bugün

araplaşmanın köklerimize kadar işlemesiyle araplaşmayla islamiyeti ayıramayan zihniyetin hiç bir zaman iyi irdeleyemeyeceğini düşündüğüm konu. Tarihi olayları incelerken ozamanki şartlara bakılması gerekir. Şuandaki inançla veya bir başka dine olan sempatizanlıkla birşeylerin söylenmesi çok saçma.Hadi herşey bir kenara şimdi bile islamiyeti nerden öğreniyoruz?Kimse zahmet edip "kitap"ı okumaya uğraşmıyor.Herşeyi asıl kaynağından değil arap kültürünün uşaklarında öğreniyoruz.Birde kalkıp türkler bakmışlar görmüşler islamiyet bize çok uygun ondan seçmişler demek safça olur. inanç insanın en köklü olgusu.Biz türkler bu olguyu okadar çabuk değiştirebiliyor olsaydık atatürk'ün ilkelerini ve inkılaplarını hayli hayli tam anlamıyla benimsemiş ve şuanda millet olarak çok daha üst saflarda yerimizi almış olurduk.
evet işler her zamanki gibi çığrından çıktı. Tarih bilgisi Lise-1 kitabından ibaret olarak inceleyenler sayesinde Türklerin islamiyete geçisi kurtlar vadisi havasında ergenokon'la birleşti hemen ardından da Kızıl Sultan'a ulaştı. Şimdi merakla nereye gidecek diye bekliyor insanlar. Milliyetçilik karıştı, lakin bizim milliyetçilik garip bir şekilde din soslu olduğu için araplar'a da laf edilemedi, sanırım herkes biraz sap gibi ortada kaldı. konu ilginç, yukarı tükürsen bıyık aşşağı tükürsen sakal.

Ön yargılarımız neler:

- islam sevgi barış dini olarak herkesi seve seve müslüman yapmıştır (Dini referans no:1)
- Türkler Çinlilere gıcık o yüzden gelen Araplarla birleşiyor (Politik Tarih Referans no:1)
- Türkler Araplara yenilemez, süper kılıç kullanır ok atarız (Milliyetçi referans no:1)
- Şamanizm ve islam neredeyse aynı, gök tanrı var (Dini referans no:2)
- Araplar bizim sayemizde Çini yendi (Politik Tarih referans no:2)
- Türkler islam'la yüceldi islam'la anıldı (Türk-islam Sentezi Milliyetçi referans no:2)

Peki işin aslı ne:

- islam sevgi barış dini olabilir, lakin Hudaybiya'dan sonrasında sürekli fetih içerisindeydi. Denir ki kimse zorlanmadı Müslüman yapılmak için, peki savaşlarda ölen binlerce insan ne için savaşmıştı? karşı tarafın askerleri ne içindi? Kuşatma, meydan savaşı, fetih madem herşey güzellikle halloluyordu bu neydi? Allah adına fetih etmek ne demektir? Gül vermek midir?

- Türkler Çinlilere gıcık değil. Sadece aynı alandaki iki büyük medeniyetin çarpışmasını görüyoruz. Bu nedenle genellikle dönemsel çatışmaları birleşmeler izliyor. Zaten Talas savaşında doğuda bulunan Türk boyları Çin saflarında yer almıştı. Zira zaten Çin işgalinden sonra birçok Türk boyu bu şekilde yaşama garantisi almıştı.

- Yeniliriz. Zira yenildikte. Arap-Türk savaşlarında birçok kez yenildik. Araplar Çin sınırlarına gelene kadar at üstünde fırıl fırıl gelmediler. Arapların bu kadar rahat ilerlemesinin sebebi ise, zaten Türklerin daha önceden Çin'e yenilip iyice dağılmış olması.

- Evet aynı. Zira dünya üzerindeki birçok din aynı. Mesela Tevrat,incil ve Kuran neredeyse %90 oranında aynı. lakin bu güne kadar "Türkler" haricinde benzerlikle din değiştiren bir toplum tarih sahneside yer almadı.

- O zaman karşı taraftaki Türk boylarını hesaba katarsak, Çinliler de bizim yüzümüzden mi yenildi?

- Türkler islam öncesinde de büyük bir medeniyet kurmuşlardı. yerleşik yaşamın, binalar yapmanın islam ile ilgili yoktu. Türkler zaten neredeyse 300 yıldır yerleşik yaşıyor, Horosan'da saray inşa ediyor, para kullanıyordu. islam dışında kalan Türklerin zamanla tarih sahnesinde ana ırktan ayrılmasının sebebi bunların uç noktalarda yer alan ve sayısal olarak desteklenmeyen boylar olmasından kaynaklanıyor. Yoksa islam'ı yahut farklı bir dini seçmemelerinden değil. Zira Memlük, Tolunoğulları gibileri Araplaşırken, Babürlüler gibi olanları ise Hindulaşmıştır.
inanmak istemediğim bir şekilde türkler müslümanlığı 740'lı yıllarda kendi rızasıyla! kabul etmişlerdir. lakin türkler bugün hala tam manasıyla islamiyeti kabul etmemiş ve hiçbir zaman islami şartlara göre yaşamamışlardır.

geçmişe baktığımız zaman dede korkut'un deli dumrul'u türkler islamiyeti kabul ettikten sonra yazılmış eserdir. ama enteresandır o öyküde deli dumrul azraile kafa tutuyor, onunla karşılaşıyor, boğuşuyor... bunlar islamiyetin asla kabul edemeyeceği hikayelerden birisidir.

bugün türklerin yaşam şekli kesinlikle islamiyetle bağdaşmaz.

bir de divan ı lügat it türk vardır. araplara türkçe öğretmek için yazılmış bir sözlüktür ve kitabın girişinde ''türkçe bilmezseniz göte geldiniz'' türevi bir şey yazmaktadır.

o dönemin gerekleri nedeniyle bu kabul edişin tamamen bir taktik olması muhtemel bir durumdur.

elhamdülillah türküm!
aranan ama bulunamayan tanımdır, yoktur öyle birşey.

olsa olsa "türklerin kılıç zoruyla islamlaştırılması" diyebiliriz ki, birçok yazarın gücüne gideceği kesindir. yine de biraz okuyup araştırırsak neyin ne olduğunu görebiliriz...

kaynak da verelim tam olsun:

(bkz: arap milliyetçiliği ve türkler)
(bkz: ilhan arsel)
tamamen duygusal olan durumdur.*
--spoiler--
Talas Savaşı

Müslüman Araplarla Çinliler Talas ırmağı yakınlarında karşılaştılar. Türk boylarından Karluklar bu savaşta Müslüman Arapları destekleyerek savaşı kazanmalarını sağladılar (751).

Türklerle Müslüman Araplar arasındaki ilişkiler iyileşmiş, savaşların yerini dostluklar almıştır.

Türklerle Müslüman Araplar arasında ticari ilişkiler gelişmiştir.

Türkler kitleler halinde islâmiyeti kabul etmeye başlamıştır. Talas Savaşı Türk islâm tarihinin başlangıcı kabul edilmiştir.
--spoiler--

her şey bu kadar kolay değil mi amına goyyim? bir zamanlar çocuktuk bize bunları yutturdunuz ezbere nesiller yetiştirdiniz kalıbınızı sikeyim alayınızın. bir topluluk düşünün bir savaş sonrası güle oynaya dinini bir anda değiştiriyor böyle saçma bir şeyi kabul etmek mümkünmüdür? dinden bahsediyoruz din toplumların en çok değer verdiği olgu bir inanış olgusu. hangi topluluk bir anda sorgusuz sualsiz dinini değiştirir? bana şu an dünyada bir toplum gösterin bir savaş sonrası birden bire dinini değiştirsin? öğretildiği gibi türklerin müslümanlığı seçmesi böyle olmamıştır. daha kanlı daha kötü şekilde zorlamayla olmuştur.
zorlamayla olmayan kabüldür.
zira ilk başlarda karluklar araplara savaşta yardım etmiştir talas savaşının kazanılmasından sonrada araplar ile türkler arasındaki sınırlar kalkmıştır ve araplarla türkler arasında iletişim yoğun bir hal almıştır.
fakat bu din değiştirmenin zorla olmadığı şu şekilde ortadadır. farklı türk devletleri farklı dinleri tarih boyunca benimsemiştir. nitekim hazarlar yahudiliği benimsemiş uygurlar budizmi çuvaşlarda hristiyanlığı benimsemiştir.
yani şunu demek istiyorum. hazarlar yahudiliği kabul ederken uygurlar budizmi benimserken herhangi bir zorlama olması imkansızdır çünkü o zamanlarda o dinin savunucu olan o devletlerden daha güçlü bir budist veya yahudi devleti yoktu ve yahutta hristiyan devleti...

kısacası şunu demek istiyorum:
türklerin farklı boyları yahudiliği, hristiyanlığı, budizmi ve müslümanlığı benimsemiştir fakat bunların zorla kabul ettirilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz çünki, türklerin daha önce din seçimleri zorla olmamıştır bu durumdan bunu anlayabiliriz...
türklerde din çok da önemli bir unsur değildi. islamiyete kadar türklerin birçok kez din değiştirdiği biliniyor zaten. türklerde öenmli olan kültür ve törelerdir. islamiyetin de türk kültür ve törelerine çok da aykırı olmadığı için hatta büyük ölçüde uyduğu için islamiyeti kabul etmesi çok da zor olmamıştır. ayrıca o kılıç zoruyla kabul etti diyenler türklerle araplar arasında o dönemlerde ciddi bir savaş göstersin lütfen.
amiyane tabir ile adam olmak önemli idi. din konusu devlet-toplum için bahis yapılmaz. bir arada yaşama ve sorumluluk duygusu için din olgusu milletimizde yoktur. başka kavimlerden olma bile buna dahil dir.

arap milliyetçiliğini, islamiyet olarak algılayan insanlara ne anlatılabilir ki?
ömer malik türklerin nasıl katledilerek müslümanlaştırıldıklarını açık ve net olarak yazmıştır.

http://www.aymavisi.org/makale/turk%20musluman.html
hadi islam dinini özelliklerini kavrayamadın, türk lerin özelliklerinide mi kavrayamadın?
bu buyuk sereflendirme, takdir-i ilahi ile, yuce allahin dilemesi yolu ile olmustur.

isin traji ironik kismi ise, zorla oldugunu iddia edenlerin, bugun bile islamiyeti kabul etmemis turkler olmasidir.
Türkler müslümanlığı kabul edene kadar Türkler ile Araplar birbirlerini epey bir kırmışlardır. Kaldı ki bu müslümanlığı kabul olayı bir anda gerçekleşen bir şey değildir. Yani damarlarında Türk kanı taşıyan bütün herkes bir meydanda toplanıp tek ses tek nefes eşliğinde şahadet getirmemişlerdir. * islamiyeti ilk kabul eden türk topluluğu olan Karluklar'dan sonra uzun bir müddette müslüman Türkler ile gayri müslim türkler birbirlerini kırmışlardır...

Gelelim neticeye: Araplarda Türklerde uzun müddet birbirlerine üstünlük sağlayamamışlardır. islam kültürü özellikle bizim islamiyet öncesi kültürümüzle benzeşmesi açısından -tek tanrı inancı, gaza cihat ve cihan hakimiyeti anlaşıyışı- zaten ufaktan ufaktan sempati duyuyorduk muhtemelen. Bir de bunun üzerine Çinlilere karşı en sıkıştığımız yerde Abbasiler'in - ki dönemin halifelik gücünü eline tutan devlettir - yardım elini uzatmasıyla bir anda bu yeni hak dinine kanımız kaynayıvermiştir.

DipNot: islamiyeti kabul ettiğimiz tarih olarak gösterilen Talas Savaşı'nın yapıldığı 751'den bu yana geçen 1260 senelik süreçte islamiyeti seçmeyen Hristiyanlık, Musevilik, Şamanizm gibi dinlere inanan Türk Kavimleri her zaman olmuştur hala da vardır. Hatta bir çok kaynak Bulgarları ve Macarları asimile olmuş Türk kavimlerinin içine dahil ederler.
bazı trollerin kendi içinde çelişen tespitleri vardır mesela: dinin toplumsal bir olgu olduğu birden bire değişmeyeceğini iddia eden yazar aynı zamanda türklerin talas savaşında kılıçla müslüman olduğunu savunur .bu tezat değil mi ?
türklerin başına gelen en büyük bela.
valla benim dedeler için 13. 14. yyla denk gelen islamiyeti kabüldür. O yüzden en azından benim atalar kılıçla islamiyet'i kabul etmemiştir. Hatta ve hatta Kılıçla, Osmanlı Türklerini eze eze geldikleri bu topraklarda Orta-asya'da müslüman değilken müslüman olmuşlardır. demek ki Talkan ve Curcan gerçeklerini görürken diğer gerçekleri görmek de lazımdır. Hiçbir şey salt beyaz veya salt siyah değildir.
türkler hiçbir zaman pagan dininde kalmayacağı için ''en büyük hata'' vs gibi yorumların yapılması mantıksız olan konudur.
islam olmasaydı hristiyan ortodoks olacaktı. hiçbir farkımız olmayacaktı.

kılıç meselesi ile tam olarak doğru değildir.
türk denilen ırk sibirya'dan afganistan'a kadar olan bölgede yaşar. bunların hepsi kılıçtan geçirildi, bir anda hepsi müslüman mı oldu. kademe kademe oldular. bunların içinde zorla müslüman olan da vardır, isteyerek olan da vardır.

ırka ve ırkçılığa karşı çıkanların ''türklerin en büyük hatası'' benzeri yorum yapmamaları en az müslüman olmamaları kadar ironiktir.
türklerin islamiyeti özümsemesi yesevi'ye dek uzanır. bize okutulan tarih kitaplarında islamiyete geçmemiz sorunsuz olmuştur. ancak okutulmayan tarihte olaylara böyle bakmaz. topraklarını büyütmek isteyen araplar, kabile halinde yaşamlarını sürdüren türklerin kimini öldürür, kimini zındanlara atar. zındanlarda bulunanları müslüman olmaları koşuluyla serbest bırakmayı vaad ederler. kabul edenler bağışlanır, diğerlerinin kellesi gider! ancak daha sonraki yıllarda a.yeseviler, yunus emreler islamı güzellikle anlatarak türkleri islamlaştırırlar...
galip ve kazanan kişinin yanında yer almak şeklindeki insani niteliklerden kaynaklanan bir din değiştirme şeklinde gerçekleşmiştir. evet, ortaokul ve lise sıralarında anlatılan efsane yalandır. türkler, eski dinleri ile islam arasında var olan sözde benzerlikler nedeniyle müslüman olmamıştır. yine güle oynaya müslüman olduklarını söylemek de doğru değildir. türkler ile müslümanlar arasında uzun yıllar süren savaşlar olmuştur. bu arada savaşın gereği pek çok insanın ölmüş olmasını da doğal karşılamaktan başka çare yoktur. doğaldır ki müslümanlar egemenlik sahalarını geliştirmek istiyordu-bunun islami cihadla alakası yoktur- ve yine doğaldır ki türkler bir başkasının egemenliğini kabul etmek istemiyordu. en nihayetinde talas savaşı ile buzlar bir parça çözülmüştür.

talas savaşı'nın önemi büyüktür. bu savaşta türkler aslında büyük bir yıkımdan kurtulmuştur. çünkü çinliler türklere son ve ölümcül darbeyi vurmak için yola çıkmıştır. o sıralar türkleri böyle bir yıkımdan kurtaracak güçlü bir türk idaresi de yoktur. yardıma abbasi hükümeti koşmuştur. bu yardımlaşmanın her iki tarafa da faydası vardı. çinliler bu savaştan sonra bir şekilde doğal sınırlarına çekilmişler, abbasi devleti de yıkıcı ve bölücü unsurlara karşı son derece güçlü bir müttefik kazanmıştır. neticede alan memnun satan memnun olmuştur.

bundan sonra türklerle müslümanlar arasındaki ilişkiler dostane yürümüştür. türkler güçlü ve hakim olanın dinini benimseme yoluna gitmişlerdir. bunu din değiştirmek için baskı yapmak, zor kullanmak olarak görmek de doğru değildir. bütün o sözde süper niteliklerine rağmen türklerin eski dini basit idi ve islam gibi daha olgun ve dinamik bir din karşısında fazla direnemezdi. mesela türkler islam'dan önce hristiyan ya da yahudi olsalardı büyük ihtimalle din değişikliği bu oranda olmayacaktı. çünkü yahudi ve hristiyanlığın islam'a karşı direnci daha yüksektir.

türklerin müslüman olması sayesinde ortadoğu ve anadolu'daki hakimiyetleri daha kolay olmuştur. çünkü bu bölgelerdeki müslüman halklar türklere karşı fazlaca bir direnç göstermemişler, aksine genelde yardımcı olmuşlardır. bu da türk hakimiyetinin anadolu ve ortadoğu üzerinden avrupa ve kuzey afrikaya kadar yayılmasına neden olmuştur. müslüman olmayan türklerin bu coğrafyada benzer bir üstlünlük kurabileceklerini söylemek pek mantıklı olmazdı. malum, moğollar da ortalığı tarumar etmişler ama müslüman türklerin bıraktığına benzer bir iz ve miras bırakmamışlardır. çünkü müslüman halklar kısa zamanda bu moğol kalıntılarını ya kendine benzetmiş, ya da kovmuştur.

kısacası, ortada öyle kılıç zoru yoktur. iki komşu arasındaki o zamanlarda son derece yaygın ve doğal olan itişmelerde müslüman tarafın kazanmış olması nedeniyle galip olanın dinine girmek şeklinde bir gelişme vardır.
gocerligin zorlasmasi, ticaret yoluyla munasebet kurulan muslamanlardan edinilen bilgiler ve ekonomik sebepler, orgutlu sehir devletleri ve bunlarin askeri kuvvetlerinin artmasi. yagmanin zorlasmasi...
say say bitmez.
bulgarlarin zorlamayla muslumanliktan hiristiyanliga gectikleri dogru bir onermedir. hazarlarin baski karsisinda din arayisina girip yahudi olmasida oyle. dogan avcioglu 'turklerin tarihi'nde bir turk beyinin ''iyi guzelde yagmayla, talanla gecinen bu insanlari simdi sarac ,ciftci, dulger mi yapacagiz? nasil olacak?'' diye yakinmasindan bahseder.
sanıldığı gibi talas savaşı belirleyici olmamıştır. "pir-i türkistan" diye anılan hoca ahmed yesevi asıl yönlendirici olmuştur.

not: zorlama ve kan varsa - hani böyle olmuş olmasını çok isteyen arkadaşlar için söylüyorum - yesevi hoca epey bi adam tokatlamış olabilir.
isteyerek kabulü zor olsa da, şu anda hepimiz müslümanız. 1000 yıl geciktiniz gençler, evet.
Kılıç zoruyla olmamıştır. Çinlilere karşı ortak yürütülen Talas Savaşı sonrası iki kültürün kaynaşması etkili olmuştur. Önceleri emevilerin ırkçı politikaları yüzünden kaynaşamayan Türkler, abbasiler ile diyalog ortamına girmiştir. Hatta bu birliktelik ordu gücünü Türklerin ele geçirmesine kadar ilerlemiştir. Sırf Türkler'den orduya hassa ordusu demislerdir.
bütün dinler arasındaki geçişler kılıçlı, kanlı olmasına rağmen nedense, ne hikmet, allahın işi olsa gerek türklerin müslümanlığa geçişi kansız olmuştur.

ünlü tarihçi profesör polyanna da bu şekilde düşünmektedir zaten.
tarihe girişimizi pek sevgili kemal kara ile yapmıştık. bu başlık yarım sayfaydı. o zaman ki inanışları islamla benzeşiyormuş. hal demiş ki haydi islamiyeti seçelim demiş ve islamiyet kabul edilmiş değil mi? arapların attığı kazıklar, yaptığ soy kırımları eminim beğenmediğimiz putperestler yapmamıştır...

daha fazlasını merak eden varsa şuraya tıklasın.

http://www.alfasorgulama....r-nasl-musluman-oldu.html