bugün

görevim gereği şahit olduğum bir uludağ sözlük yazarına açılan, uludağ sözlük'te yazdığı bir sebebi ile açılan hakaret davasıdır. dava dosyalarından birinde abdullah ergin'in de bu davanın açılmasına "olur" verdiği görülmektedir. belgede "ismail alpen" yani zall'ın suçlu olduğu belirtilmektedir.

toplamında 300 sayfa olan bir dosyadan 4 sayfa var burada:
görsel
görsel
görsel
görsel

cumhurbaşkanına hakaret gibi davalarda adalet bakanının izni gerekir. sadullah ergin de bu izni vermiş. 1. görüntüde o görünmekte.
ulan dilekçe konusu "izin talebi" yazan bir dava dilekçesi de gördüm ya daha da gam yemem arkadaş.

edit. (bkz: adam ciddi beyler)
görsel
uludag sozluk
ifade hürriyeti ile ağzına geleni söylemek arasındaki farkı bilmeyenler için yapılmış bir ince ayar. eleştiri var hakaret yok. hakaret özgürlük kapsamı dışındadır.
iddianameye (dilekçe ) de yazılanlara bakılırsa durumun kötüye gideceğini gösteren dava. *
(bkz: zerre kadar umrumda değil)

(bkz: beter olsun)

siz dert etmeyin kendilerini kurtarırlar. : (bkz: hesabımdaki 150 bin tl yerinde mi diye baktım)
AKP diktatörlüğünün son aşaması. Eleştirmeyi hakaret sayan bir anlayış yıkılmalıdır. Herkes istediği şeyleri saygı çerçevesinde söyleyebilir.
nokta atışıdır. Abdullah gül hakkında sözlükte çok daha sert ifadeler bulunmaktadır ki bunlardan birçoğunu ben de yazmışımdır. Lakin sözlük sahibi olması hasebiyle ismail Alpen'e patlamıştır. Şimdi nasıl da tırstım bak Sözlük sahibine bu kadar yumuşak birkaç sözcükten dolayı dava açılabiliyorsa kimbilir bize ne açılır! Ulan KPSS'ye de girecektim bu yıl, iş de vermezler şimdi bize AKP, dinlerarası diyalog ve bölücülük karşıtı olduğumuz için.
O zaman bu ülkenin yönetiminde bulunanlarda eleştiri ve özgürlük sınırlarını zaman zaman aşıyorlar. Dokunulmazlıkları nedeniyle de çoğu kez bu durumlar sineye çekiliyor ya da bir süre sonra unutuluyor. Artık napılır bu durumda bilemem. Arkadaş bir soğuk su da içebilir.
görsel
sonunda aradığımız sansasyon..
(bkz: ntv nin uludağ sözlüğü siklememesi)
şimdi onlar düşünün.

ayrıca iddianame deki uludağsözlük.com da dikkatimi çekti. ö leri ü leri atsaydınız bari mübarekler. ihi.
şaşırtıcı olaydır.

(bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
SÖZLÜK AHALiSi OLARAK ÇÜKÜ TUTTUĞUMUZUN RESMiDiR. BEN BARi AZICIK ENTRY TEMiZLiĞiNE GiRiŞEYiM, BiRAZ YAĞLAYIP BALLAYAYIM YÜCE HÜNKARIMIZI DA GÖTÜ KURTARALIM.
milleti sokağa dökmeye çalıştıklarının resmidir.
korku krallığının başarılı şekilde oluşturulduğunun göstergesi olan dava. alırlar gözaltı adı altında sonra 17 18 ay yatarsın 5tl lik şemsiyenizi delil sayarlar sonra da pardon diyip salıverirler ve siz adaletsizliğin içinde adalet bulduğunuzu sanıp sevinirsiniz.

tam da istedikleri gibi.
(bkz: düşünce özgürlüğü)

tabiki;
(bkz: tatmin oldum)
CiDDi BiR DURUMDUR. FEKAT REKLAMIN iYiSi KÖTÜSÜ OLMAZ BEYLER. SÖZLÜĞÜN iSMi DUYULDU, ZiYARETÇi AKININA UĞRARSINIZ. (bkz: HADi YiNE iYiSiN)
sözlükteki yazarların yarısı ismail alpen zaten.
(bkz: korku imparatorluğu)
şehide, anaya, vatana edilen hakaretlerin davası nerde lan!
her şeyi bırakıp bunlarla uğraşıyorlar..
düşüncelerimizi özgürce yazabileceğimiz yer kalmadı bundan gayrı basıp gitmek lazım.
görsel
yazar arkadaşın yazdıkları eleştiri sınırları içinde kalıyor. eleştiri acımasız ve sert olabilir. kullanılan ibareler, bir kamu görevlisinin yolsuzluk yaptığına dair güçlü deliller varken, tarafsız kalması ve her yurttaş gibi adil yargılamayı etkilememesi gereken cumhurbaşkanının "ben tatmim oldum" diyerek konumu gereği etkili olacağı belli olan, adil yargılamaya müdahale eden sözüne tepki olarak söylenmiş, eleştiri niteliğinde sözlerdir ve öz olarak doğrudur. burada kişilik veya makam hedef alınmamış, olaya tepki gösterilmiştir. yönetimi eleştirmenin demokratik ülkelerde bir yurttaş hakkı olduğu, yöneticilerin halkın bu tür tepkilerini olgunlukla ve sabırla karşılamaları gerektiği açık iken, yazarın şikayet edilmesi ve adalet bakanlığının soruşturma izni vermesi demokrasi kültürüne ve uygulamaya aykırıdır.
sosyal medya'nın sindirilmeye çalışıldığı davadır... bir fikirin, bir düşüncenin bile suç sayıldığı muz cumhuriyeti ülkemde, aklındakileri söylemenin cezası olduğunu kanıtlayan davadır.

benin takıldığım konu ise bambaşka. -tabi ki dava çok önemli bir mesele ama-

bizim halkımız -hatta daha da genelleyebiliriz insanlık kaybettiyse hep birlik olamadığı için kaybetti. böyle bir davanın söz konusu olduğu anda bile sol frame de içeriğini bilmediğim ama şu anda bunları yazarken varlığıyla beni rahatsız eden "sütyen kopçasını nasıl açacağım diye ağlayan çocuk" diye saçma salak bi başlık var! birader, bu gün senin umursamadığın dava sana da açılabilir! belki -sayın- abdullah gül'ü haklı buluyor olabilirsin, en azından görüş bildir... susma... sosyal medya denilen şeyi amacına uydur... fikirlerini yaz. ve onlara sahip çık!

sonra ek$i sözlükteki nutella komasında bi yazar: "yaa onlar bile siklemiyor bırakın ergenleri" diye yazınca -ki var bu yazı- ağlama : "ekşiciler çok kötüü taaammmı!!"

bahsi geçen entry: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26762487

böyle bir dönemde birlik olacağımıza birbirimizi yiyoruz bravo... onlar amacına ulaşmış demektir bu...

not: ben bu satırları yazarken ekşi'de ki meçhul kişi çook ıraklara bir seyahate gitmiş ve giderken enrtysini silmiş... ütünün de fişini çekmemiş ibne...
eleştiri başka küfür başkadır, cezasını çeksin.

tanım: haklı dava
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)