bugün

türkiye'deki eğitimdeki anadilde eğitimin var olmaması ve türkiye'nin bağımlılık zincirlerinin ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir. kağıt üzerinde anadilde tek bir halkın dilinin eğitim dili olmasına rağmen, türkiye cumhuriyeti çatısı altında hiçbir halkın hakkıyla anadilde eğitim görmemesi bağımlılık ilişkileriyle açıklanabilir.

dillerin etkileşimi ve birbirleriyle olan kelime alışverişleri tarih boyunca varolmuştur ve bu süreç devamlı sürecektir. dilin özenli kullanımı ile yabancı kelimelerinin arasındaki ilişkinin bir dilin ne kadar çok yaşadığının ve ne kadar çok fikir ürettiğinin, üretici gücünün varlılığını gösteren bir durumdur. elbette kültürlerarası alış-verişin güçlenmesi ve insanlığın ortak değerlerinin geliştirilmesi için ortak değerler sisteminin kurulması gerekmektedir. bunun en önemli noktası da dildir. terimsel kullanımların ya da ortak değerlerin yabancı dillerden alıntı olması o dilin geriliğine örnek olarak gösterilemez. fakat baskın bir gücün diğer dillere hakim kılınmasının ve onun dilinde bilim ve eğitim dilinin var olması ise o ülkenin bağımsızlığının sorgulanmasına yol açar.

işte türkiye cumhuriyet'i örneği ortada. anadilde eğitim türkiye'nin bir sorunudur. çeşitli halkların dillerinin korunması ve yaşatılması, onların kültürel gelişimin sağlanması her halkın biricik hakkıdır. ne yazık ki kağıt üzerinde egemen olarak gözüken türk halkının, ülkenin en iyi eğitim veren okullarında başka bir dilde eğitim yapılması türkiye'de anadilde eğitimin varolmadığını göstermektedir.bir devletin ihtiyacı olarak ve diğer halklarla iletişime geçmesi için yabancı dil öğretiminin( hatta teknik destekli olabilir bu) ile yabancı dilde eğitim gösterilmesi arasındaki açı farkının yabancı dilde eğitime doğru kayması veya yok olması emperyalizm denilen olgunun en somut örneğidir.

türkiye'de emperyalizmin bir varlığı da kültüreldir.( bir parantez açmakta fayda var. bu yazının konusu dildeki yabancı kaynaklı sözcükler ve onun arındırılması değildir.bir yabancı dil düşmanlığı aynı zamanda ulus düşmanlığı noktasına varacaktır. bu yazının konusu açıktır: anadilde eğitim ile yanacı dil öğretimi arasındaki bir açı farkının var olduğudur.) bu kültürel kolun ülkenin en iyi olan üniversitelerinde kendini göstermesi kuşkusuz bir tesadüf değildir. dünyayla bütünleşme adına yürütülen süreç ülkede yaşayan halkların aklının bulandırılması ve yok edilmesidir. bir bağımlılık ifadesidir ve ülkenin üretici gücünün, fikir üreten beyinlerinin emperyalizmin kölesi olarak piyasa da çalıştırılmasıdır. evet yabancı dilde eğitimin tek başına bu süreci açtığını söylemek abartıldır ama bunun es geçilmesi olanaksızdır. bir ulusun var olması için kendi kültürünü geliştirmesi ve yaşatması gerekmektedir. kağıt üzerinde türkiye cumhuriyeti'nde bu yalnızca türklere verilmiştir. ama milyonlarca türk genci de aynı zamanda anadilde eğitim görmemektedir. diğer halklar ise tamamen yok sayılmakta, en ufak bir anadilde eğitim isteği bile şimdiye kadar yok sayılmaktaydı. şimdi ise emperyalist güçlerin elinde bir kart haline getirilmek istenmesi ise türkiye cumhuriyeti halkının bi trajedisi değil de, nedir?

o halde şu somut ayrımı yapmak gerekiyor: ülkenin ihtiyaçları gereği ve teknik eksiklikleri göz önüne alındığında somut sonuçlar elde edilinceye kadar teknik destekli yabancı dil eğitim ile eğitim dilinin yabancı olması arasındaki farkın ayrımı yapılmalıdır. türkiye'deki herkesin anadilde eğitim yapmaya hakkı vardır ve bilimsel dilin ülke şartlarına uyarlanmasına. bu ayrım için hemen şimdi anadilde dilde eğitime evet denilmeli ve herkes için ayrım gözetmeksizin savunulmalıdır. türk için de!
yanlış önermedir çünkü türkiye'de anadilde eğitim vardır, o da türkçe'dir.

(bkz: türk dil inkılabı)

gerçi onun da her geçen gün içine ediliyor ama neyse.

bu arada konusu açılmışken:

(bkz: tevhid i tedrisat kanunu)
yıllarca anadolu yu işgal etmiş ingiltere, fransa, italya gibi ülkelerin dillerini göklere çıkaran, üniversitelerde upruna bölümler açan, liseleri türkiye nin en elit ve en iyi liseleri olup onları yücelten insanların, binlerce yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşayan ermeni, laz, kürt gibi halkların kendi dillerini bölücü olarak görmesi sonucu çıkan sorun.

misal;

(bkz: kürtçeye olan tahammülsüzlük)
(bkz: emperyalizm ve türkiye)
kurtce diye bi dil var da benim mi haberim yok. ingilizce fransizca ve almancayla kurtceyi kiyaslamak da ne oluyor ki?

(bkz: kurt dili ve edebiyati)
yıllar boyunca kenara itilen ve sözde kağıt üzerinde ülkenin resmi dili ilan edilen dilin ne kadar gerilediğini görüyoruz. bilimsel üretimde hiçbir payının olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, işitilen tepkilerin kürtlere yönelik olması fakat emperyalizme yönelik hiçbri eleştirinin bulunmaması ve hatta bu durumu haklı çıkaracak basit iddiaların dile getirilmesi, içinden geçtiğimiz süreçte toplumun sadece aklının değil, aynı zamanda onurunun çalındığının da göstergesidir. ülkenin onuru beş paralık edilmiş, hakim olduğu iddia edilen ulusun dahi kendi okullarında eğitim dili olamadığı bir toprak bütünün de hangi kanundan söz ediyorsunuz? emperyalizmin ve ona bağımlılığın simgesi haline gelen ve bir zamanlar tam da egemen sınıflar öyle istiyor diye imzaladığı ama şimdi yok saydığı anlaşmalarda da bu durumu stratejik ortaklık diye yutturanlar aynı kişiler değil mi? bu bağımlılık zincirine karşı çıkmadan halklara dönük rezil bir kinin dökülmesi ve kendi toprağında dahi ulusal egemenliği sağlayamamışken bu kavga komik olmuyor mu? ama bu biraz da ayıp olmuyor mu? ama doğru ülkenin onuru beş paralık edilirken, anadilde eğitim her türlü işlevsiz hale gelirken ve bu meşru gösterilirken ayıp ve onur kavramı nerde gezer. ama işte o orta sınıfların kibiri ancak bu şekilde kırılacak ve yok edilecektir ülke yok olurken ve toplumun en temel ihtiyaçları bile karşılanamazken.
(bkz: dünya tek dile koşarken sen nereye ey halkım)
en büyük kayıptır. şimdi eksilenilir bu entry saygı duyarım. ama kürt vatandaşların olduğu bir gerçektir, kürt vatandaşların çoğunlukta olduğu bölgeler olduğu da gerçektir. bunlara kimsenin şikayeti yoktur sanırım. bu kürt çocuklar okula başlarken evde kürtçe konuşulduğu için önce türkçe'yi öğrenmeli, sonra türkçe derslere uyum sağlamalıdırlar. bu sebeple de türk öğrencilerden (şimdi türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan herkes türk'tür denecek ben de götümle güleceğim) birkaç adım geride ilerlerler akademik olarak. bu da hak verirsiniz ki cehaleti doğurur. ve cahil bir toplum kolayca maşa olur, kolayca yönetilir, kolayca kandırılır. bu maşa edenler, yönetenler, kandıranlar da anarşi yaratmak isteyen dış mihraklardan başkası değildir.
Anadilde eğitim yapılsın eyvellah.
peki bunu kim finanse edecek?
Turklerin, kurtçeyi finanse etme gibi bir zorunluluğu yok.
ayrıca devletin hiçbir azınlık kulturunu finanse etmeye mecburiyeti yok.
isteyen kendi kulturunu yaşatır.
ha illa ben kurtçeden başka dil istemem dersen o zaman inşaat işçiliği dışında sir yere gelgmgyince hayatta şikayet etmeyeceksin.
türkiye cumhuriyeti abd eliyle bölünürken ve onu oluşturan halklar birbirine düşürülüp türkiye cumhuriyeti'nin yerine faşist, piyasacı, şeriatçı devletçikler kurulurken "yıkın ulan" nidalarından pek hoşnut olunmadığı açıktır. ne yazık ki bu ülkenin kendi kurucuları tarafından yıkılmaktadır. bir türk'ün dahi en iyi okullara giderken sınıfının tepesinde türk bayrağı vardır ama eğitim gördüğü dil nedir? gittiği yabancı okulun dilidir. onun dışında ülkenin en iyi üniversitelerinde direklerde türkiye cumhuriyeti bayrağı asılırken hangi dille eğitim verilir? yabancı dillerde, değişen oranlarda ingilizce. bu mu anadilde eğitim? en iyi okullarda yabancı diller ve ülkenin en iyi beyinlerine aşılanan amerikancılık, karanlık ve piyasacılık.

o halde eğri oturup doğru konuşalım ve bu ülkenin sahipsiz olmadığını, emperyalistlere verilen izinlerin ülkedeki egemen olan halka dahi verilmesinin hesabını soralım. türkiye'de türkçe bilimsel üretimin neden teşvik edilmediğini merak edelim. yabancı dil öğretiminin teknik aksaklıkları giderici ve ya dünya halklarıyla bütünleştirici nedenlerle mi yoksa emperyalizme adam yetiştirme uğruğuna mı yapıldığını düşünelim. şu somutluk ortada: bu ülke ve bu halk satılık değilse, neden eğitimimizi anadilde göremiyoruz ve anadiller yalnızca yoksul halka verilen bir cezaymışta, yabancı dil öğrenimi bir sınıf atlama hadisesine dönüştürülüyor? yok ben emperyalizme karşı değilim, somut konuşmam diyorsanız varın de gidin, bu ülkenin sahipsiz olmadığını öğrenin!
türkiye devletinin insan haklarına ne kadar tahammülsüz bir devlet olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
açıkçası insan hakları falan fısıtk da pragmatik olarak düşünürsek, * bugün lazca eğitim görmenin kime ne faydası olacak. alo! dünya globalleşiyor. herkes ingilizce öğrenmekte, sen hala lazca, kürtçe, çerkezce diyerek ne yapmaya çalışıyorsun. evet diyorum ki aynı sözler ilerleyen tarihte bir gün türkçe için de söylenecek, tüm dünya tek millet olacak elbet birgün, *...
somaliliyim. haviye kabilesine mensubum. anadilimde eğitim yapmak benim de hakkım. insan haklarına tahümmülsüz bir devlet buu, dilimi unutacağım neredeyse. gerci somali' de de yapamıyorum anadilimde eğitim olsun, burada yapmak istiyorum. hatta üniversiteler açılıp, kürsüler kurulsun.ayrıca yerel kıyafetlerimle gelmek istiyorum okuluma. (yerlere attım kendimi, üstümü başıma paralayacağım şimdi.bayramınızı da haviye dilinde bir kartla kutlarım bak şimdi kızdırmayın beni)