bugün

oyumu Zonguldak'a veriyorum. bana 80'ler Türkiye'sinin nasıl bir yer olduğunu gösteriyor sanki. hava daima puslu, deniz fırçayı tüm renklere bandıran bir çocuğun yüzünü buruşturup peçeteye sildiği renkte, öylesine ucube... binalara gelince ne Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin tarihsel dokusu ve estetiğini barındırıyor ne de çağdaş mimarinin meyvelerini sunuyor. arada kalmış bir hiçliğin eseri hepsi de. dolmuşları halen yeşilçamın deutzlarından, insanları yeşilçamın birer figüranı; iyi kalpli, saf, emektar. zencileri de var, öyle ya madenden çıkan insancıklar yüzlerine yapışan simsiyah suretleriyle üç kuruşa her gün azraile selam çakıyorlar. memnuniyet verici hiçbir şey yok, genelevi dahi anlamsızca apaçık ortada çünkü zevkler saklanınca tatlıdır, bu tat vermiyor.

tek kurtuluşları ne basketbol ne uyuşturucu ne gettolaşma... sadece biraz haykırma.