bugün

yahudiler tarafından güya kızıl sultan ilan edilmesindendir. oysa o kanla aldığı toprağı paraya satmayarak şerefini ve türklük gururunu korumuştur. nur içinde yatsın.
çok yanlış yapılmıştır. birinci abdülhamid in kıymetini bilemedik bari ikinci abdülhamid in kıymetini bilelim mirim diyen bir babayiğit çıkmamıştır ortaya. yazıktır, günahtır efendiler.
günümüz türkiyesinde, peygamber efendimiz ve sahabeleriyle birlikte kanuni sultan süleyman gibi bir padişah'ın hatta fatih sultan mehmed'in bile değeri bilinmediğinden yani ''değersizlerler'' listesinin bu gibi zatlardan oluşmasından, abdulhamid'in değerinin bilinmeyişi, onun ne yüce bir insan olduğunun göstergesidir. medyada ve devlet dilinde değerli bulunanlara bakıldığında, abdulhamid'in yerinin oralar olamayacağı zaten aşikardır. toplumun böyle bir kesiminin sevmediği adam gerçekten de şereflidir diyebiliriz. bir insanı tanımak için hakkında iyi söyleyenlere değil, hakkında kötü söyleyenlere bakmalıdır. ne kadar amerikan özentisi, islam düşmanı yavşak varsa onlardır düşman olan bu büyük padişaha.

he ayrıca osmanlıya isyan eden ermeni köpekleri, masonlar, yahudiler falan diye de liste uzar gider.
Osmanlı hayranı olan birisinin ağzından eksik etmediği cümle.
2. abdülhamid'in çok tartışılan bir padişah olması ve tarihçlerin büyük çoğunluğunun hakkında pekte iyi şeyler söylememesi bu cümleyi pekte geçerli kılmaz.
türklerin ikinci adülhamid in kıymetini bilmemesi: Mustafa Armağan ile son buldu; Kazım Karabekir e de iadeyi itibar yapan yazar, ilerki zamanlarda 'anti kahraman' olduğu halde kahraman gibi pazarlanan inönünün saçmalıklarını ortaya koymayı planlıyor...
ekseri kimi kemalist türklerdir. ama bilmezler ki abdülhamid II olmasa, atatürk de ol(a)mayacaktı...
utanmasa "adamı kemalistler indirdi" diyecekler ama alacakları cevaplardan balatayı sıyırmaktan korkuyorlar efendim.
güya kıbrıs meselesini, ermeni meselesini ve kürt meselesini miras bıraktığındanmış. işte biz buna kısaca kör cahillik diyoruz. kıbrıs meselesinin kökleri kıbrısın ingilizlere verilmesinden çok daha öncesine dayanır. milliyetçilikle doğrudan ilintilidir. ermeni meselesi de aynı şekilde milliyetçilik ve rus kışkırtmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. ermeni sorununun ana kaynağını oluşturan sözde soykırım meselesi ise abdülhamidi tahttan indirip "onun 30 senede çözemediği ermeni sorununu biz 3 ayda çözdük" diyen ittihat terakkiciler zamanında vuku bulmuştur.

hadi bu ikisini az biraz anlarım. en azından abdülhamidin etkisi var bu meselelerde, ki bence etkisi genel anlamda olumludur da. ama hayatı boyunca müslüman nüfusu büyük bir sadakat altında osmanlıya bağlayabilmiş, üç kıtada kendisini müslümanların koruyucusu olarak islam dünyasına kabul ettirebilmiş bir padişah için nasıl "kürt meselesini bize miras bıraktı" denilebilir işte onu anlamak imkansız. o yüzden diyorum kör cehalet diye. sultan abdülhamid pek çok yönüyle eleştirilebilecek bir padişahtır ama hakkında böyle bir eleştiri yöneltilmesi herhalde bizim yakın geçmişimize nasıl at gözlükleriyle baktığımızın bir göstergesidir.
ikinci abdülhamid baskıcı bir padişahtı bunu herkes kabul eder. fakat o zamanın şartlarında baktığımızda her yandan baskı yiyen osmanlı devleti'nin yapması gereken denge politikası en iyi uygulayan kişidir. osmanlı'nın son demde ömrü uzadıysa ikinci abdülhamid'in payı en büyüktür. bunu görmemek geçmişe hakarettir, tarafsızlıktan uzak saçma bir anlayıştır.
Padişahım gelmişken yade biz
işte geldik senden istimdade biz
Öldürürler başlarsak feryade biz
Hasret olduk eski istibdade biz.
süleyman nazif

şiirinde de olduğu gibi anlaşılamayan dehalardan birisidir. kimse unutmasın ki mustafa kemal onun açtığı harp okullarında okumuştur. onun yetiştirdiği askerlerdir kurtuluş savaşını yöneten.

(bkz: mustafa kemal atatürk)
(bkz: ismet inönü)

edit: istibdad=baskı ben söyleyeyim de belki anlamayan olur. (bu başlıkta seviye yerlerde biraz.)
osmanlı'nın en iyi beş padişahından biriydi.
Türklerin kıymetini bilmediği bir çok şey arasında sadece biri.
Ikincileri kimse hatirlamadigi icindir.
ülkemizdeki tarih bilmemezlikten kaynaklanır. gerçekten araştırıldığında sultan abdülhamid'in ne kadar ileri görüşlü ve başarılı bir padişah olduğunu anlayabilirsiniz.
not:siz eksilemeden ben söyleyeyim. eksileyeceğinize biraz kitap okuyun amkduğumun cahilleri.
ağır yaralı osmanlıyı 33 yıl yöneterek devletin 46 yıl daha yaşamasını sağlamıştır. büyük önderdir. şöyle de bir söz söylenmiştir hakkında:

"100 gram aklın 90 gramı Abdulhamid Han’da, 5 gramı bende, 5 gramı da diğer siyasilerdedir." (Prens Bismarck)

hatalarına gelecek olursak... işe yaramayan osmanlıcılık düşüncesini desteklemiştir. istibdat (baskı) döneminde milliyetçileri sürmesi. kıbrıs'ı ingilizlere kiralaması.

yahudilerin osmanlı borçlarını kapatabileceklerini söylemesi ancak bunu karşlığında filistin topraklarını istemeleri üzerine şunları söylemiştir: "Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan benim değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana aid değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman, onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat, yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmem.".
-Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben
sadece gafil değildim, o kadar.

-Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini
bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi
ben tahtta değilim gibi sözleri vardır.

politika dehasıdır.
ittihatçı öküzlerin sevilmesiyle paralel durum.
batılı güçlerin batıda daha iyi eğitim alma adına beynimizi yıkamalarından kaynaklı gerçek.