bugün

16 ekim 2005 tarihli aktüel dergisi'nde yayımlanan fethullah gülen söylemidir. 5 kasım 2007 erdoğan bush görüşmesini herkes hatırlar. pkk terörüyle mücadeleyi görüşmek üzere abd'ye gitmişti sevgili rte. acaba bu görüşmede gerçekten terörle mücadele mi konuşuldu? yoksa abd ve akp'nin karşısında duran bazı güçleri tasviye etmek için planlar mı yapıldı? 22 temmuz 2007 seçimleri bu noktada aklıma takılıyor. burada alınan %47 oy akp'ye bazı operasyonlar için düğmeye basma konusunda cesaret verdi. 13 haziran 2007'de emniyet güçlerinin elleriyle koymuş gibi o bombaları bulmasıyla ümraniye'de başlayan muhalifleri tasviye etme süreci bu tarihten sonra artarak devam etti. seçimden bir bir buçuk ay önce yapılan kamuoyu araştırmalarını hatırlayın, hepsinde akp yine tek başına iktidar gözüküyordu. sonuç aynı oldu.

şu andaki emniyet istihbarat daire başkanı kim? zamanında irticai hareketlere adı karışan ramazan akyürek. tsk'nın hatası ve ihmali olduğu ileri sürülen belgeler nereden temin edilmiş? emniyet istihbaratından.

örneğin, ergün poyraz ne zaman göz altına alındı? seçimlerden hemen sonra yani 27 temmuz 2007 de. en sert muhalif çıkışların sahibiydi kendisi. ilk önce alınanlardan oldu. musa'nın çocukları, musa'nın gül'ü, kanla abdest alanlar gibi eleştiri ve doğru kaynaklara dayanan, akplilerin aleyhinde kitaplar yazdığı için. bilindiği üzere bu kitaplar toplatılmak istendi. ama başarılı olamadı akpliler.

hiç düşündünüz mü neden ergenekon'da göz altılar, birinci dalga, ikinci dalga şeklinde taksit taksit yapılıyor? mesela tuncay özkan. diyelim ergenekon terör örgütü üyesi olsun. bu adam salak mı ergenekonun birinci, ikinci veya diğer dalgalarında herkes göz altına alınırken kaçıp saklanmıyor ya da yurt dışına çıkmıyor? bu kadar aptal mı bu adam? göz altına alınanlar taksit taksit alınıyor. sesi çok çıkanı içeri alıyorlar bu kadar basit. örneğin ato başkanı sinan aygün, yerinde araştırmalarla sokaktaki insanın ne kadar zor durumda olduğundan bahsederdi. hükümetin yaptığı yanlış politikaları halka anlatırdı, tv programlarına çıkıp rakamlarla halka gerçek verileri anlatırdı. ne oldu sonunda? içeri attılar.

örneğin sinan aygün ve mustafa balbay'ın da göz altına alındığı o dalgayı düşünelim. bir kaç gün insanlar sorgulanmışlardı. daha sonra serbest bıraktılar. bir kaç gün sonra serbest bırakma kararının bozulması talebiyle savcılık başvuru yaptı ama başvuru reddedildi. bugün tutuksuz yargılanıyorlar o dalgada göz altına alınan insanlar. peki o serbest bırakma kararı bozulsaydı ve o insanlar cezaevinde kalsalardı, boşu boşuna içerde tutulmuş olmayacaklar mıydı?

bugün akp abd işbirliği sonucunda türkiye'nin bir çok kurumu artık emperyalizm doğrultusunda çalışmaktadır. hükümet, cumhurbaşkanlığı, yargının büyük çoğunluğu, üniversitelerin büyük çoğunluğu... abd'ye ve akp'ye köstek olabilecek kurumlar anayasa mahkemesi ve tsk'dır. bugünlerde neden bu iki kurum çok konuşulmakta, sürekli haberler yapılmakta, yerden yere vurulmaktadır sanıyorsunuz? bunları özellikle yapan medyalara boşu boşuna yandaş medya denmiyor.

akp bügün, türkiye'yi tam anlamıyla abd boyunduruğuna sokmuştur. direnen iki kurumumuz, sivil toplum örgütleri ve bazı medya organları kalmıştır.

abd 1980ler ve 1990larda tsk'nın yanındaydı. çünkü komünizme karşı türkiye'yi kendi safhında tutmalıydı. kontrgerilla örgütleri ve darbeci paşalar böyle açıklanabilir. darbeler abd'nin eseridir. ama bugün abd, ılımlı islamcıların yanında. tsk'ya karşı. çünkü komünizm tehlikesi yok. artık tsk'yı kullanmıyorlar. o yüzden ılımlı islamcıları destekliyorlar artık. ılımlı islamcıların "modernleşme ihtiyacını" kullanıyor emperyalist amaçları için. o yüzden abd bugün darbe istemiyor. orduyu yıpratmak için akp ile ele ele faaliyetler yürütüyor. o yüzdendir ki ordunun geçmişte yaptığı darbeler bugün sürekli gündemden inmiyor. farkı anlayabildiniz mi? 1980den bu yana abd saf değiştirdi çünkü. ordudan desteğini çekti. kendi kukla hükümetini getirdi iktidara. böylece her şey daha iyi yürüyor. 19 mart 2003 tezkeresi bunun başlangıcıydı.

(bkz: #4119211)
(bkz: oligarşilerin savaşı)

beni en çok üzen de gidişattan rahatsız olan ama n'apabileceğini bilemeyen, peşlerinden gittikleri boş-beleş, kaypak ideolojili insanlar yüzünden daha fazla karamsarlığa kapılan, daha fazla sinen insanlar, halk. yoksa hepimiz biliyoruz bugün direnen olarak gösterilen, yıllar sonra emperyalizm kendi statükolarını tehdit ettiğinde anti-emperyalizmi hatırlayan insanları da, 50 yıllık iktidarlarında akp'den aşağı kalır yanı olmayan icraatlarını da.
fethullah cemaati, liboş takımı ve sol cenahtan ödp gibi fındık kurdu oluşumların üzerinde mütabakata vardığı söylem. derin abd çalışıyor demek ki.
ulusalcılığın terör kapsamına alınması hayata geçirilmeye çalışılan fetva.
'' ulusalcı dalgamızın '' aşılmayacak kadar dik ve sarp olduğunun farkına varılmamasından önce söylenen söz öbeği.
Fethullah gülen sözüdür. Kaset komploları ve kumpaslar ile chp-mhp-tsk'da aşmışlar gözüküyor. fayda mı getirdi yoksa zarar mı? orası tartışılır.
güncel Önemli Başlıklar