bugün

artık daha da açığa çıkmış bir haldir. sözlüklere bakınca bile durumun özeti çıkıyor gözler önüne.
(bkz: kürtçülük)
Dünyadaki solcu hareketler öncelikle kendisini düşünür, illa ki milliyetçi olmasına gerek yok tabii, kendini korumak her toplumda vardır.
Türk solcusu ise fantastik bir kafayla kürtçülük güder, 'foşist foşist' diye ağlayıp kürt Faşizmini alkışlar.
onlar bu hale herkesi içlerine katmalarından dolayı düştüler. zamanında içlerine aldıkları kürtler şimdi türk solunu adeta ele geçirmiş durumda. bu acınası halden dolayı şu anda birkaç istisna dışında kendini solcu zannedenlerin bildiği iki söz var:
"kürt halkı çok acı çekti" ,
"faşistler, ırkçılar" ...

bu alana sıkışarak benliğini kaybeden türk solu, sermaye ile mücadele etmek bir yana; post-modernist bir tavır ile batı emperyalizminin uşağı olmuş durumda. bu olayın istisnalarından biri (en önemlisi) doğu perinçek ve vatan partisi'dir.
haber sitelerinin başlıklarını karıştırıyorum yine bu sabah, kayda değer bir şeyler var mı diye... yok! her zamanki teraneler...

kedicik namıyla maruf bir karı haremden kaçmış...

yumurtayı sirkede kaynatınca bilin bakalım ne oluyormuş...

bakın bakın yılan ineği nasıl da yutmuş...

karnımı biraz olsun doyurmak için, entel iş arkadaşlarımın "brunch" saatini beklemekten de tansiyonum hazır düşmek üzereyken de (çayı da demlemiyor öküzler!) türk solunun haber sitelerini karıştırayım diyorum...

aynı bokun laciverti!

habere bak; "1 mayıs için büyük bir kutlama düzenliyoruz."

yemin ediyorum içinde bulundukları durum içler acısı. hala hayallerle mastürbasyon yapıyorlar. bu solculara gaz veren boktan çarçur haberleri okuyacağıma, yılan ineği nasıl yutmuş onu izlerim daha iyi...

mesela "ortalama Türk solcusu", Georges Politzer'in "Felsefenin Temel ilkeleri"ni okur, sonra da pek fazla bir şey okumaz. Politzer bu eserinde "işçi sınıfı için kutsal hiçbir şey olmadığını" söyler (kendi mücadelesi hariçmiş.)

Oysa Türk solcuları, 1 mayıs gününü "kutsal" saydıklarını beyan ediyorlar, 1977 olayları nedeniyle. O gün doğan bebekler bugün 41 yaşında.

sonra da her yıl 1 mayıs günü, artık hükümet nerede izin verirse, toplanıp tepişirler...

solculuk denen nane, "senede bir gün toplanıp tepişme" düzeyine indirgeniyor, devrim yapmış gibi seviniyorlar, hele polisten dayak da yerlerse daha da mutlu oluyorlar. Bu sefer de daha büyük bir dayak yemenin hatta biber gazı yutmanın peşindeler sanıyorum... Kutlamaların nerede yapıldığı da bir şey değiştirmiyor ve değiştirmeyecek de.

canı gönülden, tüm içtenliğimle soruyorum ey nesli tükenmiş solcular... neyi kutluyorsunuz siz 1 mayıs günü? Varlığınızın başından bugüne, neredeyse yüz yıldır hep ahlayıp vahlama, hep ağlayıp zırlama, hep mağdur olma düzeyinde kalabilmiş olmasını mı?

Yoksa en parlak devrinde, varlığının tepe noktasında bile toplaya toplaya ancak yüzde 3 oy toplayabilmiş olmasını mı?

Türk solu, "yirmi birinci yüzyılın solu nasıl olmalıdır, nasıl olabilir" sorusuna bir tek gün bile kafa yormuş mudur?

Hayır. Batı solu buna günün birinde bir çözüm bulursa onlar da "ithal" edecekler.

Türk solu "Türkiye'nin solunun ne gibi özellikleri, diğer ülkelerden ne gibi farkları olmalıdır" diye düşünebilmiş midir?

Hayır.

Bırakın iktidara gelmeyi, siyaset sahnesinde en küçük bir yer işgal edebilmesinin bile "Kemalist olmayan bir sol" arayışından geçmesi gerektiğini görebilmiş midir?

Hayır.

Halkın "alafranga soldan" zerre kadar hoşlanmadığını bilebilmiş midir?

Hayır.

halk nezdinde esamisinin bir türlü okunmadığını idrak edebilmiş midir?

Hayır.

"Solun doğal lideri" sandığı ismet inönü'den durup durup yemiş olduğu kazıkları bilir mi?

Hayır.

Tüketime bu kadar aç ve yıllardır da doyamamış halka "yoksullukta eşitlikten" başka bir şey öneremezse ona kimsenin yüz vermeyeceğini anlayabilmiş midir?

Hayır.

"Grev silahı" gibi güçlü ve çok önemli bir silahı, yerli yersiz kullanmaya kalkmanın sakil gülünçlüğünü farkedebilmekte midir?

Hayır.

yahu Sovyetler Birliği yıkılalı tam 28 yıl geçtiğinin farkında mıdır?

Ona da hayır.

"ağaç sevgisi, hayvan hakları, kadına şiddete son" gibi kavramları diğer tüm fraksiyonların da savunabileceğini ve zaten savunduğunu görüyor mu?

hayır.

bu arada "üç aylara" girdik, bari bunun ne olduğunu biliyor musunuz?

Hayır.

Bugün Regaib Kandili, haberiniz var mı?

elbette Hayır.

ya hadi siktirin gidin ya...
sol? sağ? bunlar sanayi devriminin siyasi kavramları. makber şiirinin ilk dörtlüğü tercüman olur:

Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.

dijitalleşmenin siyasi kavramları kapımızda.
bu dede de arada mağaradan çıkıp yazı yazıyo, kafası hala sağ ve sol da kalmış.
Türk solu diye bi şey kaldı mı yaa? Ölmedi mi o?
Sol denilen cenah, akıllı telefonuyla mekanın sol kanadında giriyordur internete. Odur yani olsa olsa..
yunan yapınca medeniyet, türkler yapınca asimilasyon, barbarlık vs.

sol çok uzun zaman önce bitmiştir.
doksanlarda çocuk olup yetişen ve okuyarak, siyaset ve fikriyata ilgiyle gelişen nesil ve öncesi kuşaklar, geçmişteki solcu-entelektüel profilinin seviyesi ile günümüzdeki seviyeyi kolaylıkla mukayese edebileceklerdir. ortaya çıkacak sonuç ise, şu anda solcuların "bayraklaşmış" şahıslarının konumuyla eş değerdir.
Solculuk kilifiyla her türlü muhanetlik yapılıyor. Nedeni milli ve milliyetci bir sol partinin olmaması.
Nasıl ki sağcılar dini kendi tekellerinde sanıyorsa, solcular da demokrasi için aynı zanna sahipler.
Türk sağının seviyesiz, saygısız, bilgisiz, cahil, hırsız, yolsuz, rüşvetçi olduğunu, parmakla gösterilebilecek 1 tane dahi adam gibi adam olmadığını düşününce,

Türk soluna iyi düşünseler, iyi sözler söyleseler,
Kendimden şüphe ederim.

Karaktersizler hakkımızda iyi konuşmasın.
One minute.