bugün

mabet milletin kalbi ise üniversite beyni demektir. ancak yıllarca üniversitenin, hayata tahammül etmeyi aradığımız bir çağda hayat kaynaklaarımızı kurutan fikri cereyanları karşısında takındığı tavır, çanak tutmaktan başka olmamıştır.

üniversite sade siyasetin meddahlığını yaptı. tek parti döneminde bir siyasi parti, hayata oklar yağdırırken üniversite erkanı dua hocaları dedegan gibi ona tehlilhan oluyorlardı.

tek parti iktidarında ne bir tenkid, ne bir tereddüd, ne de fikir ve aydınlık cephesi olan varlıklarının çiğnenmiş olduğunun ihtarını veremediler. vermediler...nihayet bahşişlerini aldılar. özerklik kazandılar. anlaşıldı ki mideleri ve saadetleri koruyucu siyasete sımsıkı bağlanarak millet kültürüyle bütün bağları koparmanın hikmeti bu imiş.

milletin mazisi dini felsefesi istikbale çevirilmiş iradesiyle yapayalnız bırakıldığını gösteren bu örneklerle belirtmeye çalıştığım, aydın denen zavallıların ihanetidir.

eğitimimiz yabancılaşma eğilim göstermekte. dış mihraklar medeni araçlarla, neşriyatla, sinema ve tiyatro ile televizyon ile radyo ile yabancı dünyalarınıon iç güdülerini bizim ahlakımızın prensipleri haline getirmeye çalışıyorlar.

ve üniversitelerimizden bir inilti bile çıkmıyor!