bugün

siz çok biliyorsunuz galiba. bu ülkenin hiç devlet adamı yok herhalde.
(bkz: Altay tankı)
Türkiye’de ne yargı bağımsız ne de hukuk var. Şayet yargı bağımsız olsaydı Cumhuriyet gazetesine operasyon yapılamazdı. Yargı bağımsız olsa yabancı devlet liderleri ile görüşme sonrası birden mahkemeler 180 derece ters kararlar veremez.

Gerçi o görüşmeler sonrası tahliyeler ile hukuk katliamı biraz engelleniyor ama kendi vatandaşı hala çekiyor. Üniversitemden alınan hocalar hukuk olsa hala kürsülerinde olurdu.

Bu yargının da yargılanacağı bir gün olur bu gidişle.
+Karar. sanığın. (On yıl ver)
+On yıl olması... (On yıl fazla beş yıl ver)
+Beş yıl olmasa..(ne beş yılı be müebbet şerefsiz bu)
+Müebbet olmaa.(sal sal tehdit var)

+Eeeh yeter beeh bu ne laaan istifa ediyorum.

Maalesef günümüz hakimleri.
(bkz: yaman şakacısın delikanlı)
türk yargısı siyasallaştırılmış olduğundan, siyaset de yanlı bir duruş içinde olması gerektiğinden, herhangi bir siyasal yargı da olduğu gibi türk yargısında da objektif duruş ya da somut verilere dayalı yargılama gibi şeylerden artık bahsedilemez.

türk yargısı "bağımlı" bir yargıdır.
dünyanın hiç bir ülkesinde tam yargı bağımsızlığı söz konusu değildir. yargının siyasi bir tarafı vardır.
ha para pul ya da ufak tefek vatandaş anlaşmazlıklarında bağımsızlık sözkonusu olabilir.
Yalan olması için cidi cidi söylenmesi lazım. Şakadır o. Gerçi ciddi ciddi inanan da var. Bilemedim şimdi.
deniz yücel denen kişinin serbest bırakılması hadisesi sonrası iyice ortaya çıkan yalandır.

kaç zamandır tutuklu bulunan ve almanya tarafından ısrarla serbest bırakılması talep edilen deniz yücel, ne hikmetse tam da binali ve merkel görüşmesinin ertesi günü serbest bırakılıyor. bak sen şu allahın işine yahu.