bugün

yıllar yıllar önce...
kızın birisi tıbbiyeyi kazanır.
bir kadavra incelenirken erkeklerden bir grup kadavranın cinsel organını keser ve kızın cebine bırakırlar. amaç kız onu görünce panikleyecek ve korkacaktır.
dersin sonunda önlüğünü değiştirrken elini cebine atar bir bakar "kesik baş" kız pek oralı olmaz ve kaldırır çöp kutusuna atar. olayı gören erkeklerden biri hayretler içinde sorar ne oldu korkmadın mı?
cevap son derece ibretliktir.
"dirisinden korktuk mu ki ölüsünden korkalalım!"*
baya baya dogru önerme. zaten bu fakülteye gelenlerden onundan dokuzu nereye geldikleri , ne istedikleri hakkında en ufak bir fikir sahibi olmadıkları için sonuç gayet normaldir.
işin en kötüsü, tıbbiyeden orospu çocuğu organ mafyası doktoru da çıkar.
sanıyorum idealist doktor çok nadir çıkar.
"her aileye bir doktor lazım" geleneği ile kardeşler arası yapılan piyango kendisine vurmuş gencin ailesine borcunu ödeyip tıbbiyeyi bitirdikten sonra gelen rahatlama ve erişkinliğin karar alma yetisi ile, nihayet kendi ilgi alanına yönelebilmesidir.
geride bıraktığı gençliğinin ardından..
bu kişinin bir kardeşi hukukçu, diğer kardeşi de muhtemelen mühendistir efendim.
(bkz: doktor bilal)
kendisine sunulan hayatın mnonotonluğunu gören tıbbiyeli hayatın diğer alanlarına da herkesten fazla ilgi duyabilir. bir rahatlama alanı olarak farklı alanlara yönelebilir.

fakat insanların tıbbiyeliden beklediği ''madem 6 yıl okudu o zaman gidecek en ücra köşeye hasta bakacak'' şeklinde olmaktadır.

tıbbiyeli de insan haklarından yararlanabilir, tercih yapabilir.

farklı bir alanda hayatını sürdüren tıbbiyeli için ise okuduğu 6 yıl kayıp olarak değerlendirilir. fakat o 6 yıl insanı tahmin edemeyeceğiniz kadar değiştirebilir.
bu da ortaya sunulan ürünün içeriğini etkileyebilir.

sonuç: tıbbiyelinin farklı alanlara yönelmesi diğer herkesten çok dikkat çekmesine sebep olur. algıda seçicilik diyebiliriz. işletmeden her zaman işletmeci çıkmaz sanatçı da çıkar yazar da ama bu insanların dikkatini celb etmez.
anlamak öğrenmenin yarısıdır.

tıbbiyeden herşey çıkar.

sinemacı çıkar. (bkz: cüneyt arkın) (bkz: fahrettin cüreklibatur)
şarkıcı çıkar. (bkz: ferhat göçer)

adını tarihe yazdıran da çıkar. (bkz: hulusi behçet) (bkz: gazi yaşargil)

okuyup ders alanı da çıkar.
okuyup terk edeni de.

tıbbiyeden pornocu da çıkar, sağlık bakanı da.

şarlatanı da çıkar, kendi halini kabullenen de.

bu kutsal kimliği karşılıksız ve beklentisiz taşıyan çok azdır. (bkz: platon) (bkz: devlet)

malzemesi insanın en mahremi, en savunmasız hali olan bu sanatı; tüm dünyaya, tüm kapitale, tüm yalana, tüm günahlara ve azraili görevlendirmiş tanrıya bile kafa tutabilecek kadar güzel şekillendiren tüm gerçek doktorlara selam olsun.