bugün

Türklerde sürekli biz önceden şunu yaptık bunu yaptık konuşmaları geçiyor. Geçmiş eleştiriliyor. Atatürk şöyleydi Fatih Sultan Mehmet böyle yapmış ama şunu yapmamış falan diye. Arkadaşlar tamam güzel geçmişi bilmek gerek eyvallah. Geçmişini bilmiyenin geleceği olmaz tamam da gelecekle ilgili ne var şu an güzel ülkemde. Geçmişimizle övünmeye o kadar dalmışız ki sürekli dibe ilerliyoruz ama geçmişin büyüsü bizi kör etmiş göremiyoruz. Nedendir bu tarih takıntımız anlamam.
Özetle;
Türklerin tarihlerine gereğinden fazla bağlanması,tarihe duygusal bakıp gerçekleri saptırması ve geleceği umursamamaları durumudur.
köksüz olan şeyler saman çöpü gibi denizin üstünde yüzer. köklerinden beslenen çınar dimdik durur.köksüz olan sarmaşıklar ise başkasına sırtını dayayarak büyür. başka ağaçların heybetine hayran hayran yaşar. maziyi hatırlamak onlara layık evlat olma düşüncesini doğuracağı için maziye sık sık göz atmak lazım gelir.
Bu bir takıntı değil gereklilik dir.

(bkz: Geçmişi olmayanın geleceği olmaz)
Takıntı değil normal olan davranış şeklidir.

Sadece "Yükseliş Dönemi"nden bahsedecek olursak 200 yıl bizatihi Dünya tarihini şekillendirmiş, geride kalan 250 yılda tarihteki en önemli olayların merkezinde olmuş,Dünyanın tüm emperyal ülkelerinin üzerinde hali hazırda hesapları olan bir milletin tarihi ile bu denli yakından ilgilenmesi takıntı değil ancak tarihine bağlılık olarak tanımlanabilir...
şimdiki zamanda bir şey yapamayınca tarihe sığınmaktır.

afrikalılar da ilk insan bizden çıktı diye övünür.
Toplum olarak Alzheimer hastası olduğumuzun, günümüzü unutup geçmişte yaşadığımızın göstergesidir.