bugün

Kimler rahatsiz oluyor bundan ona bakmak lazim once. Pkklilar ve yobazlar basta olmak uzere katil teroristlerin hamisi komunist cicek cocuklar. E o zaman hep birlikte.... ne mutlu turkum diyene.
osmanlı devletinin fransız ihtilâli ile yayılan milliyetçilik akımından nasibini aldığı ve dağılmaya başladığı dönemde, devleti kurtarmak için bir çok fikri akım hayata geçirildi. sona doğru türkçülük ve batıcılık, ulusal bağımsızlık savaşı verilerek kurulan devlete fikri miras olarak geçti.

osmanlının asli unsuru olduğu halde türkleri özellikle [hanedana alternatif bir aile sermaye birikimi ile ortaya çıkmasın diye] kapitalist batıyla entegre olamayacak şekilde toprak ile meşgul etti.

diyeceğim 1929 bunalımı sonrası korumacı duvarların yükseldiği herkesin içine kapandığı bir dünyada, yükselen nazizm faşizm dalgası ile beraber bizim de 1933 lerde bu tip yeminler yazmamız, dönemin koşulları ile değerlendirilmeli.
fetocu veya pkk lıdır net.
Yıllarca temenni ettik olmadı.
Bir şeyi 100 kere söylersen olur denir ama yok, olduramadık.

Doğruluk ve çalışkanlık asla özelliğimiz değil. Nerde itlik, dalavere, hile hurda, kolay yoldan para kazanma çabası orda biz.
rahatsız olan siktirsin gitsin bu ülkeden.
Türk devletinin de diğer devletler gibi birtakım gelenekleri vardır -devletlerin geleneklerinin kaldırılması sadece ve sadece o devleti kişiliksizleştirmek için yapılır.

Bize saçma gelen fransız gelenekleri de vardır -ama Fransa da adamlara ayıp olmasın diye o geleneklere uyarsın.
ego tatmini olduğunu anladığım günden bu yana bu tanımlamanın benim için hiçbir anlamı yok.

he, dileyen desin kıçını yırtarak bas bas bağırsın "türküm, doğruyum, çalışkanım" diye, isteyen de "kürdüm, doğruyum " falan desin.

zerrece değeri yok gözümde. şimdiye kadar bu tekerlemeyi tekrarlamaktan başka ne işe yaradınız merak ediyorum. size verdiği o boş, gereksiz öz güven ile neyi başardınız soruyorum.

türk olabilirsiniz lakin doğrulukla, çalışkanlıkla hiçbirinizin alakası yok. aksi olsaydı sadece birkaç kişi üzerinden yola çıkarak tüm bir topluma iftira atmaz, kin ve nefret kusmazdınız.

erken emekli olmak için kıçınızı yırtmak yerine bu ülke için çalışıp, emek verirdiniz. bir şeyler üretir imrendiğiniz, türk olduğunuz halde vatandaşı olmak istediğiniz o çok gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmak için çaba sarf ederdiniz.

lakin, böyle yapmak yerine sadece türk olmakla övünüp ingiltere'de, abd'de yaşamak istediğinizi ikrar ettiniz siz. bahsettiğiniz gibi doğru olmak yerine insanlara iftiralar atıp, birkaç kişinin alçaklığını tüm bir topluma mal ettiniz.

çalışkan olmak yerine zil zurna içip sarhoş olmayı tercih ettiniz. şimdi alkolik olmakla övünen birini ciddiye alıp bu tekerlemeyi yaşam felsefesi haline getirdiklerine nasıl kanaat getireyim?

sizce mümkün mü? sanırım mümkün değil. he, merak edenleriniz var ise yüzde yüz türk'üm. bununla da gurur duyuyor elimden geldiğince adil olmaya çalışıyorum lakin hiç çalışkan değilim, hem de hiç mi hiç.

nasıl olur da göz göre göre yalan söyleyip çalışkan olduğumu iddia edebilirim şimdi?
Siktirsin ötede rahatsız olsun . Türkiye sınırları içerisinde değil..!!!!
andımızın metninin tarhçesi:

1933 yılındaki ilk hali şöyleydi:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

1972 yılında şu şekilde söylenmeye başlandı:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!

1997 yılındaki son hali ise şöyleydi:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
ilkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
rahatsız olan barzodur.
ancak her gün sözde kalan bir şeyleri çocuklara tekrarlatmanın da bir fayda ve gereğinin olmadığını düşünüyorum.
genel olarak her bi şeyden rahatsız olan tiplerdir.

(bkz: kıllanan adamlar)

diğer sözlükte bir tane palamut düştü geçen. pkk lılara sövdüm diye "atanızı ( atatürk ) her sevmeyen kürt pkk lı mı oluyor yani" diye girişti mevzuya. sakince hayır dedim sövdüğüm kesimi anlattım. sonradan sonradan bir yazmaya başladı ki bildiğin pkk lının en önde bayrak taşıyanı imiş. ulan bir insan ülkedeki tüm insanları kapsayan bir bayraktan bir sözden neden nem kapar ? dertleri de "türklük" vurgusu. onlar türk değillermiş o yüzden düşman olmuşlar bize. atatürk ü ise ismi atatürk diye sevmezlermiş. atakürt olsaydı sevecektin yani dedim gene bir dünya saçmaladı durdu. bunlara iki dakika ırk dil din belirtmeden sövsen olayı hemen oraya çekerler ne ırkçılığın kalır ne emperyalist uşaklığın ama ırkçılığın feriştahını bu sözlerden bu bayraktan bu marştan ve atatürkten nefret ettiğini söyleyenler yapıyor aslında. bizim ne derdimiz olur vatanına milletine ihanet etmeyen adamlar ile.
"ey büyük atatürk! açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim." cümlesi siyasal islam için küfür sayılabilen bir cümledir zira pozitivizmin yolundan gitmek onlara göre "allahsız" olmaktır.

(bkz: en hakiki mürşit ilimdir)
Bir türk olarak gereksiz bulduğum, papağan misali her sabah aynı boş lafları söylemenin hiçbir manasının olmadığını düşündüğüm dayatmadan rahatsız olmaktır. Varlığım niye türk varlığına armağan oluyor? Asker miyim ben? milliyetçiliğin gerekli bir şey olduğunu düşünüyorum ama yine de zorla benimsetemezsiniz. Çalışkan ya da dürüst olmayı robot gibi sözler söyleyerek elde edemez kimse. Bana kalırsa törenler daha nadir yapılmalı.
Ne türk'tür ne dogrudur ne de çaliskandir.
Ya yobazdir ya barzodur.
rahatsız olan kişi türk olmadığı için normaldir.
iflah olmaz bir Kürt ya da iflah olmaz bir Arap yalakası olmayı gerektirir.
Ancak ve ancak Türk düşmanlarının yaşayacağı rahatsızlıktır.