bugün

facebook'ta diğer arkadaşlara suggest edilmeyesi insanların eylemidir.
Ben kültürlüyüm havasına bürünmek.
konuşmaya hava katmak adına, marjinal gözükebilmek için, ingilizce bilmemesine rağmen ingilizce kelimeler sarfederek bazı insanların sinirlerini gerdirme eylemidir.

-ben bugün çok sex yaptım. ha-ha- ha.
-burası full dolu abi diğer araca bin. (full dolu ne lan?!)
-eleman arıyoruz. prezentabıl olsun.
-ya ben aslında çok love seni. ama işte ne desem ki şimdi.
samimiyetsiz bir eylemdir.
dinlemek istemem o şekilde konuşan insanları.
Havalı olduğu sanılarak yapılan eylemdir , hoş değildir.
kelime hafızasını gliştirmeye çalışan insanlarda görülen bir durumdur. msela sürekli ingilizce film izlediği için "absolutely olmaz" diyip sonra içinden "lan biri sorsa aklıma gelmezdi. gören de 10 sene ingiltrede kaldım sancak. rezil olduk" diye düşünür insan. hatta bazen hiç farketmez bile. yeni bir dil öğrenmenin son safhasında çok yaşanan bir olaydır.
eğer kullanılan kelimenin türkçesi yoksa kabul edilebilir ancak kullanılan kelimenin türkçe bir karşılığı varsa mutlaka o kullanılmalıdır. tabi uzun süre ingilizce konuşan ya da yurtdışında yaşayan insanlarda da bu görülebilir ama dikkat edildiği zaman sorun olmaktan çıkar. ancak ısrarla bu tarz konuşan insanlara türkilizce konuşmalarını değil, ya tamamen türkçe ya da tamamen ingilizce konuşmalarını tavsiye ederim.
çaya tuz atıp içmek gibi birşey!
Odtü'de sıkça yapılandır. Ancak bu davranışta her hangi bir artistlik aranmamalıdır çünkü hiç bir Odtülü konuşurken ingilizce bildiği belli olsun diye bu kalıpları kullanmaz. Sabahtan akşama kadar ingilizce konuşulduğu için beynine kazınmıştır bu tip şeyler.
marjinal olma çabasıdır. aslında değişen bişey yoktur aksine anlaşılmadığın zaman küfür yeme ihtimalin vardır.
Pilavın içine çorba katmak gibidir.
ingilizce bir bölüm veya okulda okuyorsanız kaçınılmaz son. Derslerde ingilizce konuşma zorunluluğu/ Türkçe konuşma rahatlığı beyni süngere çevirir, sonuçta ortaya garip bir şey çıkar.

Lütfen try to understand yani.
Minibüsçülerin eline verilecek kadar kıymetli kişilikler. Hele PR sektöründekiler için vazgeçilmez hava tarzı
bu yeteneğe * sahip olan insanlar genellikle kolej mezunu oluyor. Şöyle ki haftada 30 saat ingilizce görüyoruz diye götlerinden kelime fışkırıyor diye ingilizce hayatlarının bir parçası olmuş durumda. Zaten adam diziyi ingilizce izliyor, oyununu ingilizce oynuyor, konuşmaya gelince "üff şimdi türkçe konuş" muhabbetine geliyor bilinçaltlarında. Farkında olmadan bir iki ingiliş kelime sıkıştırıveriyorlar araya maksat sözcük salatası olsun. Aslında bütün mesela çevresine poz yapmak, meğer kızlara hava basmakmış. kısacası türkçesine güvenmeyen ve türkçesine önem vermeyen adamdır.

(bkz: adamı var ya adamı)
(bkz: code mixing)
(bkz: code switching)
lisede bir ingilizce öğretmenimiz vardı o yapardı bunu. akşam televizyon watchacağınıza ders çalışın, ne kitap mı readdin vs. derdi. değişik bir kadındı kendisi.
gerçekten gayriihtiyari olmuyorsa, katlanılacak bir yanı yoktur.
+relax ol tatlım

yok yani rahat battı mı özenti?
(bkz: cool)
kullanmak zorunda kalıyor insan. çünkü bazı ingilizce kelimelerin dilimizde tam karşılığı yok.
"cool"u tam karşılayan bir kelime bulamadım ben. serinkanlı desem değil, karizmatik desem hiç değil. (sözlük karşılığından bahsetmiyorum günlük yaşamdaki kullanımdan bahsediyorum.)
bazı insanların isteyerek, bazılarınınsa istemeyerek yaptığı olaydır. akla türkçesi gelmiyorsa o kelimenin ingilizcesinin kullanılmasında bir sakınca yoktur karşımızdaki anlayacaksa eğer bunu. zira bilingual biri olarak aklıma bazı kelimelerin türkçesi gerçekten gelmemektedir. misal; tam 15 dakika nation kelimesinin türkçe olarak hangi kelime olduğunu düşünmüşlüğüm vardır geçen gün. anlamını bildiğiniz halde gelmiyor işte akla. yapacak bir şey yok.
yurtdışında yaşıyorsanız çok olağan durum. çünkü bir an bir şeyin türkçesi aklına gelmez... veya ne bileyim ingilizcesi daha anlamlı ve kolaydır.

trafikte stak kaldım... veya eplikeyşını doldurdun mu lan... gibi.