bugün

çoğu öğrencinin üniversite son sınıfta yaşadığı ve çevresine yaşattığı ağır bir sendromdur. ilk başta insanı çelişkiye düşürecek sorulardan birtanesi bu okul bitecek midir? hele birde alttan dersin varsa bu soru zaten hiç akıldan çıkmaz. 2.'side okul bitince ne olacağıdır. bu soru özellikle erkekleri bu depresyona biraz daha iter çünkü onların bir de askerlik sorunları vardır ve tüm iş başvurularında karşılarına engel olarak çıkar. işte tüm bu sorular birleşir, elele tutuşur ve kabus şeklinde sana misafir olarak gelirler. son sınıfta okuyan bir sevgiliniz varsa bu durum biraz daha vahimdir. çünkü tüm rahatlama yöntemlerini üzerinizde deneyecektir. hatta çoğu zaman onun hissettiği şeyleri sizinde hissetmenizi isteyecek ve size sert bir tavır takınacaktır. kısacası ülkemizde son sınıfta olmak tüm öğrencileri az ya da çok bir depresyona iter.
ben 'ne oldum' değilde 'ne olacam' delisi insan durumudur (dumurudur mu desek). her yerlerinden kaygı ve tedirginlik akar bu psikolojiye sahip insanların... hayat yeni başlayacaktır ama elemanlar hayat bitti sanırlar galeyandan ötürü... son sınıfta dersler kolaylaşmıştır ama ağırlığı altında eziliyoruz diye feryat ederler... projeler ve tez bu psikoloji bozukluğunu destekler... en kötü semptomlarından biri ise ben gerçekten bu işi icra edebilir miyim korkusudur. son sınıf olmakta o psikolojiyi çekmekte zordur.

(bkz: ben kendimden biliyorum)
elinde bira şisesi gezerken biberona doğru emin adımlarla ilerledigini farkettiginde sahip oldugun psikoloji.
(bkz: yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik bastır azcık daha)
bu sene nasıl birşey olduğunu öğreneceğim olaydır. lakin diğer senelerde olduğundan farklı birşey beklemiyorum. alttaki dersleri vermek için kıçımızdan baya bi ter akacağı kesin, sanırsam farkı da burda. evet evet farkı bu.
(#256634)
üniversitede son sene çok uzun sürer. bittiğinde ise sudan çıkmış balığa dönersiniz. eylül ayının artık sizin için bir önemi kalmaz. iş arama telaşına girersiniz ama okuldan kaytarıldığı gibi işten kaytarılmaz, her sabah kalkar robot gibi işe gidersiniz. kaçırdıklarınızı fotokopi çekme ihtimaliniz artık kalmaz. derler ya en güzel yıllar öğrencilik yıllarıdır diye gerçekten de öyleymiş dersiniz. o güzel günlerin artık sonuna gelmişsinizdir. tadını çıkarmanız şiddetle tavsiye edilir. * *
tıp fakültesi öğrencisi için boktan bir şey olduğu kesin. zira son seneye gelmek demek tus denilen uçurumun* kıyısında olmak demek.*
baltaya sap olma telaşı başlar çoğu için.
okul bitiyo ya diye düşünülmeye bari bu sene derslere gideyim de sonradan ozlemeyeyim düşünçelerine sebebiyet veren olay.
kafası kopuk tavuk gibi koşuşturarak iş arama çabası içinde olduğunda psikolojinin babasını görürsün.
is altyapisini daha once staj yaparak kurmayanlarda agir is bulma stresine neden olur. gerci turkiye sartlarinda ne kadar staj yaparsan yap, yeni mezun olmanin dezavantaji mumkun mertebe kokune kadar yasanir. son sinif psikolojisi moral bozmanin yaninda strese bagli saglik sorunlarina da yol acar. kisacasi kolay gelsin, hayirli isler...
insanı hayatı boyunca hiç yaşamadığı bir havaya sokan durum **. bir taraftan ohh be bitsin artık şu lanet okul, daha fazla çekmiyim şu menopozdaki ego budalası karıları derken, bir taraftan da yıllardır alıştığınız o serseri hayatı bitiricek olmanın verdiği garip huzursuzluk kaplar her yanınızı. memleket mi, 4 yıldır yaşadığım alıştığım şehir mi diye düşünmek bile o kadar zordur ki sonsuz bir bilinmezlik gibi gelir insana. velhasıl kelam sigaradan nefret eden birini bile tiryakiye çevirebilir bu durum.
3 senedir çıkamadığım psikoloji. depresyona götürür, uzatmamak gerek.
bir baltaya sap olmak ya da bir sapa balta olmak konusunun içinizi kemirdiği günlerdir.
kafası bomboş olan insanların (ki kafası dolu olan son sınıf öğrencisi asla bunu yapmaz), ne kasıyorsunuz hocam artık meslektaş sayılırız şeklinde gerizekalı espriler yaptığı dönemdir. ki o sırada hocanın (kendimden biliyorum) tek istegi elinde bir silah olmasıdır.
senelerdir ulaşmaya çalıştığım psikoloji, bir türlü vakıf olamadık...
*
bitse de gitsek tadındadır.
her sınavın, final tatında geçmesi, ekstra stres ve panik içinde olmak.
aile baskısını fazlaca hissetmek.