
şehirler arası otobüste otururken bacakları sığdıracak yer bulamamak.
sinema salonlarında (karşıyaka sineması) koltuğa sığamamak gibi bir sorun. yeni sinemalarda karşılaşılacağanı sanmama ancak eskilerde oluyordu. okulda sınıfça çekilen resimlerde en arkada yer almak gibi.
sözlükteki uzun boyluların anlaşılması. * * *
dağcılık yapıyorsanız çadırın içine sığamama gibi bir dezavantaja sahipsinizdir.
(bkz: cipao)
kurşun dökülmeye maruz kalındığında yanma tehlikesi geçirebilmek.
-üst raflardan tabak çanak indirme görevlisi olmak
-herkesin rahatlıkla giyebildiği eşofmanları ancak kapri olarak kullanabilmek
-yurt yataklarında sürekli bacakları çekerek uyumak zorunda kalmak
-en yakın arkadaşın yanında dev gibi görünmek
-dolmuşlarda ayakta dururken kafayı tavana geçirmek
-uzun boyla ilgili her türlü iğrenç espriye mazur kalmak
-ve tabiki perde asmak *
kavakta da boy varda ne oluyor soylemine maruz kalınması.
eteğin altını görebilecekken, çatal manzarasına talim etmek *
devede de boy var ama esek ceker lafina muhatap olmak.
ne kadar çok insan geçerse geçsin eğer o yoldan yüksek bir araç geçmiyorsa bir tuzak gibi karşıdan karşıya çekilmiş örümcek ağlarının yüze yapışıp yolda ne varsa toplanması olayı. Eve gidene kadar örümcek adama dönüşmekten korkulur. *
şehirlerarası otobüs yolculuğunda bacakları koyacak yer bulamamak.
bir kadın için, topuklu ayakkabı giyememek. erkek arkadaşının boyu uzun olsa bile insan kendini deve gibi hissediyor yaa.