bugün

umut aslında hep güçle birlikte anılmıştır. güçlü olan umutlu olandır. yarına gözlerini kısıp bakabilendir buna cesareti olandır diye bildik hep.

kimilerine göre umutsuz yaşanmaz doğrudur da. ama çok önemli pamuk ipliğine bağlı bir şey için üretilen umut insanı yavaş yavaş çürüten insanı yiyip bitirendir. çünkü beklemek kimi zaman olmayacak bir şeyi olacakmış gibi beklemek ama aynı zamanda onun stresini yaşayarak yıpranmaktır.

bu bekleyiş yerine olumsuz da olsa bir son olsa insan hiç değilse bir yıl on yıl her ne ise o kadar üzülüp tabir-i caizse çilesini dolduracaktır. peki ya umudu varsa...

umut her zaman kötü olmadıgı gibi her zaman iyi de değildir. kimi ilaç insanı iyileştirirken kimi ilaç insanı yok edebilir. işte bu yüzden zamanını ve yerini iyi ayarlamak gerekiyor umudun da.
böyle bir şeyde varki adamı umut yasatır. inanırsın azmedersin, beklersin ve öyle bir şey olurki gelir hayatın merkezine oturuverir. umutla yatar umutla kalkarsın. hep onun için mücadele verirsin elde ettiğinde seni hayata bağlayan yegane şeyde umut olur.
(bkz: Umut Sadece Dikkat Dağıtır)
boş hayallere umut bağlayanlar mutlaka sonunda elindeki değerlerin yok oluşuna sebep olurlar.etrafında şahsiyetini oluşturan insanları görmemezlikten gelirler, o umudu beklerken onu o yapan varlıklar kaybolur.o da sadece tenden oluşan elbisesiyle başbaşa kalır. ruhu da umutlarıyla beraber gitmiştir.bu ölüm en acınası ölümdür.