bugün

Unutulmayan film replikleri gibi kapsamlı bir başlıkdan sıyrılmış, yalnızca Türk sinemasına yönelmiş başlıktır.

- - - - - - - - - - - -

''Adamın görevi gizliymiş. -Ulan Seyyit adam p***venk mi? -Ulan gizli diyom. Bu devirde gizli p***venk mi kaldı?'' Kapıcılar Kralı

- - - - - - - - - - - -

'' -Ne kadar bizim albayın borcu ? -500 lira. -Sen onu 575 lira 350 kuruş yap düz hesap olsun.'' Kapıcılar Kralı

- - - - - - - - - - - -

''-Ferit oğlum, ne yaptın sen ? -Sevdim hocam!'' Hababam Sınıfı

- - - - - - - - - - - -

-Götürsene beni de Çanakkale'ye
-Çanakkale'den geçmiyoruz baba, geçmiyoruz.
-Çanakkale geçilmez zaten oğlum.

Hokkabaz * *
(bkz: Atıl kurt)
(bkz: Ben Terken) * *
Baygın bir insan(genellikle kadın)la başlar. meraklı bakışı oynamaya çalışan topluluğun arasından beklenen oyuncu ve genel repliği gelir.
ÇEKiLiN! BEN DOKTORUM...
_senin anan bir melekti yavrum!
_anne..annecim!! (Hülya Koçyüğüt filmleri)

_Hücuma kalkmaya çalışan ordunun borazanı)
--Ramazaaaan!
--Ne?
--Ne çalim?
--Oynak bişey çal.
evinin kadını çocuklarının anası olcaksın

kadirizm.
"aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir
en sevdiğim tatlı kazandabidir." tosun paşa
anlaşılan altınlar 4de bölünecek.
60'lı yılların vahi öz filmleri, bu anlamda birer şaheserdirler. diyaloglarda o denli içten ifadeler vardır ve o denli doğaldırlar ki aynı repliği 10 kez üst-üste izleseniz her seferinde ayrı bir tat alırsınız.

- neden getirdiniz beni buraya?
- bak! delikanlı, gülsüm'ün peşini bırakacaksın!
- fakat ben onu büyük bir aşkla sevmekteyim.
- hadi ordan teres! seni tetkik ettirdim. zengin dullara jigololuk yapmakta, kazandığın kirli paralar ile bu pavyon senin-o pavyon benim, kumarhaneler-meyhaneler, nerede akşam-orada sabah, süfli bir hayat sürmektesin, bilmiyor muyum zannediyorsun?
- öyleydi evet! gülsüm'ü tanımadan önce öyleydi lakin, tanıdıktan sonra maksatsız hayatımın seyri değişti. kendime çeki-düzen verdim. sizi temin ederim kızınızı mutlu edeceğim.
- ulan çulsuz! baksana sen benim gözlerime! kızını çakallara yem edecek baba gözü var mı bende? al şu masada duran çantayı da kaybol hadi! bir daha gözüm görmesin seni.
- satılık değil benim aşkım! lütfedip bana imkan verseniz, bunu size ispatlayacağım.
- bak! "demedi" deme. seni bir daha gülsüm'ün etrafında dolanırken görürsem kırarım bacaklarını! şimdi yıkıl karşımdan, mel'un.
+Evet arkadaşlar Zahire'nin Cumhurbaşkanı kimdir?
- Ne bakıyosunuz lan Zahire'nin Cumhurbaşkanı ben miyim

Hababam Sınıfı
seni seviyorum de!
- hayır!
- seni seviyorum deee!
- hayırrr!
- seni seviyorumm deeee!
- seni seviyorum
- yalaannn! yalannn söylüyorsunn!!
-ağlıyor musun yavrum?
--hayır sevgilim, öyle mesudum öyle mesudum ki...
- oğlum bakma öyle sığır gibi git çay getir.
(bkz: gora)

Ara ara kullanırım bu repliği ama pek randıman alamıyorum.
- çouğu kaybetme ha sakın!
- çakmak mı lan bu?

(bkz: masumiyet)
döverim seni ulen hepinizi döverim.
sana layık değilim filminde sadri alışığın türkanı anlattığı sahnedir. bir kısmı aşşağıdadır. harika bir filmdir.

http://alkislarlayasiyoru...alisik-sana-layik-degilim

bir de baktım türkân hii ay parçası gibi nutuk tutuldu böyle. hani heykel olmuşum heykel, ev eşyası gibi kalmışım. “kız ya, sen bu kadardın” dedik demedik, atladık arabaya doğru. iki laf ettik baktım ağzından bal akıyor, yav yok böyle şey be. hani o yolları, o bolu dağlarını geçtik mi, uçtuk mu nimete kör bakayım hatırlamıyorum ha! ya beş saatte girmişim ankara’ya. sonra kız emanet ya gece attım iskemleyi kapısının önüne, iki paket de cigara, sabaha kadar oturdum iyi mi?

ertesi gün verdi imtihanı atladı arabaya. yav kız değil afet be. hani giderken uçuyoduk ya, dönüşte kaplumbağa. böyle otuz kırk kilometro diyorum. “niye?” diye sordu birkaç kere, “bozuk mozuk” dedik, yersen tabi. yol bitecek diye ölüyorum abi. sonra bitti o yollar iyi mi? kasımpaşaya geldik, elimi sıktı, “gene görüşelim” dedi, “teşekkür ederim, senin kadar tatlı, iyi bir insan görmedim” dedi. böyle içimden bir şey aktı kalbime oturdu kurşun gibi. sonra elini salladı. allah kahretsin yani erkeklik olmasa ağlayacağım be. üç, beş gün gelemedim kendime. ya buram yanıyor abi, nah, direksiyon, yol, taş, viraj… ya trafik memurunu türkân görüyorum iyi mi? sebepsiz yere doluyor gözlerim. ne yemek, ne içmek. durup dururken bir ağlama. ölüyorum be!...
Baba biz Ahmet'le sevişiyoruz .
Senin annen bir melekti yavrum.
Bu acı geçiyor mu Mecnun?
görsel
yaz kızım 40 kamyon çakıl 20 kamyon ince kum ....
"...bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi. bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler."

sadri alışık - ah müjgan ah
atıl kurt - hayri esen.
nayır nolamaz. - abdurrahman palay
şij şok kaba, şok şert bir injanşınız kujum. - adalet cimcoz
nihahahaha - saadettin erbil.
lan garı - rıza tüzün.
Rakı koy la. (Dizi ama olsun.)
https://youtu.be/pIer2yVpHpM

Ah Müjgan ah, gözleri dört defa lacivert...

-Sen, sen varsın diye varım ben!
Yaşamak “Müjgân” diye bir şeydir benim için,
ölmek de “Müjgân yok” demektir.
(bkz: teyzesi defterdar olan faytonla damda dolaşır)