bugün

genellikle sonunda şöförün kapısının açık olup, şöförün koltuktan dışarı alnında salça ile yatmasıyla biten sahnedir.
(bkz: uçurumdan oyuncak araba yuvarlamak)
kurban bakar, araba gelir..
kurban bakar, araba gelir..
ışıklar, gözbebeğini küçültür..
siz osurursunuz izlerken, çünkü bilmenin verdiği heyecanın yan etkisidir bu..
sonra kurbana araba mı yoksa kamera mı çarptığını anlamadan, izlemeye devam edersiniz.

bazen bu konsepten sıyrılabiliyorlar.
en dandik sahnelerinden biri "dönüş" filminde geçmektedir. alamanyalara giden kadir abimiz*, oradan bir sarı tosbağa* almıştır. tabi yanında da sarışın alaman garısı. türkan ablamızda* köyceğizde beklemektedir bizim çapkın ve bıçkın delikanlıyı. sonra o sarı tosbağa uçurumdan uçar. tabi uçan oyuncak arabadır. ama oradaki giren müzik bütün duyguları yaşatır. * (hatırlamayanlar için bir parça hatmi çiçeği)

"...gelecektin, gelmez oldun,
halimi hiç sormaz oldun,
yaralarımı sormaz oldun,
yokluğundan öldü gönlüm..."

edit büdüt: heh bu çarpma sahnesi değil. arabayla uçuruma uçma sahnesidir. o da ayrı tabi.
iiüüüüiiüüüü* ardından çığlık(hep kadın çığlığı nedense) son olarak ameliyat masasında açılan gözler ile tepedeki ışığın görüntülenmesi...*
yapış yapış bilgisayar efekti olmayan, el emeği göz nuru, çoğu kalitesiz sahnelerdir..*
daha çok arabanın kurbana değil de kurbanın arabaya çarpmasıyla sonuçlanan sahne.ve arabanın hızı ne olursa olsun kurban önce arabanın ön camına doğru bi kapaklanıp daha sonra önüne düşüverir,action hastanede yaşlı beyaz saçlı bi hekimin umutsuz bakışlarıyla devam eder gider.
hep aynı, o bildik, belki yüz defa bin defa duyduğumuz "cııııııııyyyyykk" şeklindeki ses efektiyle süslenmiştir.
Sonraki sahnenin ' kim kapatti isiklari ' cumlesiyle baslamasi muhtemeldir .
araba, kameraya karşı dümdüz gelirken kameranın ani bir harreketle sağa yatırılması ve çığlık tadında bir keman sesi ile çekilen sahnedir.
araba hızla gelir, kasisten geçer gibi aniden durur, 1 metre önündeki yaya kendini yere atar, kameraman kamerasını sallar; budur.
sanki arabanın kurbana çarpması değilde kurbanın arabaya koşarak omuz atması gibidir.
zamanında tıbbın yeterince ilerleyememesini eleştiren sahnedir.
genelde çarpma anı gösterilmez sadece arabanın uzaktan geldiğini amacının ne olduğunu anlayıp "he bu göt buraya çarpacak kesin" diye düşünüp görürüz, yalnız gelen arabayla haşat olan arabada herhangi bir benzerlik olmaması muhtemeldir daha sonra farklı bir arabanın haşat olduğunu görmek mümkündür.
gözleri göreni kör eden, kör insanı da iyileştiren sahnedir. gariptir değil mi?
çarpma sahnesi,arabanın oyuncuya değmesiyle gerçekleşir.çarpma sonucunda kör olma,çarpan kişiye aşık olma gibi olaylar gerçekleşebilir.
güncel Önemli Başlıklar