bugün

sanatla, sanatçılıkla hiç ilgisi olmayan insanların her yerde insanların gözüne gözüne sokularak, arkadan ittirerek kaktırarak milletin karşısına çıkarılıp aha sanat bu sanatçı da bu diye lanse edilmeleri sayesinde içi boşaltılmış, anlamı yitirilmiş, amacından saptırılmış bir kavramdır.
taklit sanattır. dünya sanatına hiçbir katkımız yoktur. kötüsü;

allah'a inanmayanlarımız arasında da gerçek bir sanatçı örneğimiz yoktur.

ekleme: yaratıcı sensin, hadi ne yaratıyorsan yarat da görelim!
gelişmemiş olan türdür.müziğiyle,resmiyle,sinemasıyla daha çok yol kat etmemiz gerekmektedir.bunun yanında türkiye nin yetiştirmiş olduğu önemli sayılacak bir çok sanatçı vardır.
(bkz: idil biret)
(bkz: fikret mualla)
(bkz: semih kaplanoğlu)
9. sanattır. köy hesabı. kovulma falan...
Yapmak zordur. Geçim sıkıntısını atlatamamış toplumda sanata önem verilemez.
Eve getireceği ekmeği düşünen adam sanatla ilgilenemiyor malesef. * *
genellikle elinde döner bıçağı olan kesim tarafından sergi basmakla yürütülür. fikir sahibi olmadan aforizma sahibi olanlar da medyada bol bol lanse edilir; ünlü sanatçı nihat doğan diye. hepsinden kötüsü sanat tarihi mezunları barmenlik felan yaparlar.
(bkz: 11 eserle türkiye tarihine yolculuk)
En büyük sanatımız türk olmamız.
eğitim seviyesi yerlerde, entelektüel birikimin olmadığı bir ülkede, varlığını sürdüremeyen hede.
anadolu çomarı ne anlar sanattan. sinema, tiyatro, sergi, opera, resim...
https://www.youtube.com/watch?v=1PKl3RrAZq8
https://www.youtube.com/watch?v=wvQDIL5BrBY
türkiye'de sanat mı ? yok ki !
şimdi ilk önce tam olarak neye sanat deniliyor neye denilmiyor ona bir bakmak gerek.

Türkiye de şarkı söyleyen karakteri egoları yüzünden paramparça olmuş insanlara,
dizilerde oynayan oyunculara

hatta ve hatta ne yaptığı önemli değil ünü olan herkese deniliyor.

Bi dakka sanat bütün insanlığa ait bir şeydir. Bunun çizgileri geniş rahat olabilir ama çizgileri vardır. Yoksa kavramsal bir kaos olur.

Bakın sevgili Türk okuru.

Dizilerdeki insanlara sanatçı değil oyuncu denir. ( ingilizce de actor ve actress gibi)

şarkı söyleyenlere şarkıcı denir sanatçı değil. (ingilizce de singer)

Sanatçı plastik sanatlar ile uğraşanlara denir. Yani iki boyutlu ve iç boyutlu olanlara... Resim hele ki burada bayaaa önde olan bir sanattır. Benim (ne yazık ki acımasız olacağım) amele halkımın resimi sadece ciziktirilen şey olarak algılaması tabii ki bunu engellemektedir.

Arkadaş

Şarkıcı

Oyuncu

Sanatçıyı karıştırmayın birbirine.

Şimdi biri kalkacak hat sanatı diyecek. Evet hat sanatı sanata girer ama Yüksek sanat değildir. Ebru sanatı da.

Tabii böyle bir genel kural koymak yanlış. Adam öyle bir ürün verir ki o sanat oluverir. Ancak klasik hat sanatı ya da Ebru sanatı yüksek sanat değldir.

Genelde Resim - Heykel vb eserler yüksek sanata girer...

şimdi camii ve mescide gelince.. (Bir arkadaş onları idda etmiş) tabii ki harika bir mimarın elinden harika bir şekilde çıkarsa (bir heykel mantığında simgesel ve matematiksel estetiği blabla) o zaman olabilir.

Ama klasik bir camii (ki ayosofya dan çok etkilenilmiştir) ana niş yan nişler payandalar ile sanat yapamazsın o iş o kadar kolay değil.

süslemeleri de dahil. hepsini birbirine benzer. hiç olmaz demiyorum ama çok ama çok zordur.

kalkıp bir adam manifestosunu ve amacını yani kavramını iyi oturtmuşsa çorba kutusunu sanat eserine çevirebilir.

ama o bir kere olur bir daha değil çünkü orada asıl vurgu estetik değil konu yani kavramdır.

ikincisi tam bir rezalet olur (ki benim ülkemde bunu çok yapmaktalar)

Sanat ta bilim gibi sağlam kuşakların üstünde yükselen bir değerdir.
bu ulkenin sanata karsı alarjisi vardır.
bir cahil sanat eseri ile karsılastıgı zaman lama etkisi gösterir.
Olmayan şeydir.
vardır, ancak üst sınıf zümrenin kontrolü altındadır. bu yüzden de borsa gibi para döndürülmektedir. sanatçılar fena değildir, hatta muhteşem olanları vardır; ancak alt sınıflara maalesef inemez. çünkü para yine sadece üst sınıfta. alt sınıfı sanata ilgi duyar hale getirmedikleri için onlar da üst sınıfa kaymaktadır. tabi sonra da bizimkiler antin kuntin adamlar olur. aslında değildir.

taksimin bilinmeyen aresim atölyeylerinde ne dahiler vardır, yetişmektedir ve öğrenci yetiştirmektedir.

ancak bunlar ya tamamen gizlidir ya da tamamen elit sınıfın egemenliği altındadır.
Heykeller ucube diye nitelendirilir.
halk tabakasında anlayışı enteresandır.
üniversite fakültesindeki sergiye çıplak kadın figürleri olduğu için saldıran; kayseri'deki film çekimleri sırasında surlara asılan gamalı haçı zorla indirtecek düzeyde minimalist(!) anlayış hakimdir.
üniversitelerde sanat ile ilgili bölümlerde okuyan öğrenciye potansiyel işsiz ve gerizekalı gözüyle bakılmaya da devam edildiği sürece ben hayır diyorum.
türkiye'de sanat belirli bir aristokrat zümrenin tekelindedir.
geri kalanı karnını doyurma derdine düştüğü için çok da abes karşılanmaması gerekir aslında.
para üzerine kuruludur. kalıcı olmak değil; zengin olmak için sanatçı olunur.
2000'li yılların başlarına kadar yapılan, üretken ve kendisini geliştiren durumdayken, sonraki süreçte ise kendini tekrar eden ve yapıldığı sanılan duruma düşmüştür.
Türkiye'de sanat.
Aradığınız kriterde bir veri bulunamadı.
2000ler ile yok olmaya tüketime odaklı yaratılmaya çalışılan olgu. halbuki; Proust demiş: "Sanat en gerçek olandır, en sert hayat okuludur ve hakiki son yargıdır."