bugün

sözlüktende görüldüğü gibi abazanlığın baskın olduğu bir toplumda kadınların yaşadığı zorluklardır. bu başlıkta ki amaç bayanların da insan olduğunu ve onlarında bu sözlükte bulunduğunu hatırlatmaktır. buna göre daha düzgün mümkün olduğunca küfürsüz konuşmak gerektiğini hatırlatmak amacı ile açılmıştır.
(bkz: toplu taşıma aracında kadın olmak)
(bkz: ben bilmem hanım bilir)
bkz:türkiye de kız ya da kadın ya da bağyan olmanın zorlukları
(bkz: sözlükteki ahlak zabıtaları)
(bkz: bir esir olarak kız/kadın)
(bkz: kadınım mağdurum)
ikinci sınıf insan muamelisine maruz kalmalarıdır.
otobüste sözlü, sazlı tacize uğramaktır.
insan olduğunun farkında olmayan bir ülkede yaşamaktır. erkektir yapar, kadındır yapamaz yada kadındır yapmalıdır, erkektir yapmasına gerek yoktur denilen her nokta, istisnasız her nokta, ikiyüzlülüğün bir parçasıdır.
sürekli kadın ne giysin?, ne içsin?, ne yesin?, ne sıçsın?, nasıl sevişsin? gibi sorulara maruz kalırlar...
ülkemiz de bayan olmak zor. hele de abazan insanların olduğu bir ülkede, en basiti yolda tek başlarına bile rahat yürüyemez haldeler. allah kolaylık versin bayanlarımıza.
öylesi zorluklardır ki kadınlari kendi sıfatlarının üç beş mikronluk epitel zarın mukavemetine göre farklılık gösterebileceğine inandırmışlardır.

Öyle zorluklardır ki bu zorluklar, memlekette kadın toruna torbaya karışmadan kendine kadın diyemez. Evlenmeden önce kendinden kadın diye bahsedecek olsa "orospu diyecekler" diye korkar. Evlendikten sonra da uzun süre yeni statüsüne -hani epitel var ya; onun yırtılması ile kazanılan - alışamadığı için kendine kadın diyemez. Epitelin mukavemetinden bağımsız olarak da cinsiyetinin adı olan kadın lafını hakaret olarak görür, kendine başkasına ağzına yakıştıramaz, bayan gibi uyduruk bir sıfatı tercih eder.

Öyle ya da böyle türkiye'de kadın daha isminden/sıfatından başlayarak kimlik bunalımı yaşar.
türkiye de kız veya kadın olmanın bir çok zorlukları vardır. örnek vercek olursakta yanlız başına bir yerde oturamamak.
yolda yürürken genci yaşlısı cesedi, evlisi bekarı, manavı kasabı üniversitelisi is adamı hepsinin kafalarını çevire çevire, yürüdüğünüz sürece ve görüş alanlarından çıkıncaya dek tepeden tırnağa 365 derece incelemeleri, laf atmaları, türkü çığırmaları, yollarını değiştirmeleri, yere anahtar atmaları, sırıtmaları; bu süreç içerisinde içinde binlerce katil uyanan kadının hiçbirinin gözüne bakmadan, cevap vermeden, yüz ifadesini değiştirmeden hatta kendi kendine bile söylenmeden yürüyüp gitmek zorunda olması bu zorlukların en basitlerindendir.
balık gözü bakışlar.
turkiyede erkek olmak kadar zor olan durumdur.
saçma sapan bir ayrıma tabi tutulan kadınların kendileri ile ilgili bir konu başlığı açılırken bile yüzleşmek zorunda olduğu zorluklardır.

kız veya kadın olmak sınıflaması, ayrıştırması bile bu zorluklardan birisidir daha açık bir ifadeyle. türkiye'de kadın olmak zordur, başlı başına kadınlığın utanılacak bir şey olarak görülmesi vegösterilmesi de bunlardan birisidir.
gerekli gereksiz sınıflandırılmalara maruz kalmaktır.
Aslında genel olarak Türkiye' de insan olmak zordur. Ama bunu alt başlıklara indirdiğimizde Türkiye' de esnaf olmakta zordur, Türkiye' de futbolcu olmakta zordur, Türkiye' de doktor olmakta zordur, anne olmak bile zordur vesselam...
erkekler tarafında onlara birer köle gibi bakınılmasıdır. özellikle doğu anadoluda daha da belirgindir.
hbbia gibi canlılarla aynı havayı solumak*
spor kıyafet bile giysen laf yiyebileceğin bir memleket olması.
karşı cinsin kız ve kadın diye ötekileştirmesi, zorlukların başında gelmektedir.
bayanları kız veya kadın diye ayıran zihniyetin sonucudur.