bugün

anlatma kabiliyeti olmayan,
soru soramayan,
öğrencilerle tartışamayan,
öğrencileri araştırmaya yöneltmeyen,
kendilerini geliştirmeyen (tamam ekonomik sorunları olanlar vardır ama özel okulda çalışanların durumlarını da görüyoruz yani)
analiz yapamayan yüzlerce öğretmen nedeniyle.; gayet doğru önermedir.
genelleme yapmak doğru olmaz ama yüzde 80'inde görülen durumdur.
Temel nedeni öğretmenlerin kalitesizliği değil, eğitim sisteminin kalitesizliğidir. Basma kalıp kitap ve mevzuatlar ile yapılabilecek en iyi görevi yapıyor öğretmenler. Kaldı ki o öğretmenlerde bu eğitim sisteminin birer öğrencisiydi.
eğitim sistemine bakacak olursak, aslında çok da başarılı olmayan öğrencilerin öğretmenlik yazmasından kaynaklanan durumdur.
verdikleri eğitimin kalitesizliğinden kolaylıkla anlaşılabilir. tek dertleri aldıkları maaş. biraz şu çocuklara matematik öğretin aldığınız parayı hak edin.
üniversite hocaları etkili şüphesiz. grupla psi. danışma diye bir ders var adı üstünde grupla!! geldiği gibi oturup başlıyor okumaya, ilkokul öğrencisi seviyesinde espriler... sınavından yüksek alınca finalde ders kitaplarının dışından sormalar... ben olsam var ya bunların götünün havasını alırım önce, sonrada yapısı öğretmenliğe uymayanı almam arkadaş.
ilkokul ve ortaokulu devlet okulunda okuyup liseye anadolu lisesi kazanıp devam eden başarılı sayılabilecek bir öğrencilik geçmişi olan benim direkt olarak katılacağım yorumdur. bunların zirve noktasını kız sıra arkadaşımla şahsıma "yeter zina ettiniz" gibi bir söz söyleme gafletine düşmüş din kültürü ve ahlak bilgisi hocası oluşturmuştur.
içine iso 9001 kaçmış kişi söylemi.
tüm öğretmenleri bağlamayan önerme. memlekette ki tüm doktorlar, askerler, polisler, hemşireler, bankacılar yani herkes çok kalitelide öğretmenler mi boktan? sen önüne geleni bu mesleği seven sevmeyeni öğretmen yap, anaokulu açar gibi eğitim fakültesi aç sonra kalite bekle. güldürmeyin.
Eğitim sistemi, öğrenciye ve öğretmen adayına ne veriyor ki, kaliteli öğretmen istiyor !.. Öğrencinin var olan yeteneklerini bile yok etmesiyle ünlü bir sistemden bahsediyoruz.. insanı okumaktan, araştırmaktan, yeni bir gelişme yapmaktan soğutan başka bir sistem varsa, birisi bana onu anlatsın. insan hiç okumasa, dışarıdan okulu bitirse, daha az hasarla okulu bitirirdi.. Sonra suçu öğretmenlere ve eğitimci olmaya çalışanlara atmayalım. Ellerindeki imkan bu, yapabilecekleri de anca bu kadar olur. At yarışında mal gibi koşturulan insanlardan, özgür irade, eğitim bilinci vs. beklerseniz, çok beklersiniz...
yeni nesil bilgili, kültürlü ve kaliteli pırıl pırıl öğretmenlerimize bok atan, cahil kıt ve kalitesiz yazar söylemidir.
lakin 60 yaşına gelmiş fosilleşmeye başlayan, kendine hayrı olmayıp insan eğitmeye çalışan öğretmenler için katıldığım durumdur.

böyle odunlar yontulmaz üstadım.
kesinlikle yanlis genellemedir. birkac kotu örnek uzerinden tümevarim yapilamaz. kendilerini gelistirmeyen ögretmenlerin sorunu o . gelistirenler gayet iyi, iyiyiz. genellemek yanlis, haksizliktir.
yanlış önermedir. çok kaliteli öğretmenler vardır ama hepsi bir olmuyor yani.
eğitim programları ve eğitim fakülteleri kalitesizliği ile doğru orantılıdır.
lise 2'deyken dil ve anlatım hocamızla sınav sonrası soruları çözüyorduk. yazım yanlışı sorusunda hocamız "film" sözcüğünün "filim" olarak yazıldığı şıkkı es geçmiş, doğru yanıt olarak başka bir şıkkı bellemişti. bu "filim" olayını hocaya söyledik, en önde ben olmak üzere. hoca onun doğrusunun ısrarla "filim" olduğunu söyledi. evet, bir dil ve anlatım öğretmeni söylüyor bunu. sonra imla kılavuzunu getirip gözüne soktuk da anca ikna edebildik.

bu sadece bir örnek. elbette genelleme yapmıyorum ama bu örnek gibi niceleri dolu türkiye'de. öğretmenler odası'ndaki boş muhabbetler mi dersin, alanında doğru dürüst bilgi sahibi olmamasına rağmen babasının milli eğitimdeki torpili nedeniyle çalışabilenler mi dersin, öğrencilerinden saygı beklerken saygısızlığın daniskasını yapanlar mı dersin...

milletvekillerimiz bile düzgün değilken öğretmenlerimizin çok iyi olmasını beklemek de ayrı kabahat.
aslında çok yetenekli öğretmenlerimiz var fakat lisans diplomasını aldıktan sonra kpssye aşırı zaman harcamalarından ve aşırı kafa yormalarından dolayı lisansta aldıkları eğitimleri unutuyorlar maalesef. açık ve net kpss yarar değil zarar veriyor.
bizim bir geometri hocamız vardı şey derdi hep ben nasılsa paramı her ay alıyorum ister dinleyin anlayın ister dinlemeyin bana hava hoş . aynen bu cümleleri söylüyordu , sonra düşündüm dedim bu hatun niye bu cümleleri alenen yüzümüze söylüyor diye o an anladım . onun öğretmen sıfatını alması maaş alması için yeterliydi zira devlet onun çocuklara gerçekten bir şeyler öğretebileceğini denetleyecek bir kurum kurmamıştı , sınıfta kıçını kırıp oturup oturup çıkabilirdi bununla ilgili bir denetleme de yoktu , ben şurayı anlamadım diyen öğrenciye insan üstü bir güçle gerizekalı muamelesi yaptığı için kimse nereyi anlayamadığını da söylemeyemezdi söyleyemediği gibi kimse çıkıp ta sen bir öğrenciye böyle davranamazsın diyemezdi öğretmen sonuçta o , o her zaman haklı . Yüz kez şahit olmuşumdur erkek öğrencilerle alenen samimi olup ta kız öğrencileri itin götüne sokan biyoloji hocamıza ama herkes bunu bilmesine rağmen hakkında hiç işlem yapılmadı , beylerin işine geldi açıkçası , kaç kez babamın bile bana demediği diyemeyeceği şeyleri duydum öğretmenlerimden hatta bir tanesini bu yüzden itin götüne soktum , övünmüyorum ama ilk önce sistem öğretme vasfı olmayan insanları sırf devlet kapısı diye o bölüme itmeyecek , denetleyecek , mezun oldun kpss yi de geçtin hadi öğret kafasıyla olmaz bu işler , netice de öğretmenlik mesleğini yapan çoğu insan hepsi demiyorum bak çoğusu benim gözümde devlet kapısında iş olsun kafasıyla bunu meslek edinmiş kimselerdir .
öğrencilerin kalitesizliğinden mütevellit bir durumdur.
az para - az kalite.
- benim çocuğum öküz değil- demenin başka bir versiyonudur.
üniversite sınavının ezberci bir sisteme dönüşmesi beraberinde daha eğitim aşamasında vasıfsız öğretmen adaylarıyla dolup taşarken üniversitelerimiz, kalite beklemek yersizdir. özellikle son zamanlarda öyle insanlar öğretmenlik bölümlerine gidiyorlar ki, herhangi bir sosyalitesi yok, insan ilişkileri kötü, öğretici bir zekaya sahip değil ama matematik, türkçe, sosyal, fen alanlarında soru çözmeyi başarabilmiş. bu bir başarı mıdır tartışılır. sadece üniversite sınavı öğretmenlik için yeterli değil maalesef.
öğrenci kalitesizliğiyle paralel olan durum.
üniversitelerdeki eğitim eksikliğindendir.
Eğitim sisteminde sürekli abuk sabuk yenilikler yapılırken üniversitelere kimse dokunamıyor. Üniversitelerdeki proflar dahil %90'ı eğitim bilimlerinden habersiz eğitim vermeye çalışıyor.
Program geliştirme dersinde ilkokul çocukları gibi kartondan ev yaptıran hocadan ne beklenir? Hiçbir şey. Çünkü kendi de bilmiyor. Dersi almış, ay başında da aylığını alıp paşalar gibi yatacak.
Ikincisi üniversitelerde ezberci eğitim halen devam etmekte. Alanla ilgisiz derslerde sırf hoca egosunu tatmin ediyor diye sayfalarca ezber yapıyoruz.
Hocayla bir sorun yaşasak başvuracağımız hiçbir yer yok. Öğrenciyi koruyan hiçbir yasa yok. Üniversitenin tanrısı hocalar derlerdi de inanmazdım. Evet maalesef böyle. Ve bu tanrılar gayetle de vicdansız olabiliyor.
kendilerini tek otorite saymalarından dolayı olan kalitesizliktir. bunun kavgasını verdiğim için öğretmen yetiştiricilerimizin gözüne giremiyorum. stajyerlik yaparken en başta ve en sonda tekrar tekrar öğretmeye çalıştıkları şey: sınıfa yüz vermeyin, gülmeyin, kaynatmayın, kontrolünüzü sağlayın bilmem ne. böyle eğitimcilik mi olur? sanki çobanlık yapıyoruz. çok ciddi bir seviyesizlik olmadığı sürece hiçbir çocuğa ondan üstünmüş gibi bir tavır takınmamak gerekir. orda bulunmanın amacı eğitim ve öğretim, hiyerarşi değil.
ne yazik öğretmenlerimizin buyuk bir bölümü icin geçerli olan kalitesizliktir. daha egitim fakultesindeki hallerindan bellidir çoğunun durumu.

isin hakkini verenleri tenzih ederim.