bugün

tarih kitaplarının pek çoğunda yer almamış bir antlaşmadır. 11 aralık 1919 tarihinde, suriyeli direnişçilerle anadolu ve rumeli müdafaa-i hukuk cemiyeti temsil heyeti arasında imzalanmıştır. bu antlaşma üzerine, teşkilat-ı mahsusa suriye'de direniş örgütlemiş ve suriyeli direnişçiler, antep müdafaasına fiilen katılmışlardır. anadolu ve şam (suriye) topraklarının, işgalcilerden arındırılarak bir "türk-arap konfederasyonu" şeklinde birleştirilmesi kararlaştırılmıştır.

ancak, suriyeliler'in dediğine göre, yan çizen biz olmuşuz. 1921'de fransa ile yaptığımız ankara antlaşması sonucunda, suriye üzerindeki haklarımızı fransızlara devretmişiz. bunun sonucu olarak da suriye 1946'ya kadar fransız sömürgesi olarak kalmış...

onlar bizi suçluyor, biz onları... ama bu işin sonu yok. ortadoğu'da giderek artan dış tehdit karşısında yalnız kalmamak için türkiye suriye birliği kendini dayatıyor.
gizli sykes-picot antlaşması'yla fransa çoktan almıştı o bölgeleri zaten. türkiye'nin suçu ne?
şu an trt haber'de yayınlanan 1914 belgeseli'nde dile getirilen antlaşma... sözkonusu antlaşma "zara (sivas) konferansı" şeklinde geçiyormuş. atatürk'ün bilgisi ve ilgisi dahilinde, suriye'den sonra, anadolu direnişine fiili ve maddi yardım eden diğer arap bölgelerini kapsaması da düşünülüyormuş... tabii sonradan ingilizler farklı bir teklifle gelecekler o ayrı da...

birinci dünya savaşı'nın, bir tür türk arap savaşı gibi öğretildiği ve bu yolla siyonizm taraftarı yapılan kemalist gençliğe duyurulur. sahte tarihçileriniz sayesinde bilmediğiniz o kadar çok şey var ki! mesela bir tek sebilürreşat dergisinin macerasını incelemiş olsanız, o bile size, iskilipli atıf hoca'dan tutun da bir çok şeyi açıklamaya yeterdi.

veya, istihbaratın o zamanki başkanı hüsamettin ertürk'ün anılarını okusanız, birinci meclis'in nasıl ve neden tasfiye edildiğini, ikincisinin kimler tarafından oluşturulduğunu...

her neyse ya, böyleyken böyle...
güncel Önemli Başlıklar