bugün

2009 yılı ilk çeyreket %13,8 küçülmüş ekonomidir.

http://bigpara.ekolay.net...haber_detay.asp?id=668885
ord. prof. dr. recep tayyip erdoğan'ın "çok sağlam" dediği ekonomidir.

kapıcılar kralı'nı izleyenler için bir sahneden örnek vremek isterim.

kiracılar eve gelir, seyit evi tanıtırken koltukları övmeye başlar, "çok da sağlam, tavsiye ederim" der. oturduğu anda ise koltuk çöker.

ahanda aynen o olay.

şimdi efendim,"teğet geçtiyse bana, teğet geçmediyse sana girsin mi?" diyeceksin olmayacak.

o yüzden demiyorum!
basitçe anlatayım: eskiden firmaların levhalarında x imalat sanayi ltd şti yazardı çogunda, şimdi firmaların levhalarında dış ticaret ltd şti yazmaktadır. dış ticarete bağımlıdır ekomomiz, özellikle ithalata, türk ekonomisi çökmüştür.
iki kuşak sonra herşey daha kötü olacaktır.
yeniden iç borçlanmaya başlayacak ve enflasyonun patlayacağı ekonomidir. çöküşü yakındır.
çoktan yarraklara yan basmıştır.
ama olsun türbanımız var kömürümüz var.
açlıktan ölsekte farketmez sonuçta başbakanımız dindar. onun hakkında kötü bişey düşünmeyelim sonuçta adam dindar.
çocuklarımıza borç dolu bir dünya bırakmak s.kimde bile değil en azından adamlar dindar.
(bkz: alın verin ama en çok göt verin)
(bkz: yakup kepenek)
uludağ iibf'de erol iyibozkurt ve hüseyin şahin hocaların verdikleri derstir.

prof. dr. hüseyin şahin'in dersle aynı adı taşıyan kitabından takip edilir. güzel kitaptır.
(bkz: #7920104)
yüzde bilmem kaç büyüdü, bilmem kaç istihdam arttı diyenler için sadece bu gün televizyonda gördüğüm bir kare.
ramazan öncesi alışveriş yapan bir amca' ya mikrofon uzatılır.

- amca pastırma aldınız mı?
+ dalga mı geçiyorsun benimle?

akp hükümetine teşekkürler.
ak sıçışlara geldi,

et, süt, tahıl derken çay almaya başlamış dışarıdan..
akp tarafından üretimin yok edilip herşeyi dışarıdan ithal etme politikası üzerine kurulu, tamamen çökmüş ekonomidir.
(bkz: dünyanın en büyük 17nci ekonomisi)
en büyük handikapı enerjide dışa bağımlıklıktır. iran gibi petrolu olsaydı şimdiye en azından 3 kat daha iyi bir ekonomi olurdu .
zamanında azerbaycan ile birleşilerek bunun halledilmesi hayal edildi. iç ve dış oc ları tarafından malesef engellendi.
hamsi 10 tl,

palamut 15 tl,

domates 4 tl,

salatalık 3 tl,

et 30 tl,

asgari ücret 600 tl,

icra dairelerinde bekleyen dosya sayısı 45 milyon adet.

borcundan dolayı cezaevinde olan yahut aranan kişi sayısı 130.000.

toplam borç 400 milyar usd.

satılacak herhangi bir kamu iktisadi teşebbüsü; yok.

devlet istatistik enstitüsüne göre işsizliğin azalması;
(bkz: paha biçilemez)
gün içerisinde domatesin kilogramına 6 tl verdim. ithal ikameci sanayi politikası hakimken bizden bi bok olmaz.
soba borusu, diş fırçası, abajur, plastik ördek gibi nesneler baz alınarak hesaplanan yurdum enflasyonundaki düşüş(!) ile bağlantılı olarak hızla yükselen bir türkiye ekonomisi var karşımızda. mutluyuz guruluyuz.
iyice dışa bağımlı hale gelmiştir. eti,hayvanı,hatta domates salçasını ve hatta hatta kıçımızdaki dona kadar ithal eden bir haldedir. 2010 yılına geldik. osmanlının son dönemlerini yaşamıyoruz da ne yaşıyoruz? tarihin tekerrürden ibaret olduğunu görüyoruz. rakamlarla kandırmayın bizi artık. ya da kandırdığınızı düşünmekten vazgeçin.
4. sınıfta AA ile geçtiğim ender derslerden biri.
zenginin daha cok zenginleştiği, fakirin daha da çok fakirleştiği ekonomi.

(bkz: ekonomiye sokim halkımıza bişey olmasın hacı)
iyi ya da kötü durumda oluşu hep büyüme rakamları referans gösterilerek açıklanmaya çalışan hede.
bilemiyorum ne zaman anlaşılacak? ekonomiler insanlar içindir ve aslolan insanların refahıdır.
ekonomi bu çeyrekte yüzde 8 büyümüşmüş. bu gelir adaletsizliğiyle, bu ekonomik tabanlı sosyal bozulmayla bu ülke ekonomisine nasıl iyi denir anlamış değilim.
gelişmekte olan piyasalarla birlikte sıkıntı yaşamakta olan, msci endeksi jp morgan'ın son raporundan bu yana yüzde 7 düşmüş, manşet tüfe'nin ilk yukarı hareketi ile birlikte çekirden enflasyonun yukarı doğru hareketlendiği, mart ayı cari işlemler açığı tahminlerin oldukça üzerinde çıkan, bankaların bu yıl için iki kez kar beklentisini düşürdüğü ekonomidir.
o kadar büyüktür ki, emekçilerimizin boğazına kadar girmiştir.

teşekkürler türkiye!
merkez bankasının dün aldığı kararlar ile türk ekonomisinin roket gibi kalkışa geçireceği ekonomidir.

politika faizinin düşmesi; faiz lobisinin canını sıkmış olasa da, ekonomik durgunluğa karşı iyi bir önlem olmuştur.

durgunluk diye debelenenler yine moraracaktır o ayrı mesele.
teğet geçti denilerek halkın uyutulmaya çalışıldığı bir konu. yakın zamanlarda dikkat ettiğimde çoğu kişinin akp'ye oy verme nedeninin din değilde ekonomi olduğunu farketmemle beni beynimden vurulmuşa çeviren konu. türkiye'nin ekonomisi halka teğet geçti denilen fakat gerçeklerin gün gibi ortada olduğu önemli bir mevzudur.

sadece uyuyanlar için:

--spoiler--
AKP Ekonomisinin 10 Yılı: % 19 Fakirleştik

Hükümetlerin başarılarının en önemli göstergesi ekonomik verilerdir. AKP 10. yılını kutlarken Türkiye ekonomisi nereden nereye geldi? AKP, 2002 yılında iktidara geldiğinde Türkiye'nin iç ve dış borcu ne kadardı, bugün ne kadar? On yıl önce benzin litre fiyatına ne veriyorduk, bugün ne oldu. Ekmek fiyatının 10 yıl sonucunda geldiği nokta ne? işte AKP'nin kısa bir ekonomi tablosu.

EKONOMiDE BÜYÜME
2001 YILI %9,5
2009 YILI %5,7

Türkiye ekonomisi; 2001 yılındaki % 9,5 oranındaki küçülmenin ardından büyüme trendine girmiş, 2002'de % 7,9, 2003'de % 5,3, 2004'de % 9,9, 2005'de % 7,6, 2006'da % 6 ve 2007'de % 4,7 büyümüştü. Bu dönemde bütün dünyada ekonomide olumlu bir büyüme dönemi yaşanmış bütün ekonomiler pozitif seyretmiştir.

EKONOMiDE DARALMA
2009 YILI iLK ÇEYREĞi %14,7

2008 yılının son çeyreğinde ekonomi % 7 daraldı. Büyüme ise yılı % 0,7 ile tamamladı. 2009 yılının son çeyreğindeki % 5,9'lük büyümeye rağmen yıl % 4,8 küçülmeyle tamamlandı. Türkiye ekonomisi, 2009 yılının ilk çeyreğinde % 14.7 daralmayla Cumhuriyet tarihinin ikinci en büyük küçülmelerinden birini yaşadı.

iÇ BORÇ
2002 YILI 149,9 MiLYAR TL
2010 YILI 352 MiLYAR TL

AKP iktidarı Cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasını yaparak 2002 yılında 149,9 Milyar lira olan iç borç stokunu, 2010 yılında 352,8 Milyar liraya,
2011 Şubat ayında 357,5 Milyar liraya yükseltti.

DIŞ BORÇ
2002 YILI 129,5 MiLYAR DOLAR
2010 YILI 290,3 MiLYAR DOLAR

Dış borçta da cumhuriyet tarihi rekorunu kıran AKP döneminde toplam brüt dış borç stokumuz; 2002 yılında 129,5 Milyar dolardan, 2010 yılında 290,3 Milyar dolara ulaştı.

MiLLi GELiR
2009 YILINDA % 19 FAKiRLEŞTiK

Teğet geçen kriz dünyadaki en büyük üçüncü yıkımı Türkiye'de yaşattı. 2009'da kişi başına düşen milli gelir azaldı. % 19 fakirleştik 2008 yılında 10 bin 436 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 2009 yılında % 19 azalarak 8 bin 578 dolara indi. 2010 yılında kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri 10 bin 079 Dolar olarak hesaplanmıştır.

ENFLASYON ORANI
2002 YILI %70
2010 YILI %6,4
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında enflasyon ortalama %70'ler civarındaydı. 2010 yılında son 41 yılın en düşük değeri olan %6,4'e düştü. Ancak vatandaşın temel harcama kalemleri gösterilen enflasyon oranlarının tersine yükseldi.

BENZiN LiTRE FiYATI
2000 YILI 0,58 KURUŞ
2010 YILI 3,68 TL

Her geçen gün el yakan benzinin litre fiyatına 2000 yılında ortalama 0,58 lira öderken, 11 yılda ödediğimiz rakam yaklaşık yüzde 534,5 oranında arttı. 2010 yılında benzinin litre fiyatı ortalama 3,68 liraya çıktı.

Dünyanın en pahalı yakıtının tüketildiği Türkiye'de araç sayısı 2000 yılından 2010 yılına kadar yüzde 80,7 oranında arttı. Buna karşın benzin tüketimi aynı dönemde yüzde 24,8 oranında azaldı. Trafiğe kayıtlı motorlu araç sayısı, 2000 yılında 8,3 milyon iken 2010 yılında 15 milyona ulaştı. Türkiye'de tüketilen benzin miktarı da aynı dönemde 2 milyon 800 bin 731 tondan 2 milyon 105 bin 87 tona geriledi. Yani vatandaş araç aldı ama kullanmadı.

EKMEK FiYATI
2002 YILI 0,25 KURUŞ
2011 YILI 1 TL

Yaklaşık 9 yıllık AKP iktidarından ekmek de nasibini aldı. 2002 yılında 25 kuruş olan ekmek, 2011 yılında 1 liraya dayandı.

(Ulusal Kanal)
--spoiler--