bugün
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek11
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- türk kızlarının zenci sevdası13
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- sevgili kendim12
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
- bir kadına yaklaşıp adres sormak9
- 21 nisan 2024 real madrid barcelona maçı17
- ona bir şey söyle12
- 21 nisan 2024 galatasaray pendikspor maçı9
- sözlük sayesinde öğrenilen şeyler9
- amım var sendromu16
- türk dizi tarihinin en orospu karakteri9
- babası olmayan kız8
- bir kadına yaklaşıp saati sormak10
- tayyip gidecek imamoğlu gelecek9
https://www.youtube.com/watch?v=9R755znBOh0
https://www.youtube.com/watch?v=9R755znBOh0
türkan saylanın hayatından esinlenen dizidir evet.
https://www.youtube.com/watch?v=9R755znBOh0
türkan saylanın hayatından esinlenen dizidir evet.
Cennet diye bir yer varsa bu kadın oradadır.
https://t24.com.tr/haber/...tini-rahat-yazamadim,6082
--spoiler--
24 - Usta kalem Ayşe Kulin’in piyasaya çıkan “Tek ve Tek Başına: Türkan” adını verdiği biyografik romanı, 18 Mayıs 2009’da ölen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın iç dünyasını mektuplar üzerinden anlatıyor.
Ömrünü cüzzamla mücadeleye adayan Saylan’ın ölmeden önce, kendisinden bir kitap yazmasını arzu ettiğini söyleyen Kulin, “Saylan’ı bir karakter olarak kurgulasaydım kitabıma duygusal ilişkilerini ve flörtlerini de katardım” diyor. Kulin buna neyin engel olduğunu ise şöyle açıklıyor: “Saylan’ı yanlış anlamaya imkân verecek hiçbir cümle yazmak istemedim; çünkü istismara çok açık bir isim. Bilerek kötülük ediyorlar Saylan’a. Onu istismar etmeye hazır, aç kaplanlar gibi bekleyen bir kalabalık var; onların eline malzeme vermek istemedim.”
Vatan gazetesi muhabiri Buket Aşçı'nın Kulin'le gerçekleştirdiği röportaj şöyle:
Ayşe Kulin: Dinimizde “azizelik” mertebesi olsa Türkan Hanım’a verilirdi
Sadece kendi mutluluğunun peşinde koşabilecekken cüzzamla mücadeleye adadı kendi. Herkes cüzzam hastalarından kaçarken o çaylarını içti, “Onlara dokunun” dedi. Ama hayatının son günlerinde evi basıldı. Tepki elbette büyüktü, cenazesindeki kalabalık gibi. Ama yaşarken olduğu gibi ardından da çok şey söylendi. “Misyoner” dendi ya da “komünist...” Böylece öğrendik ki bu ülkede bunlar hâlâ “öcü”ymüş! Doğu’daki kız çocuklarının okumasını sağladığı için de eleştirildi. Çünkü bu eğitim Türkçe’ydi. Ama “Bu kızlar kaderlerine mi bırakılmalıydı” soruları atlandı.
--spoiler--
--spoiler--
24 - Usta kalem Ayşe Kulin’in piyasaya çıkan “Tek ve Tek Başına: Türkan” adını verdiği biyografik romanı, 18 Mayıs 2009’da ölen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın iç dünyasını mektuplar üzerinden anlatıyor.
Ömrünü cüzzamla mücadeleye adayan Saylan’ın ölmeden önce, kendisinden bir kitap yazmasını arzu ettiğini söyleyen Kulin, “Saylan’ı bir karakter olarak kurgulasaydım kitabıma duygusal ilişkilerini ve flörtlerini de katardım” diyor. Kulin buna neyin engel olduğunu ise şöyle açıklıyor: “Saylan’ı yanlış anlamaya imkân verecek hiçbir cümle yazmak istemedim; çünkü istismara çok açık bir isim. Bilerek kötülük ediyorlar Saylan’a. Onu istismar etmeye hazır, aç kaplanlar gibi bekleyen bir kalabalık var; onların eline malzeme vermek istemedim.”
Vatan gazetesi muhabiri Buket Aşçı'nın Kulin'le gerçekleştirdiği röportaj şöyle:
Ayşe Kulin: Dinimizde “azizelik” mertebesi olsa Türkan Hanım’a verilirdi
Sadece kendi mutluluğunun peşinde koşabilecekken cüzzamla mücadeleye adadı kendi. Herkes cüzzam hastalarından kaçarken o çaylarını içti, “Onlara dokunun” dedi. Ama hayatının son günlerinde evi basıldı. Tepki elbette büyüktü, cenazesindeki kalabalık gibi. Ama yaşarken olduğu gibi ardından da çok şey söylendi. “Misyoner” dendi ya da “komünist...” Böylece öğrendik ki bu ülkede bunlar hâlâ “öcü”ymüş! Doğu’daki kız çocuklarının okumasını sağladığı için de eleştirildi. Çünkü bu eğitim Türkçe’ydi. Ama “Bu kızlar kaderlerine mi bırakılmalıydı” soruları atlandı.
--spoiler--
Güzel diziydi evet.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar