türkiye nin değişmeyen utanç manzaraları

sadece türkiye de görülen ve her sene belli aylarda ya da günlerde vuku bulan, insanlıktan çok öte bir görünüm arzeden olaylar zincirleridir.

yılbaşı gelir;

taksim, taciz olaylarına sahne olur, haftalarca izleriz bu görüntüleri. yabancı basın bile, türkiye ye giden vatandaşlarının başlarına gelen olayları irdeler, dünya bizi konuşur.

ramazan gelir;

oruç tutmayan gayrimüslimlere, tutamayan ya da tercihi ile tutmak istemeyen müslüman vatandaşlara, içki satan esnafa şiddet uygulanır. kiminin kafası gözü yarılır, kimisi sözle tacize uğrar.

milli maç oynanır;

sevinç ve coşkusunu sağa - sola ateş ederek kutlayan hanzolar yüzünden pek çok genç - yaşlı, çoluk - çocuk hayatını kaybeder, ocaklar söner.

kurban bayramı gelir;

tüm tv. kanalları, ibadet yapmaktan çok uzak olan, onlara acı ve işkence yapan insanlar ile başlarının bir kısmı kopmuş, kafası sallanan hayvanları, kaçan boğaları, inekleri gösterir. yine dünya basını bizi konuşur.

hamiş: ne zaman uygar ve medeni bir ülke gibi davranacağız dersiniz?

yardıma muhtaç insanlara yardım yapayım derken ortaya çıkan rezalet görüntü.

ambulans bekleme esnasından kanlar içinde yerlerde saatlerce bekleyen insanların iç yakan görüntüleri.

sağlık ve eğitimde başı çeken manzaralar.

yakın zamanda, hatta bugün de olabilir, bir hastanede 13 bebeğin aynı gün ölmesi. hayır, yanlış anlaşılmasın, utanç manzarası o bebeklere değil, yetkililere ait. ilgili açıklama;

(bkz: iş kazası)
(bkz: hatasız kul olmaz)

tuzla terhaneler bölgesinde bir türlü engellenemeyen işçi ölümleri.

herhangi bir programda şehit haber aldıktan sonra 'biz profesyonelliği gerektiren bir işte çalıştığımız için şova devam etmek zorundayız'' diyerek allah'ın rahmetini bile o esnada unutan sunucular ve bunu alkışlayan seyirciler.

muhteviyatı tamamen kuyruk olan manzaralar;
bağkur
ssk
emekli sandığı
beleş gıda dağıtımı (sadece beleş olması yeterli)
kamu personeli tarafından sklenmeyen halk
her gelen devlet adamının malı götürmesi
yolların sürekli kazılıp yeniden yapılması (ihale ile peşkeş çekip zürrüyetine yetecek kadar yolsuzluk yapmak)
aslında doğru olan bir manzara yok bu memlekette.

s.kildikçe daha çok domalan, ''türkiye seninle gurur duyuyor'' tezahuratları eşliğinde s.kilmeye devam eden, bir taraftanda gidip oy pusulasında yine aynı karanlığa damga basan seçmenlerin varlığı. işin en kötüsüde bu s.kilmeye mahkum insanların yanında bütün bir toplumun s.kilmeye mahkum edilmesi. kurunun yanında yaşlarında yanması.

azılı ve islah olmaz suçluların insanlık haklarını * arayan sığırcıkların mağdur haklarını görmemesi