bugün

uşşaki tarikatı elebaşının açıklamalarıyla akla gelmiş soru, cemaatlerin müsterih olmalarını istemiş ak parti'nin kimlerle beraber yürüyüp, yağmurda ıslandığının hatırlanması bakımından da önemli. bir yandan 15 temmuz'da şehitler verdik, milli irade kazandı, halk darbeye karşı koydu deyip diğer taraftan böyle ileri giden, medine'de kurulmuş devletin devamını türkiye cumhuriyeti devleti topraklarında kuracağı zannındaki ışid muhibinin müsterih olmasını isteyemezsiniz. referansı cumhurbaşkanı olan oysa birkaç ay öncesinde cumhurbaşkanına kafa tutan bu adamların düzelmelerini, toplumun belirli kesimlerinin durumu sineye çekmesini ise hiç düşünmeyin bile.

- türkiye cumhuriyeti son buldu.
- osmanlı yeniden kuruluyor.
- tayyip bey birinci padişahımız olarak gözüküyor.

http://odatv.com/tayyip-b...zukuyor-0410161200_m.html
Sosyal alanda cemaat olgusunun bulunması ile devlet yönetimindeki cemaatleşme aynı durum değil. Sorun devletin birilerine bırakılması.

Temizleme hissiyatı ile yola çıkan 28 şubat 15 temmuzun mimarıdır.
sosyal alandaki cemaat olgusuyla devlet yönetimindeki ya da devlet idaresine talip cemaat olayı tam da bu. islam en başından siyasi hareketti bunda anlaşılmamış şey kalmamalı. alnı secde gömüş cumhurbaşkanının yirmi milyon dolayında seçmenin motivasyon kaynaklarından olduğunu, adil düzeni, dindar nesili başımıza saranların cemaat ve tarikatlarla el ele vermiş, laik düzeni yıkmaya niyetli islami kesimin olduğu gerçeği var. yeri gelmişken 28 şubat 15 temmuz'un mimarı değil, aksine 15 temmuz darbesi 28 şubat'ın haklılığını, gerekliliğini gözler önüne sermişti. başta 15 temmuz darbesi, şimdi bu uşşaki tarikatı vb. gözleri dönmüş yapıların sonucuydu 28 şubat. türkiye'de olayların krolonojik sıralamasına bakınca bunu görebiliriz. atatürkçü ve sosyal demokrat aydınlara suikastler, allahın taraftarı hizbullah'ın domuzbağlı infazları, müslümanların sivas katliamı, erbakan hocaefendinin kanlı mı, olacak kansız mı tehdidi, refah partili, milli görüşçü vekillerin akla ziyan açıklamalarının ve toplumda artan huzursuzluğa cevaptı 28 şubat. millet kıymetini bilmedi, neredeyse yirmi sene sonra demokrasi nöbeti tutmak zorunda kaldı.
din her zaman sorun yaratmaktan başka bir boka yaramadığı için olması gerekendir.

olması gereken dinlerin artık tarih sahnesinden silinmesidir. dinler, miladını doldurmuş öğretilerdir. günümüze bir etkileri kalmamıştır.

bakın dini topluma yaymak isteyen ülkelerin burnu boktan kurtulmuyor.

bunlar tesadüf değil.
şeffaf olmalılar ve devlet tarafından iyi denetlenmeliler yasa dışına çıkanlar ise temizlenmelidir.