bugün

Yazılı ve sözlü anlatımlarda, bire bir türkçe karışılığı varken, sözcüğün arapçasını kullanan kişilerdir.

örnekle açıklamak gerekirse,örnek yerine misal,yargılama yerine muhakeme, anlam yerine meal kullanabilirler.
(bkz: turkcesi varken osmanlıcasını kullanan zihniyet)
devletimizin yasalarında, kara kaplı kitaplarında çokça kullanılması hasebi ile kabahatin balığın başında aranması gereken sorundur. devlet büyükleri de arapça konuşmayı maarifet bilir. hatta kenan evren için arapça not tutar denir.
eğer; türkçesini mi arapçasını mı kullanayım diye düşünmektense daha faydalı işlere kafa yoran bir zihniyetse, takdir ettiğim zihniyettir.
bir zamanlar siklikla rastlayabildigimiz * fakat gunumuzde yerini daha cok turkcesi dururken ingilizcesini kullanma ya da oktay sinanoglu'nun meshur deyimiyle tarzancasina birakma eylemine donusmus hadisedir *.
(bkz: türkçe ezan)
türkçe dilinde kalıplaşmış,kökleşmiş o kadar çok arapça sözcük vardır ki arapçanın türk dilinden çıkarılması türkçeyi öksüz bırakır..

(bkz: kalem), (bkz: kitap), (bkz: defter), (bkz: insan) ve daha bunun gibi birçok türkçe karşılığı olmayan direk isim,sıfat sözcükler mevcuttur..türkçeleşmiştir..türkçeyi zengin kılmıştır..

asıl tehlike lugatımızda sürekli artan fransızca ve ingilizce kelimelerdir..bunlara dikkat etmemiz gerekir..
Başındaki "türkçesi varken" deyişine dikkat edilmesi gereken başlık.

Söz konusu sözcükleri biraz daha açmak için örneklerimizi çoğaltalım;

tören -> merasim
öğrenci -> talebe
sozluk -> lügat
sozcuk -> kelime
(bkz: mustafa oguz)*
doğru düzgün türkçe kullanabilmek maksadıyle yazan ve konuşanlara atfedilmiş yalan ve zırva bir sözdür!..
herdilin kendini zenginleştirebilmek ,kifayetli kılabilmek için istifade ettiği bir dil vardır.ki buna misal vermek gerekirse fransızcanın %75'i latince ingilizcenin %75'i fransızca, latincenin %50'si yunancadır.türkçemizin faydalandığı dilde arapçadır.kalkıp da 40-50 yıllık uydurma kelimeleri yüzlerce yıllık arapça kelimeleri kötülemek için kullanmak görülüp duyulabilecek en büyük hezeyandır!..yukarıda bazı entry'lerde örnek gösterilen kelimeler hepi topu 50 yıllık uydurma kelimelerdendir.karşılıkları ise yüzlerce yıllık türkçeleşmiş kelimelerimizdir!..
her ne olursa olsun arapça da ingilizce de karşılığı varsa türkçe konuşulmalı o kırk elli yıllık uydurma sözcükler atatürkün açtırdığı tdknın eseridir dilini beğenmeyen varsa gitsin arabistan a ingiltere ye amerika ya dedirten durum
(bkz: elhamdülillah)
ingilizce kullanılınca evrensel olur arapça osmanlıca ya da bir başka deyişle eski türkçe kullanınca çağdışı gerikalmış
efendim malumu aliniz dilimize ahenk vermek icin civigini cikarmadan dosajinda arapca kelimeler kullanilmalidir. bu hem yazi dilinde bir nevi matraklik saglamaktadir.
mesela:
ödü kazuratina karisan muhtar bey topuklari mabadine vurarak terk-i diyar eyledi.
(ne kadar guzel ne kadar mustesna degil mi efendim)
birde suna bakin:
ödü bokuna karisan muhtar topuklari poposuna vurarak kacti:
(ne kadar bayagi ne kadar gudubet degil mi efendim?)
bazen kelimeleri orjinal haliyle kullanmak en mantıklısıdır.ha kelime dediniz ha da, sözcük. ne farkeder? siz dua edin, daha beterleri de var.

(bkz: oturgaçlı götürgeç)
(bkz: konuksever avrat)
bunu yapan bunu da yaptı;

(bkz: arapça ezan)
(bkz: türkçesini bilmeden arapça sure ezberlemek/ezberletmek)
ne anlama geldiğini bilmeden kullanan zihniyettir.
arapça kelime kullanarak çok şey bildiğini ima etmeye çalışan aslında daha türkçeyi bilmediğini gösteren kişilerdir.
çoğu kişinin daha bilgili görünmek için kullandığı anlayıştır...

zihniyet yerine anlayış da kullanılabilir ayrıca.
Kuran'ın türkçesi varken arapçasını okuyan zihniyetin benzeri. bari okuyup anlasaydın kardeşim.
TÜRKÇEsi varken ingilizce konuşan, yazan, dinleyen vs. zihnyetten bir farkı yoktur.
ekseriyetle karşılaştığım için çok irite olduğum bir durum.

(bkz: oh my god)
Atatürk'ün dil devrimini yapma sebebidir. Osmanlı zamanında Türk kimliği ikinci plana atılmıştır. Türk tarihi öğretilmemekte onun yerine sadece arap ve islam tarihi öğretilmekteydi. Günlük halk dili ve yüksek zümre yani yönetici ve sanatçı kişilerin kullandığı dil birbirinden çok farklıydı. halk farsça-türkçe karışık bir dil kullanırken yüksek zümre arapçanın tamlamaları ve türkçede karşılığı olayan kelimeleri kullanmışlardır. hatta abartarak birçok türkçe sözcüğün yerine arapça sözcükler getirilmiştir. örneğin ateş sözcüğü türkçede '' od '' iken biz hala farsça olan ateş sözcüğünü kullanmaktayız. atatürk dil devrimi yaparak hem Türk milletinin kendi ben/öz dilini muhafaza etmesini hemde sınıf farkları arasındaki dil farkını ortadan kaldırmak istemiştir. atatürk türkiye cumhuriyeti'ne milli bir benlik duygusu kazandırmak için önce türk dili tetkik kurumu'nu ardından türk dil kurumunu kurmuştur ( 12 temmuz 1932 ). aynı anda güneş dil teorisini savunarak ve türkiye cumhuriyeti'nin ilk türkçe terimli geometri kitabını bizzat kendisi yazarak türk dilinin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.

gel gelelim arapçaya. Yüce Allah peygamber efendimize gerek israfil aleyhisselam gerekse bizzat kendisi ilettiği sözleri arapça olarak iletmiştir. bu sebeple peygamber efendimiz kuran- ı kerim i arapça okumaktadır. peygamber efendimizin hayatı ve ahlaki davranışları müslümanlara sünnet sayıldığı için ve türk insanının büyük bir kısmı müslüman olduğu için sünnetin gereği olarak kuran arapça okunmuş ve arapça günlük hayatımızda da önemli bir yer almıştır.
türkçeye çevirildiğinde manasız isimlerde vardır mesela (bkz: aleyna) arapça (üzerimize) demektir bir ek olarak kuranda sıkça geçmesi normaldir.
nacizane zatımdır efenim. zira kelamın manası, aynıyla aksetmez malumunuzdur. velhasıl, telaffuzdaki latifeyi muhafaza etmekten dolayıdır.