bugün
- karınıza range rover alır mısınız14
- ekşi sözlük9
- sözlük kızlarının ayakkabıları13
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- icardi190510
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- ali erbaş11
- online olup entry girmeyen yazarlar8
- anın görüntüsü17
- bülent uygun15
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır10
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu21
- sözlük yazarlarının pankekleri14
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- akp seçmeni14
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bebek kokusu9
- şu anda çalan şarkı10
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
övülen, beğenilen, karizmatik mesleğin kötü yanlarıdır.
her şeyin en iyisini bilen çevrenizdeki insanların tıbbın çoook kolay okunduğunu ve doktorların çok kolay para kazandığını düşünmesi, bu olumsuzluklardan biri sayılabilir.
her şeyin en iyisini bilen çevrenizdeki insanların tıbbın çoook kolay okunduğunu ve doktorların çok kolay para kazandığını düşünmesi, bu olumsuzluklardan biri sayılabilir.
yıllarca okursun, edersin. her yerde görev yaparsın. sonra günün birinde akp gibi bir parti gelir, ağzına eder. sonra gaza gelen bazı gençler uludağ sözlük gibi platformlarda "neden bu kadar çok para alıyor bunlar?! gebersinler!!" gibi sözler çığırır. o genç klavye başında kıçını kaşıya kaşıya düşünmeden bunları yazar, sen insanları tedavi etmeye devam edersin. belki de en kötü yanlarından biri budur.
türkiye'de olmak *
yoktur ki. türkiye de doktorlar çok para alırlar. hem tıp okumak çok kolay. hemen bitiriyosun iş hazır falan. sonra çok kolay ya. ne yapıyolar ki iki ilaç yazıp yolluyorlar mış. değil mi?
hastaların senden daha bilgiliymiş gibi davranmasıdır herhalde en kötü yanı. yoksa yan gel yat.
gelen her hastaya acilde bir iğne yapıp yollamakta sayın doktorlarımızın mesleği ne kadar ciddiye aldığını göstermektedir, bir de evladım sen nazar olmuşsun yat dinlen diyenleri vardır, zor meslek vesselam.
-bak doktor benim karının orasını burasını mıncıklarsan öldürürüm seni. vb. sözlerle karşı kalabilmeleridir.
yıllarca okuduktan sonra mecburen doğunun ücra bir köşesine gönderilip elektriği suyu sorunlu bir yerde, dillerini anlamadığın insanların arasında tüm sevdiklerinden uzakta mesleğini yapmaya çalışmak üstüne üstlük bir de lise mezunu herhangi biriden daha az maaş aldığını öğrenmek, ağzı olan herkesin ne doktorusun diye sorması sanki pratisyenler okul okumamışlar gibi, 4 yıllık üniversite okuyan arkadaşların çoktan hayatını kurmuşken senin hala daha dersanelerde tus peşinde koşuyor olman, insanların nankör olup bir de üstüne üstlük ne derdiniz olabilirki demesi.
türkiye'de dr olmanın belki tek iyi bir yanı vardır o da geç de olsa aklın başına geldiği için ilerde çocuklarını bundan uzak tutacak olmandır.
türkiye'de dr olmanın belki tek iyi bir yanı vardır o da geç de olsa aklın başına geldiği için ilerde çocuklarını bundan uzak tutacak olmandır.
kimi baharatlı ve bol sarımsaklı yemeyi çok seven hastaların ekşi ekşli kokmaları.
aç ağzını a de bakıyım.
aç ağzını a de bakıyım.
*herşeyin hızla değiştiği ve geliştiği tıp alanında okuldan mezun olduktan sonra bilgilerini güncellemek için ne sağlık bakanlığı ne de yök tarafından herhangi bir sistemin kurulmamış olması sebebiyle, gelişmelerden haberdar olmak için tamamen ilaç firmalarının kucağına itilmek.
*yıllarca tıp fakültesinde dirsek çürütmüş doktoruna değil, komşusu zehra hanımın tavsiyesine güvenen cahil hastalara dert anlatmaya çalışmak.
*doktoru, istediği ilacı gidip yazdırabileceği bir sekreter zanneden memur ve emeklilerle hergün mücadele etmek.
*sınav zamanı okula gitmemek için müdür tarafından "gidin rapor getirin" diye gönderilen okul çocuklarıyla uğraşmak.
*memleketine gitmek için amirinden yıllık izin isteyeceğine, doktordan 20 gün rapor almayı daha karlı gören, ve asıl önemlisi bunu hakkı olarak gören embesil memurlarla kavga etmek. bir tanesi apaçık" kanunen yılda 45 gün rapor alma hakkım var, neden vermiyorsun? bu benim yasal hakkım" demişti. tam dumurluk.
*okulu bitirdikten sonra karşına çıkan ve adına tus denen, sadece 15 doktordan birinin kazanabileceği (klinik olmayan mikrobiyoloji, sitoloji gibi dalları çıkarırsak şansın %3'e indiği bir sınav ve 4-5 yıllık eğitim süreciyle daha uğraşmak.
*doktorum dediğinde "aa, öyle mi? ne doktorusun?" sorusuyla muhatab olmak. sanki pratisyen hekim olmak bir meslek değilmiş gibi.
ve en zoru....mesleği bıraktıktan sonra yıllar geçse bile o zor günleri özlemek
*yıllarca tıp fakültesinde dirsek çürütmüş doktoruna değil, komşusu zehra hanımın tavsiyesine güvenen cahil hastalara dert anlatmaya çalışmak.
*doktoru, istediği ilacı gidip yazdırabileceği bir sekreter zanneden memur ve emeklilerle hergün mücadele etmek.
*sınav zamanı okula gitmemek için müdür tarafından "gidin rapor getirin" diye gönderilen okul çocuklarıyla uğraşmak.
*memleketine gitmek için amirinden yıllık izin isteyeceğine, doktordan 20 gün rapor almayı daha karlı gören, ve asıl önemlisi bunu hakkı olarak gören embesil memurlarla kavga etmek. bir tanesi apaçık" kanunen yılda 45 gün rapor alma hakkım var, neden vermiyorsun? bu benim yasal hakkım" demişti. tam dumurluk.
*okulu bitirdikten sonra karşına çıkan ve adına tus denen, sadece 15 doktordan birinin kazanabileceği (klinik olmayan mikrobiyoloji, sitoloji gibi dalları çıkarırsak şansın %3'e indiği bir sınav ve 4-5 yıllık eğitim süreciyle daha uğraşmak.
*doktorum dediğinde "aa, öyle mi? ne doktorusun?" sorusuyla muhatab olmak. sanki pratisyen hekim olmak bir meslek değilmiş gibi.
ve en zoru....mesleği bıraktıktan sonra yıllar geçse bile o zor günleri özlemek
Asistanlığının ilk yılında bir ayda 17 nöbet tutmaktır.
Birinin hayatını kurtarsan bile başına bela almaktır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar