bugün

gurbette yaşayan kişinin yurda dönünce en çok özlediği alet edevatlardır. bunlar yurt dışındaki trafiğin akıcı olması, caddelerin temiz, insanların güler yüzlü olması olabilir.
(bkz: taharet musluğu)
özellikle su insanlar su içmiyor arkadaş soda cinsi mineralli su içiyorlar ya.suyu bulmak imkansız buldun mu 6 eurodan aşağı değil. allahtan çeşmeleri var temiz oralardan içebiliyorsun.

sonra yemek adamlar acayip yemekler yiyor birde şimdi bilemiyosun ki arkadaş habire paranoyak halde dolaşıyosun domuz eti var mı falan diye delleniyor insan.

türkçeye hasret kalıyorsun doğal olarak kimse anlamıyo seni. bin dereden su getiriyosun bir şeyleri anlatmak için bide ingilizce bilmeyen toplumlar var aq onlar tam salak.

tuvalatetleri özlüyrsunuz ya hiç aklıma gelmezdi.adamlar taharet musluğu kullanmıyor pislik herifler.islak mendil dayanmıyor.

gittiğiniz yere göre özellikle denizi böyle suyu özlüyorsunuz.özellikle denize yakın bir yerde yaşıyorsanız.

haftasonu takımının maçını seyretmeyi özlersin.

ha bide adamlarda sözlük kavramı yok sözlük olmadan olur mu yani.

sevdiklerinizi özleyebilirsiniz o size kalmış ona karışamam.

uçan adam sabrileri yok adamların,ajdarları yok,apaçileri yok bunlarda özleniyor yani.

kısacası her şeyi özlersiniz.öyle büyütüldüğü gibi değildir yurtdışı.gidildikten sonra anlaşılıyor yani türkiye gibisi yok aga.

(bkz: bir alex değiller)

he bu arada bu kadar şey özlendikten sonra sınırdan girerken asfaltı öpenler bile oldur.davullarla zurnalarla hlaya eşliğinde geçtik sınırı sizi düşünün ne kadar özlemişiz.
Türk kadınları ne olursa olsun number one kardeşim her yerde aranır.