bugün

eski zamanlarda güneşin ve gök tanrının sembolü sayıldığına inanılan, "tanrı kuşu, bakır tırnaklı müthiş kuş" diye tanımlanan bu hayvana hotoy, bürküt ve karakuş da denilir. yakutların en değer verdikleri kuştur aynı zamanda. ilkbahar ve sonbaharın belirleyicisi olduğuna inanılan kartal, eğer kanatlarını bir defa sallarsa buzlar erir, iki defa sallarsa ilkbahar gelir. kartal, tanrı ülgen'in de oğullarından biridir(kara kuş).

yakutlar en korkunç andın kartalın adıyla yalan yere içilen and olduğunu söylerler. bunu yapanın soyunun kuruyacağına inanırlar. çocuğu olmayan kadınlar kartala bir çocukları olması için yakarırlar ve bunun üzerine doğan çocuklara "hotoy törütteh" (kartaldan türemiş) denir.

büyük kartallara türkçede bürküt adı verilir. iki başlı ve sağ kanadıyla doğunun ve güneyin sembolü güneşi, sol kanadıyla batının ve kuzeyin sembolü ayı kapladığına inanılan kartal ise semrük bürküt'tür. yakutlar çift başlı kartala "öksökö kuşu" adını verirler.

gök kuşu olarak da bilinen kartallar genellikle yüksek yerlerde ve kayın ağaçlarının tepesinde tasvir edilir. gökten yıldırım indirdikleri de efsaneler arasındadır. sibirya'da ve altay bölgelerinde şehirlerin dışına dikilmiş sırıklar bulunur. bu sırıkların tepesine ise ağaçtan çift başlı kartal figürü yontulur. bununla sembolize edilmek istenen ise "dünyanın direği" olduğu varsayılan, dört köşe yontulmuş ve göğün tepesine, tanrının kudretini simgeleyen kartala dek uzanan bir ağaçtır. dolganlara göre kartal, iki yana açtığı büyük kanatlarıyla göğün kapısını insanlara kapayarak yeri ve göğü birbirinden ayırıyordu. yani esasen burada bahsedilen ağaç, dünyanın merkezinde olduğuna inanılan kökleri yerde, dalları gökte munar ağacı(hayat ağacı). (şimdilerde kolye ucu olarak çok popüler oldu fakat anlamı biliniyor mu pek emin değilim.)

yakut türkleri şamanların yeryüzüne bir kartal tarafından getirildiğine inanırdı. şaman olarak doğacak çocuk henüz dünyaya gelmeden ruhu bir kartal tarafından yenirdi. daha sonra bu kartal güneşin ışıklarının hiç eksilmediği bir çayırlığın ortasında bulunan kırmızı çam, gürgen veya kayın ağaçlarından birinin üzerine yumurtasını bırakıp giderdi. yumurtadan çıkan çocuk, ağaçların altında hazır bulunan bir beşiğe düşer ve burada büyürdü. kırmızı çam üzerinden düşen yumurtalardan iyi, gürgen ağacından düşen yumurtalardan ise kötü şamanlar çıktığına inanılırdı. bu şamanlar hayatları boyunca kartal-anaları tarafından korunurlardı.