bugün

bir avuç balığın, yüzlerce oltanın olduğu göle olta sallamak gibidir.

yaptığınız sanatın, dahil olduğu dalla ilgilenen insan sayısı çok azdır. bu ilgilenenlerin de ne kadar donanımlı olduğu muamma.

cem yılmaz'ın hayatını anlattığı bir program vardı. burada ne yaptıysam "daha iyisini yapman gerekir, bu yeterli değil" denmiş kendine. belki cem yılmaz bir sanatçı sayılmaz yada sayılır; ancak işinin en iyisini dahi beğenmeyen bir halkımız var. bunun nedeni, az iş çok laf olmasın diye umut ediyorum. yada eleştiriyi sadece olumsuz olarak anlıyoruz. eleştiri, yıkıcı ve kötü olmalı gibi bir inanış hakim. bir sanat icra eden kişiye eksiklikleri tabi ki söylenmelidir. tabi bu yapıcı olmalıdır. iyi yaptıkları, yanlış yaptıkları ayırt edilmelidir. pohpohlanmadan, yerin dibine sokulmadan yorumlanmalıdır.

babadan kalma "ne işe yaracak bu sanat, git adam gibi maaşlı bir işe gir" yorumu, sanata en büyük baltadır. biraz vizyonu geniş insanlar da, ender olduklarının bilincinde ukalalık gösterir. ortasını bulmak gerekir.

şahsım adına minik öyküler yazıyorum. internet olmasaydı, bunları değerlendirebileceğim çok az platform kalıyor cidden. internet de nankör bir mecra, birebir insanların tepkisini alamıyorsunuz. böyle işte! dertleşmek istedim belki de.

zordur doğrusu.

vesselam...