bugün

Üzeri renkli kâğıtlarla kaplanmış, genellikle çokgen biçimindeki bir gövde ve süslü bir kuyruktan oluşan, sicimle bağlanarak rüzgâr yardımıyla uçurulan bir çeşit oyuncak.
dünyanın en uzun uçurtması çin'de, 2600 metre uzunluğunda, ejderha şeklinde, 9 sanatçının 6 ayda yaptığı, 100 kilo ağırlığındaki uçurtmadır.
hayatimin belli bir dönemini *ele gecirmis, her aninin gizli sifresi haline gelmis, rengarenk düslerin, cocukluk heyecanlarinin, büyük hayallerin, pervasizligin, hayal kalmaya mahkum hayallerin ama yine de vazgecilmezlerin sembolü olmustur hep dimagimda..
Türkiye'de özgürlük kavramını en iyi anlatan nesne.
(bkz: ucurtmayı vurmasınlar)
(bkz: uçurtma yapımı)
(bkz: uçurtma zamanı)
(bkz: kasnaklı) *
hakimiyet sınırları içinde özür olabilme çabasıdır. Kim özgürdür? uçurtma mı yoksa onun özgür olduğunu düşünüp onun kadar özgür olabilme hayallerine dalarken kontrolün kendinde olduğunu unutan kişi mi? ipiyle varolan dizginlenesi oyuncak mı özgürlük demek, ipleriyle bile var olamayan acınası insancıklar mı?
uçurtma yapıp yüreğimizi göklere saldık.
rüzgarla savaştı o, bizler bunu oyun sandık.
küçüklük şiirlerinden...

uçurtma uçurt bana,
dondurma dondur bana
bir kez kaçar uçurtman, sonra gökyüzüne küser insan... *
Tam otuz üç yıl saatim işlemiş ben durmuşum
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
Necip Fazıl Kısakürek
adalarda uçurmak için tutuştuğum bunun için de yaklaşık olarak 25 günümün kaldığı eğlenceli oyuncak parçası.
az önce pencereden "bu bir kuş, bu bir uçak" edasıyla baktığım, ardından siyah bir uçurtma olduğunu farkedince beni çocukluğuma geri döndüren eğlence aracı.
geçen haftasonu ipini çocukluğuma kadar salıverdiğim zaman makinesi.
her yıl Beypazarında uçurtma tutkunlarını bir araya getiren uçurtma şenliğinin baş kahramanı.
rüzgarın yavuklusudur.
hiç sahip olunamayan.
M.S. 1. yüzyılda bir Çinli'nin şapkası uçmasın diye ucuna bir ip bağlamasıyla ortaya çıkan şimdilerin çocuk eğlencesi.
marmaris'te bulunan mükemmelötesi bir cafenin adıdır.gözden uzak ,deniz kenarı kafanızı dinlemek için gidilebilecek en güzel mekanlardan biridir.
papatyalar, erik ağaçlarındaki çiçeklerle birlikte, gökyüzünde görülmesiyle "bahar gelmiş" dedirten oyuncak. yolda yürürken hafiften kesersiniz gökyüzünde nazlı nazlı salınmalarını. yüzde kocaman bir gülümseme belirir. bir uçurtma alıp uçurmak istersiniz doğanın uyanışını kutlamak için.
genelde altigen olanlarinin revacta oldugu ama piyasada hazir yapilmislarinin da satildigi hatta bu hazir yapilmislar yuzunden bir ucurtma yapamayan neslin buyudugu eglencelik..
soyle hava operasyonuna el verisli bir ortamda hizlica kosarak havalndirmaya calisacaginiz uzun kuyruklu ve geneli de renkli olan ve senliklerinde gokte yuzlerce gorebileceginiz, kontrol hakimiyeti saglamak gereken ucabilen cisim..
bir mehmet güreli güzellemesi. odamda yolculuk albümünden.

senden haber almadan
nasıl çıkarım yollara
tek dileğim bir ışık olsa da...

güneş hep sana doğar
gözlerim kamaşsa da
seni görmez hiçbir şey
sormazsam

bu bir uçurtmanın kaçışı
belki de değil

bilmem gökyüzünde aramak
doğru da değil...
rüzgara bağımlı bir nesne, rüzgar varsa uçar yoksa düşer. kendi başına bir hiçtir.
afşar timuçin'in şiirinden bestelenmiş bir murat özyüksel şarkısı. bir çiçek yılı sonra adlı albümün en güzel şarkılarından biri. şarkıyı selen gülün seslendirmektedir. iyi de etmektdir netekim.

Bütün sokakların tozu var ellerinde
için bir su birikintisi
Üstünde, kâğıttan bir kayık
Biz deriz ki savaşlar, savaşları izliyor
Sen dersin ki, kaydırak, oynasaydık

Akşam iner günün son uçlarına
Sular büsbütün değişti
Çiçek açtı, karanlık
Sen dersin ki gece de, gündüzdendir
inanmazsan, bak benim, saçlarıma

Sen dersin ki gök size,
Masmavi bir umuttur
Uzar gider sonsuza
Ben gök nedir anlamam
Bildiğim
Gök olmasa, uçamazdı, uçurtma
eskisi gibi çocukların rağbet etmediği bir şey oldu çıktı. internettir, bilgisayarda oyundur, carttur curttur derken, uçuşunu zevkle izleyeceğimiz uçurtmayı uçuracak çocuk kalmadı.