bugün

sorulması gereken bir soru. neden norveç, finlandiya gibi hayatın özündeki şeylerle ilgilenen ülkeler gibi davranamıyoruz, neden sürekli televizyonlarda mitingler, siyasiler, tartışmalar var. neden normalize olup, mutlu olamıyoruz, hayattan keyif alamıyoruz, bilim üretemiyoruz.
gezdiğim ülkeler içinde türkiye kadar siyasetle içli dışlı bir toplum görmediğim için benimde hak verdiğim sorudur. bu ülkenin dışında da kocaman bir dünya var ve insanlar oralarda gerçekten hayatlarını yaşıyorlar, sorunlar yok mu? her yerde var, tartışmalar yok mu? o da var ama bu derece hayatını siyasete ve siyasetçilerin boş davalarına adamış bir toplum hiç görmedim.

hakikaten, bu denli siyasete boğulmuş olmak bize ne kazandırıyor?
çünkü baştaki avarel bunu istiyor.
siyasi sosyal kaos işine geliyor,insanların sürekli diken üstünde yaşama tedirginliğini yaşamasını eğer ona oy vermezlerse daha kötüsü olabileceği korkusunu salmak istiyor.

ama gün gelecek yaptığı bu bütün kötülükler için yargılanacak.
Çünkü yandaşı muhalefeti, herkes kıçımızdaki donu bile alırlar diye korkuyoruz. Güvensiz, yalan dolan, iğrenç bir ortamda yaşıyoruz.
Elcevab: çünkü burnumuzu boka belemeyi seviyoruz. Gerçek dünyayla ilgilenmek hoşumuza gitmiyor, çünkü tembeliz. Gerçek dünyayı referans alarak yaşasak çalışmak zorunda kalacağız. Birbirimize bok atmak daha kolay. Kpss kazanmanın akademik çalışmalardan kolay olması gibi.
Coğrafik konum. Jeostratejik önem. Daha önemlisi genlerimiz buna elverişli. Bu işin sırrı galiba kadim çin bilgelerinin şöylediği şu sözde gizli: "iki Yahudi bir araya gelse şirket, iki Türk bir araya gelse Devlet kurar."
bu algı sürekli medya bombardımanı altında yaşayanların bir vesvesesi. herkes kendi derdiyle hemhal, "medar-ı maişet" kaygısında.
güncel Önemli Başlıklar