bugün

başlığın tam hali ''türkiye de karşıt fikirlerine saygı duyan hoşgörülü insanlar''dır.

oradan bi' ütopya gibi gözükebilir bu. gayette haklı sebebleriniz var bunun için. ama bu geçmişte, bundan yaklaşık 20-25 yıl önce yaşanmıştır. kırklareli'de, trakya'nın genelinde böyle olduğunu düşünüyorum. şu an için aynısı pek geçerli değil. insanlar farklı görüşler için çirkinleşebiliyor, benliğinin dışında hareket edip olduğundan farklı biri gibi gözükebiliyor. veya özüne dönüyor. bunu başka bir zaman konuşuruz. bu hoşgörünün en basit örneği de babamın anlattığı eski bir durumdan ibarettir.

lüleburgaz'ın en büyük camisi sokullu camii vardır. bu caminin pekte uzak olmayan bir tarafında da birkaç meyhane. camiiden çıkan cemaatle sürekli karşı karşıya gelirler anlayacağınız. bana garip gelen, şaşırtan durumda burada başlıyor. aklınızda birbirinin yüzüne bile bakmayan, küfreden ve çirkinleşen insanlar gelebilir. işin aslı öyle değildir lakin. camiiden çıkan cemaat içkisini yudumlayıp sohbet eden insanlara ''afiyet olsun'' der geçermiş, meyhanedekilerin ''namazınız kabul olsun'' isteklerine karşılık. ve hiçbiri tartışmadan, en önemlisi de yargılamadan bu insanlarla geçinebilirmiş. bugün böyle mi ? pekte değil tabii.

diyeceğim şu ki, türkiye'nin bugün bir yerlere gelebilmesi için gerekli, önemli olan budur. hoşgörü ve saygı. insanlar kendi içindeki çatışmalarını bitirdikten sonra genel sorunlarına dönebilir ve çalışabilir.
kimi götverenlerce "bertaraf olma ihtimali yüksek" insanlardır.
en son cilalı taş devrinde yaşadığı görülmüştür.
yalnız kalacak insandır. senin karşıt fikirlere saygı duymana saygı duyacak insan olmayınca saygı duymanın ne anlamı kaldı derler adama.
üzülerek söylüyorum ki sayısı bir hayli az olan insanlardır.
kendi ideolojimi savunup diğer ideolojilere saygıyla yaklaşan, yakın arkadaşlıklarda araya görüşü sokmayan benimdir.
karşısındaki kişi onun gibi saygı duymuyorsa, saygısı anlaşılmayacak olan insanlardır.
diğerlerine göre nispeten siyasette şu anda daha daha yüksek yerlerdedirler.
yok denecek kadar az olan insanlardır. her 20 milyon içerisinde 2 elin parmakları kadar ederlerse şaşmamak gerekir.

en basit örneği, sözlük yazarlarıdır. kendi fikirlerine en ufak ters düşen biri olduğu zaman nasıl fıttırıyorlar.