bugün

- uludağ sözlük'ün eğlence ya da fikir tabanlı tartışmalarda türk internet kullanıcısı için bir başvuru kaynağı olmak, kısacası büyümek gibi bir iddiası var. ben bunun yolunun, yazarlarını yüceltmekten geçtiğine inanıyorum.

fazla evirip çevirmicem birader, misalen ekşi sözlük'e bakıyorum, itü sözlük'e bakıyorum, uzun süredir "x yılının en beğenilen entry'leri" istatistiği tutuluyor. açık açık söyleyim kıskandım abi. yani herhangi bir yazarın verilmiş emeğinin hakkının daha şık bir teslim edilme biçimi ya da sözlükte yeteneğiyle parlayan yazarın daha keyifli bir onore edilme şekli olabilir mi? bu, hem sözlük açısından yazarı bağlayıcı ve motive edici bir etken olurken, aynı zamanda sözlüğü dışarıdan takip eden kitle için de bir merak kaynağı olabiliyor.

sözlükle bağımlı ve sözlükten bağımsız yazması teklif edilen bir kişi olarak, bunun meslekî yönüne de dikkat çekmek isterim. sözlükler, yazı tabanlı oldukları için kısaca basın-yayın ve reklamcılık çevresinin de bu sivrilen yazarları takibe aldığı oluşumlardır. sen yazarını yücelteceksin ki, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda hem senin sözlüğünün reklamı yapılsın, hem yazarını pazarlama şansı yakala. sabahları 300 kişinin izlediği, bunun yarısına da sinirden ekranı dişleten mesut yar'dan, belki bir gün uludağ sözlük'ten bahseder diye medet umarak mı reklam yapmayı düşünüyorsunuz? yavrum benim.

allah aşkına bi bak, piyasadaki mizah yazarlarından neyimiz eksik, adımız kültür bakanlığı'nın onayladığı bir mecmuada anılmıyor diye mi bu yerelleştirme tavrı? elimde fırsat olsa, şu sözlükte benim kriterlerime göre kaliteli mizah yapan adamları toplayıp bir mecmua bastırsam ve türk mizah tarihine geçecek bir alternatif oluşturmazsam adam değilim. gel gör ki sermaye yok amınüm. hala abisine araba aldırmak için götünde gezen ve her atağı "sigarayı bırakırsan" şartıyla savuşturulan emekli öğrenciyim neylersin. nasıl koyuyo bilemezsin. daha 15-20 sene evvel evde kan ter, hırs yaldır güreştiğim herif, vay efendim "sigarayı bırakırsan alırım", yok babayın şarap çanağına sıçıyım "bu aralar çok mu para harcadık enis?" noluyoruz olm? lan bişey değil, şu yaşa geldik hala karıyı kızı evine taksiyle bırakmacalar bilmemneler, taksicilere verdiğim parayla altıma en kralından bi tane çekerdim evliya çarpsın. bi de kapının önünde arabaya yaslanarak, cigaramdan bi fırt çekip abimin sıfatına sıfatına üflerdim. sonra para istemek için yine kul köpek olurdum herifin götünde o ayrı.

***

- hoovv. vauuv. abime bak bee. nerdeyse benim kadar yakışıklısın lan?
- nooldu, sigara üflüyodun?
- olur mu abim şaka onlar. hiii. adama bak bee. adamıma bak bee. ulan nur akıyo adamın yüzünden. mübarek evliya mısın veliyullah mısın anlamadım gitti. git bi maske mi takıyon peçe mi takıyon nurdan yüzüne bakılmıyor abim. hadi git gel ben bekliyorum burda seni abim benim.
- ne istiyon enis?
- abiciğim bi karı meselesi var da hani bi 100-150, çıksan bişeyler?
- sigarayı bırakırsan veririm.
- aha gözünün önünde yırtıyorum paketi. bak, aha, bitti, bıraktım, lanet olsun sigaranın allah belasını versin.
- siktir lan, maltepe mi içiyosun sen? adam maltepe paketi kırıyo yaa, yedik biz de..
- abi bak şu an kırgınım. yani bana yalancı.. yani bak, şu an kırıldım sana. aha şu gözümden yaş geliyosa sebebi sensin.

***

demem o ki benim, piyasaya, bu güzide oluşumun güzide yazarlarından müteşekkil bir ürün vermem mümkün değil. bunu da yazarını pazarlayarak, hadi böylesi bir sorumluluk görevleri dışında kalsa da, en azından yazarın emeğinin hakkını teslim ederek(köstek olmayarak) sözlük yönetimi sağlayacak. yani cidden merak ediyorum abi, adam gibi işlerle uğraşılacağına, neden oturup boş bakınız boyuyor bu adamlar?

şimdi bu işin goygoy kısmıydı, biraz da başka yönüyle ele alalım, bu vizyon meselesini.

bu sefer hareket noktam "gelişmeler" aparatının kullanımı. sözlükler, ister mizahi, ister politik, ister pornografik, konu sınırlaması olmaksızın bilgi edinilen platformlardır ve içerik olmasa da tartışılan şeyler ya da en basitinden tartışmak olgusu evrensel olmalıdır. ve mesele evrensellikse, çoğunluğa hitap etmek ya da çoğunluğun dümen suyunda hareket etmek diye bir şey sözkonusu olamaz.

bunu tamamen siyasi görüşlerimden bağımsız olarak söylüyorum, gelişmeler'de sözlük yönetimi adına açıklama yapılırken eğri, doğru, hakim ya da azınlık; herhangi bir ideolojiyi, ideolojik yapıyı çağrıştıracak ifadelerden kaçınılması gerekir. bu anlamda "ne mutlu türk'üm diyene!" sözünü hepimiz felsefemizle örtüştürseydik burası yazarların taraflı, yönetimin tarafsız olması gerektiği uludağ sözlük değil, kemalistler.net falan olması gerekirdi. e madem politik duruşunu gözümüze gözümüze sokmak istiyorsun, hakim ideolojiye aykırı bütün entry'leri de sil? silsene olm. silemiyorsun, çünkü tarafsız olmak zorundasın. burada türk ceza kanunu'na aykırı içerik bulundurmadığı müddetçe kürt milliyetçisi de yazacak, komünist de yazacak, türk ırkçısı da yazacak. yazar kimliğinle istediğin ideolojiyi, istediğin üslupla savun, ama gelişmeler'e yazarken tarafsızlık gömleğini giymek mecburiyetindesin. ya da ne bileyim, işte dini bayramlar meselesi. yahu bu memlekette müslümandan, hristiyandan, museviden çok deli var, allah'ın günü yakın lan o zaman o gelişmeler ışığını. işin taşağı bi tarafa, bayram kutlama sevimliliği ya da suretihaktan görünmek ikiyüzlülüğü yerine gerçekten sözlüğü alakadar eden meseleler olduğu zaman gelişmeler ışığını yakmaları gerektiğini belirtmek isterim.

ha bu arada şunu da yazarlarımıza belirtelim. moderasyonda herhangi bir fert, dur lan bugün cumhuriyet bayramı, hemen gelişmeler'e bi yazı döşeniyim dur, demez, ortak karar alınır, gelişmeler'e yazacak kişi belirlenir, o yazar. yani kurban bayramı'nı, hanuka'yı ve noel'i kutladı diye kucaktan kucağa gezdirip mıncırdığınız july4th ile "ne mutlu türk'üm diyene" yazdı diye itin götüne sokup çıkardığınız rs ne la arasında bu anlamda hiçbi fark yok. ben komple moderasyonu itin götüne sokalım diyorum.

benim sözlükten maddi anlamda herhangi bir beklentim olamaz. para beklentim yok, reklamlardan değil yazarlar, modlar bile kuruş kazanmıyor; arkadaş beklentim yok, yeterince kalabalığım zaten; e karı kız kovalayacak halimiz yok, onlar zaten kovalıyor (hehe), ben yalnızca sözlüğün daha kaliteli, daha geniş kitlelere hitap eden ama yine moderasyonun ipini koparanı yazar yapmamak gibi önemli bir sorumluluğu üstlenerek kısmen elit bir kitle yaratması gerektiğine inanarak, uludağ sözlük'ü seven biri olarak fikirlerimi, yanlış gördüklerimi belirttim, hatalıysa aradım, baban değil alınteri.

bir de sildikleri yazarı, bir başka nickle aynı nesilde yazar yapmak gibi (ulan niye sildin o zaman) ya da yazar alımını 1 ay durdurup bir gece aniden, üstelik de hiç reklam yapılmamışken "yeni yazarlar alıyoz baba, adını da altıncı nesil koyuyoruz" (bi bekle durul ya, üç senede altı posta yazar aldın, üstelik de yazar alımını toplasana 2 ay kapalı tutarak. bi faydasını gördün mü?) demeleri gibi türlü akıl fukaralıkları da elbette tartışılmaya muhtaçtır.

ve ayrıca moderasyondan herhangi birini tanıdığım konusunda bi fikrin varsa o konuda da yanılıyorsun dostum. bir tanesini görmüşlüğüm, moderasyonla alakalı işler dışında muhabbet etmişliğim, seslerini duymuşluğum, sesimi duyurmuşluğum yok. ha bi kere sözlüğe giriş yaparken şifreyi kabul etmediydi, zall'a mesaj attımdı, "ismail, sözlüğe giriş yapamıyorum birader hata veriyo bi el atıver. birisi ele geçirdiyse şifreyi yanarız alimallah, seni hapse atarlar, july'yi ekmeğin arasına korlar, beni sikerler" mealli bi mesaj atmıştım, herif saniyesinde aradıydı abi göt korkusundan. demem o ki,

- alo, ismail naber?
- aaa, ne tok sesin varmış?
- he? ha olm, ses tok da, şifreyi kabul etmiyo bu ya. giremiyom sözlüğe.
- caps lock açık kalmış olabilir mi?
- (anaa bildi lan, dur gerizekalı olduğum belli olmasın) yok, hayır, bak giremiyom. aha bak, ı ıh olmadı. ismail giremiyom yardım et.

gibi ancak iki manyağın girebileceği bi diyalog dışında hiçbi konuşmuşluğum da yok, yani arkadaşım falan değiller. bunları; bu adam moderasyonla yakındır, o yüzden moderasyon anlayışında değişiklik olması gerektiğini rahatça dile getirebiliyor fikrinin tam tersine, bunun bir yazar özgürlüğü olduğunu hatırlatmak yolunda önayak olmak istemem sebebiyle belirtiyorum.

"e beğenmiyorsan sözlüğü siktir git" diyen de olabilir. gitmiyorum lan. gitmiyorum bülbül siki. hatta sırf sen git dedin diye gitmiyorum. sözlüğe erişim engellense bile, senin inadına günde 3 saat oturup cinsel kimlik bunalımındaki pedofiller gibi bi yandan makyaj yaparak "bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir" yazısına bakıcam. ta ki öz anam tarafından polise ihbar edilene kadar.

ondan sonra da vay efendim vaudeville for vendetta çok sinirli adam, çok asap sahibi adam. naah sinirliyim! yarrak asabiyim! delirt delirt ondan sonra, vaudeville sinirli. olum ayıptır söylemesi, bi entry giriyoruz, sağolsunlar yazarlarımız teveccüh gösterip oyluyorlar. lan oyluyolar da bir tane mesaj gelmiyo arkadaş. atan da haftanın son günü "ya abi, şimdi sana yüzlerce mesaj gelmiştir ama tutamadım kendimi, entry'nizi beğendim" diyor korka korka. hayır olum, ilk mesajı sen attın ekmek mushaf çarpsın. gitme olm, arkadaş olalım. beni de aranıza alınsanız ya ibneler, niye dışlıyonuz?

neyse çok uzattık. sözün özü; ben, sözlük yönetiminin hedeflerini büyütmesi ve bu yolda bilgi kavramına ve onun yönetimine daha evrensel bakış açısı oluşturması gerektiğine, kendilerine çevre tarafından yüklenmiş kimliklerden (türk, müslüman, dinci, komünist, aşkım ve sair) arınması gerektiğine; bunun, sözlüğün yolunu açacağını, böylelikle daha çok kişiye hitap edeceğine inanıyorum. yanlışsam yanlışsın de zall biraderim.

- hı? ha? abi uyuyakalmışım ya, ne dedindi en son, ne dedindi bişey dedindi?

- ohooo. adam altın gaflet uyku ödüllerini toplamış bile. sanki başçavuşun eşşeği ossuruy.. alloo, hiç olmazsa kalk da samba yapalım diyorum amına koyim.
(bkz: yönetim uyuma yazarına sahip çık)
olan problemdir.

(bkz: yönetim yazarlarına iş versin)
türbanlı kız başlıklarından bıkmış bir insan olarak bir derdim var seçeneğini kullandığım halde kılını kıpırdatmadıklarından dolayı ciddi ciddi var olduğunu düşündüğüm problemdir.
küçük olsun benim olsun mantığının tezahürüdür.
işe, en son yazar olmuş 15 eşsiz bünye istatistiği kaldırılarak yani yazar alımını kısıtlayarak giderilmeye başlanabilecek problemdir.
(öncelikle bkz: vizyon)
yonetimden çok yazarlarda baş gosteren problemdir. yazarda vizyon yokki, yonetim ne yapsin ? get öte ya...
gammazladığınız entry silindi, çok başarılı bir iş yaptınız. şu şu ukteyi doldurduğunuz için teşekkür ederiz gibi sistemlerin olmaması da bu problemi arttırıcı bir etkendir.

sen yazarını, gammazını öv ki o daha bi istekle çalışsın.
önemli olan vizyon değil misyondur diye gereksiz bir laf edeyim. yönetici dediğin tabi ki kendi vizyonundan yani kendi görüşünden bakacaktır olaylara. bu çok da yadırganacak bir olay değildir ki ülkeler bile belirli politika ve siyasi görüşe sahip kendince vizyonu olan insanlar tarafından başkasının başka vizyonunu kendi vizyonuyla yönetmektedir. kendi görüşü, sözlük ortamında, sadece kendini ilgilendirir. sözlüğün vizyonu için daha geniş düşünmelidir. ama bu geniş düşünme yine kendi vizyonun genişilğinden öteye geçemeyecektir.
elbette bir vizyon problemi vardır. sözlük kurumsal bir kuruluş değildir sonuçta. eğlenme amaçlı açılmış dallanmış budaklanmış bir oluşumdan başka bir şey değildir. ve bu sözlükteki yöneticiler de öyle halkla ilişkiler uzmanı veya siyasal okumuş insanlar değillerdir. hepsi aha böyle bir eli klavyede bir eli mausta duran manyak asosyal psikopat manyak deli bok kişilerdir. (yazar burda kendini kaybediyor) yani senden benden tek farkı bu işi görev edinmeleri. yani misyon. vizyonları ise sadece hatun kaldırmada işe yarayacaktır. yani karizmam da gül oya gülemedim doya doya kasıntıları. başka bir şey değil. bu arada konu neydi ben ne diyecektim? kafam dağıldı. kesiyorum.
çok derin bir sorun olmasının yanında gereksiz bi' beklenti...
neden mi gereksiz? sözlük yönetimi* fake kullanıcılarla kendini ifade etmeye ve ucuz polemik yaratmaya devam ediyorsa hangi vizyondan bahsediyoruz ki biz? nitekim düşünme özürlü embesiller "ben memnunum hacı bu durumdan. eğleniyorum sikimde değil sözlüğün kalitesi, yazarın kalitesi" modunda takıldıktan sonra "vizyon" kelimesi anlamını epey bir yitiriyor bu sözlükte.

yazarların büyük bir çoğunluğunun bu durumdan şikayetçi olması ve uludağ sözlüğün vizyon problemini çözmesi, ismail yk nın bir post rock albümü yapması ihtimaliyle eş değer.
birleştirilecek onca başlık dururken, birleştirilmemesi gereken başlığı birleştirmesine neden olan problem.

24 ocak 2009 sivasspor galatasaray maçı ile 27 ocak 2009 galatasaray sivasspor maçı başlıkları farklı maçlar olması rağmen dayanaksız ve manasız bir şekilde bu başlıkları birleştirmiş ve şöyle ilginç görüntülere sahne olmuştur;

görsel

neye dayanarak birleştirdiklerini çok merak ediyorum doğrusu. daha fazla bir şey demeden sizi bu şok görüntülerle baş başa bırakıyorum...
(bkz: vizyon)
oncelikle ust kultur neyse alt kulturunde seviyesi odur. bunu nasil aciklasam aciklasam derken okan bayulgen'in bir tespiti hizir gibi yetisti. bakalim neymis bu tespit;

"NTV'deki 'Sade Vatandaş' programında 'Bu ülkenin zenginleri büyük oranda görgüsüz' diyen Okan Bayülgen, okumayan zengin kesimin sahte sarışın kadınlar tarafından da kazıklandığını söyledi.

Bayülgen, 'Hepsinin danışmanları var, ama nedeni ne biliyor musunuz? Kitap okumadığı için. Eğer kitap okuma alışkanlığın yoksa, buradaki harfler gözüne harf olarak görünür. Eğer, okuma alışkanlığın varsa burada sinema oynar karşında. Dolayısıyla kitap okumamış adam beyninde sağa sola gelişemiyor. Hani zenginlerin yaptığı şeyler var ya, ne tekne konusunda gelişiyor, ne otomobil, ne kadın konusunda gelişebiliyor. Onun için sahte sarışın kadınlar bunları kazıklayıp duruyor. Hayatta kütlük, odunluk ömür boyu devam ediyor. insan niye okur, salak olmamak için' diye konuştu."

yasadigimiz topraklar ne yazik ki odunluk ve kutuklugu tetiklemekte ve inatla beyinsel gelisememeyi tercih etmekteyiz. utanmadan arlanmadan bir de bununla ovunuruz.

bu hakikat uludagsozluk icin gecerli. bu sozluk ilk kuruldugu vakitler bendeniz yazar olarak uye olmus ama yazarligimi tescil etmemistim. cunku ilk kuruldugu gun dis baskilar nedeniyle gozume cok sikindirik gorulmustu.

aylar gecti sozluk binbir maceradan sonra gelisme gosterdi. o vakitler elimdeki veriler cok cok iyi bir yer olacagi mujdesini veriyordu ve bende bu isigi gorup kollarimi sivayip yazar olarak katkida bulunmaya karar verdim ve yazarligi tescil ettirdim.

ufak tefek eksiklikleri vardi am gerek yonetim kadrosunun gerekse zall hazretlerinin isi ogrenme surecinde oldugunu hesaba katarak bu sozlukte katkida bulunmaya basladim.

bu arada sozlukte teknik anlamda hasarlar onariliyor ve gelen yazarlar guzel paslasiyordu ve sol frame bakildiginda simdiki bas donmuyor gayet ilham verici basliklar ve okumaktan keyif alinan entryler giriliyordu.

sonra ne olduysa oldu sozluk yavas yavas hatalarini korumak icin yobazlastikca yobazlasti ve yonetim erki ben de patlamasin kimde patlarsa patlasin diyerek sozlugun donuklasmasina sebebiyet verdi. bu surecin baslamasi asagi yukari 2007 senesinin eylul-ekim ayina denk geliyor.

bir de eksi sozlugun yazar alimini acmasi ile kitleler akin akin eksisozluge hicret etti. iste bu kor topalda olsa ilerleyen sozluk o anda yapilacak en buyuk hatayi yapti.

elindeki yazar kadrosunu korumaktansa yazar alimlarini destekledi kapilari sonuna kadar acti. bu da ne yazik ki sozlugun cokme surecine girmesine sebebiyet verdi. ustune ustluk
bazi iyi niyetli ama iyi niyetli olduklari kadar pek ileri goruslu olamayan yoneticiler sayesinde temel sorunlar hep otelendi.

bunlar neler mi? feyk yazar daha dogru her turlu okuzlugu yapip nasil olsa silinirsem yazar alimi acik diyerek her turlu inekligi yapan bin defa silinip bin defa geri donen yazarlar.

bu yazarlari engellemek moderasyonun elindeydi. kapatirsin kapiyi icerdekileri elimine edersin bu arada sozlukte problemli teknik sorunlari haledersin sonra da sende bir yahut 6 ayda bir yazar alimini acarsin ihtiyacin kadar adam ailirsin olur biter.

sizin anlayacaginiz once denetim sonra marka degerini yukseltmek vwe uludag yazarliginin
ozenilecek bir sey yapmanin yolu burdan gecer.

ama ne yazik ki ozellikle zall efendi hala 2006 senesindeki refleksleri gosteriyor. kim olursan gel bin defa silinirsen yine gel hatta 1 kamyon feykin gel diyerek kendi evinin icine siciyor.

hadi onu gectim. yahu php ile o kadar ugrasan insansiniz bir musluman cikip x w q ile baslayan kelimeleri aratmaya kalktiginda - mesela- when diyelim' when icin arama sonucları (0) başlık cikmasindan bikmadiniz mi?

ama hep oteliyelim yarina allah kerimcilik yapmak kestirmeden sark kurnazligidir memur zihniyetidir.

bu siteden para kazanilma amaciyla kurulduguna inanmiyorum google reklamlari falan filan
sitenin alt yapisina amaortismanlarina falan yetiyordur elbette.

vizyonu hala saadetin teksoyculuk olan kisilerin cephanesi kisitlidir. din-siyaset-turbanli kiz-futbol-laiklik hakkinda ne kadar sansasyon yapabilirsin, besinci sinif brukercillik ile ne kadar yuruyebilirsin, sadece entry silmekle entry silerim gorevimi yaparim mantigi ile ne kadar gidebilirsin?

bu cephaneler cok cabuk tukenir cunku ayy ayni filmi gormustuk diyen kitleler once masak gecer sonra off der en sonunda sikerim sozlugu de gozlugu de diyip kaydini sildirtir gider.

iyi bir sozluk yazarinin yetismesi ve tam anlamiyla sozluk kavramina alismasi uzun surer. ama sen muflis milyarder gibi habababm harcarsan yazarlarini gitmeleri icin elinden geleni yaparsan sadece yeni gelecek yazarlar ile - aslinda cogu isi sike tasaga vuran yazarlardir ha- degirmenini ne kadar dondurebilirsin?

elbette donduremezsin. sen once yazarinin nickinin kiymetli oldugunu kendisine saygisina
tanzim edecek zemini saglayamazsan, daha cok yazik olur sana.

yazima su linkleri vererek daha once yazdigim seyleri yazma zahmetinde kurtuluyorum;

(#4667478)
(#4597446)

denecek daha fazla birsey yok, laf anlayana anlatilir anlamayana bir bak bakayim ben disarda miyim denilir boyle olur biter gecer gider falan filan.
1 NiSAN 2012 tarihinde yeniden hortlamış problemdir. Bir işi yaparken içinde zeka barındırmıyorsa yapmayın arkadaş. Kalite anlayışı diye bir şey gelişsin zihninizde ve eylemlerinizde.
gayet sağlamdır. en azından samimi olduklarını gördük. daha samimi entryler girmeye karar verdim.
iso9001 belgesinin olmadığını gösterir. *