bugün

başlık kabızlığından dolayı tam açılımı "universitede yurttaki arkadasinla kankayken eve cikinca dusman olmak"tır

Şimdi geneliniz bilir. Daha doğrusu ana kucağından çıkıp dışarıda okuyanlar daha bir iyi anlayacaklar beni. Üniversiteye kayıt yaptıktan sonra gider makul bir yurt bulursun, yurda yerleşirsin. Okul başlar, seni bırakan baba gider vs. artık aileden kopmuş hayatından yanından bile geçmediğin bir şehirde "üniversiteli genç" olmaya yavaş yavaş ısınmaya başlarsın.

En başta okul daha yeni yeni start almışken, sınıftakilerden önce yurttakilerle arkadaşlık kurarsın, ortam iç acıcıdır. Güzel kızlar, kampüs, kravat takma zorunluluğu yok ohh mis dersin içinden...

Tabi bu ilk başlarda kantinden herkes birbirine çay tost ısmarlar filan, yani cicim ayları gibi bir dönemdir bu. Neyse gizli öznemize tekrar dönelim. Yurtta beraber kaldığın arkadaşla kısa zamanda kanka moduna girersin, herkesin değişik bir özelliği olduğu için genellikle bu kanka seçimini yaptığın adam "ortam piçi" ya da "yavşak" diye tabir edilen cenesi kuvvetli orta seviye komik adamdır.

Aradan 1-2 ay geçer, artık kankalık mertebesi ilerlemiş ve eve çıkma zamanı gelmiştir. Bu aşamadan hemen önce "hayal kurma süreci" dediğimiz, içinde daha çok "-kankaaa eşya ayarlarız ikinci el, üst sınıfta tanıdıklarım var onlardanda ayarlarız, düşünsene kanka evde kalıyoruz, kızlar geliyo, muhabbet o biçim off diyorum offf" şeklinde beraber hayal kurma sürecini atlattıktan sonra sıra, ev bulma ve eve taşınma süreciyle devam eder.

eve taşınırsın 3 kişi ya da 2 maddi durum neyi ön görüyorsa, için kıpır kıpır hayatında ilk defa şahsına ait bir evin var lan! müthiş bir şey bu...

ilk eve taşındıktan sonra sanırım sadece bende değil bu durum sizlerde yaşamışsınızdır, nedendir bilmiyorum, 3 kişi isek okula gidişimiz, gelişimiz, markete gidişimiz filan hep bi beraberlikten oluşuyor. Yani bir tek tuvalete yanlız gidiyorsun.

Kanka uçuyor tabi, arada bir "olm kızlar diyorum ortam diyorum! anlamıyor musunnnn" şeklinde ara gaz veriyordur. Evde ilk ay sorun yoktur. Herkes sırayla bulaşıkları yıkamaktadır, Temizlik sırasına riayet edilmektedir. falan filan...

sonra zaman ilerledikçe bu senin "yavşak" kanka temizlikten kaçar olmuştur. Bulaşık desen iplemez hale gelmiştir. Zaten eve gidiş geliş saatleride belli olmaz hale gelmeye de başlamıştır.

Hele bir de bulaşık yıkamasına, temizlik yapmasına batak oynar hale geldiysen, etrafta bira şişeleri uçuşuyorsa, işte çatırdamalar başlamış demektir.

Bu ibne kankanla artık ciddi anlamda atışmalara başlarsın, sonra ağız dalaşları olur arada, evin aidatlarını vermez, market parasına katkıda bulunmaz falan filan... bir kaç ay sonra evde "küsme" yani birbirinizle konuşmama faslı başlamıştır. sonra yine bişi olur büyük bir kavga kopar. artık o kankaya nefret besler hale gelirsin. Ya o evden çıkar, ya da sen evden ayrılırsın.

Yani velhasıl kelam, kıssadan hisse babaannemin dediğine geliyoruz ki "bir adamı tanımak için beraber alışveriş yapacaksın" sözü doğrudur. Eskilere kulak verin. bir de her iki espri yapan "yavşak"ları kanka edinmeyin yahu!
güncel Önemli Başlıklar