bugün

türk milliyetçiliğinin, amerika'nın türkiye üzerindeki hedeflerine ve çıkarlarına engel teşkil ediyor olmasından kaynaklanan korkudur.

sözde büyük elçi amerikan ajanlarının beyaz saraya verdiği raporla kanıtlanmıştır.
rapor şöyle der ki; ''türkiye'de amerikan çıkarlarına engel düşünce türk milliyetçliği engel kitle türk milliyetçileridir''
malumun ilanıdır bu. milliyetçilerin üzerinde ki baskı, sindirme ve karalama kampanyaları bu korkunun refleksidir.

milliyetçiliğin en önemli partisinin genel başkanı devlet bahçeli'nin başarılı çalışmaları sonucu mhp; ülkücü-turancı bir parti olmaktan öte, ülkücülerin tabanını oluşturduğu vatansever, milliyetçi bir parti olmuş, geniş kitleler tarafınca desteklenip oylarını tarihinin en yüksek seviyesine ulaştırmıştır. 12 haziran seçimlerinde 'baraj altı kalacak' söylentilerinin aksine, oylarını arttırıp mecliste daha güçlü bir konumda yerini alacağı tahmin edilmekte. bu da türkiye üzer,nde hedefleri olanları kara kara düşündürmetedir.

türk milleti'nin tabanına sirayet etmiş olan milliyetçiliği; faşist, ayrıştırıcı, çağ dışı, lümpen gösterme çabalarının da bir türlü başarılı olmaması, amerika'ya tokat gibi bir cevap olmuş gözükmekte. milliyetçiliğin türk milleti'nin genlerinde olan bir manyaklık! olduğunun farkına varmışlardır umarım.
amerikalıları içten mi feth ettik ne.. (#11480407)
amerikan dış politikasının türkiye üzerinde süregelen himayesine karşı mücadelesinden ötürü amerikan yönetiminin takındığı tavırdır.

medya aracılığı ile yıldırma politikasına devamlı suretle çanak tutan amerikan hükümeti içimizdeki kirli kalemleri ile bunu halen başarmaya çalışmaktadır.

ergenok diye tasvir edilen ümraniye davasına verilen isim dahi bu planın bir parçası olup henüz pek bir yol katedememiştir.

ancak psikolojik harp alanı olarak belirlediği türk topraklarında her zaman "yankee go home" nidaları yükselten sözde emperyalizm karşıtları bu oyuna farkında veya farkına olmadan destek vermektedir.
her türlü milliyetçiliğin abd yi bir süre sonra korkutması durumudur .

abd milliyetçilikten kendi sınırları dışında çok hoşlanmaz. çünkü milliyetçilik milli kültüre bağlılığı da beraberinde getirir. milli kültüre bağlılık da milli kültüre yabancı değer, kavram, ürünlerin de o coğrafyaya sokulması önünde bir engeldir.

bir ülkede milliyetçilik ne kadar artmış olursa, bir yabancı firma o ülkede o kadar az ürün satabilir.
milliyetçi düşüncenin güç kazandığı bir ülkede nike yerine o ülkenin giyim ürünleri daha çok rağbet görür. en azından, en kötü ihtimalle nike'ın tercih edilme oranı azalır.
milliyetçi düşüncenin güç kazandığı bir ülkede yabancı marka otomobillerin tercih edilme oranı azalır.
kısacası milliyetçi düşüncenin güç kazandığı bir ülkede büyük şirketlerin çıkarları tehlikeye girer.

elbette ki abd kimi zaman milliyetçiliklerin yükselmesini olumlu bulur.
çeçenistan'daki direnişçilerin a.b.d. tarafından desteklenmesi buna örnektir. bu mücadelenin kazanılması - ne yazık ki çok zor- hem a.b.d. nin hem de çeçen direnişçilerin çıkar birliğine dayanır.

aynı şekilde türk milliyetçilerinin '80 öncesinde devrimcilere-komunizme karşı güçlenmesine de a.b.d. olumlu bakmıştır. bunu bir türk milliyetçisi olarak, alparslan türkeş'i çok seven bir ülkücü adayı olarak söylüyorum.çünkü bu bir çıkar birliğidir.

ama aynı a.b.d.-nato daha soğuk savaş sürerken türk milliyetçiliğinin ileride önünü kesmenin yollarını aramışlardır.
bunun en büyük kanıtı nato'da görev yapmış olan kurmay albay atıf erçıkan'ın ulaştığı nato belgesidir.
bu belgede özetle şu denmektedir:
sovyetler birliği çöktükten sonra ortaya bir türk dünyası çıkacaktır. türkiye ile bu dünyanın birleşmesi söz konusu olursa batının karşısına bugüne kadar hiç görmediği derecede büyük bir güç çıkacaktır.

elbetteki türk milliyetçiliği ile türk devletlerinin birleşmesi-işbirliği direkt olarak aynı anlamı taşımaz ama birbirleri arasındaki bağlantıyı anlatmaya gerek yok.
türk birliği düşüncesinin de bir türk milliyetçisi zihniyetin ürünü olduğunu anlatmaya gerek olmadığı gibi.

belirttiğim gibi a.b.d. nin düşmanı olduğu tek milliyetçilik türk milliyetçiliği değildir.
iran islam devrimi öncesindeki milliyetçi lider musaddık'ın amerikan-ingiliz ortak darbesi ile devrilmesinin sebepleri arasında musaddık'ın milliyetçi bir lider olması ve musaddık'ın iran petrolünü millileştirme politikalarının olması büyük yere sahiptir. aslında tek nedendir.

sonuç olarak başlığı açan yazar arkadaşımın da söylediği gibi türk milliyetçiliği a.b.d. yi korkutmaktadır. tıpkı diğer ülkelerdeki milliyetçiliklerin korkuttuğu gibi. ancak korkunun ecele faydası olmayacaktır.
akıl yürütelim, geleceğe hazır olalım. o açıdan bu tür önermeler faydalıdır. görünce boş geçmem. dünya siyasetinde söz sahibi olmak atalardan kalan bir beceri ve gelenektir.

konuya serbest atışlar yapıyorum.

-abd ile türkiye çok sıkı ilişkilere sahiptir. kim gelirse gelsin bu ilişkiler devam eder. bence tabi.

-abd nin türkiye yi bir tehdit olarak algılaması için,

türkiye in ilk 5 ekonomi içine girmesi

kendi silah ve teknolojisini üretmesi,

ve de çevresindeki abd çıkarlarına ters işler yapması

gibi olayların ortayı çıkmış olması lazımdır ki bunlar en az 20 sene gerektirir.
o durumda dahi abd çıkarları ile ters düşülmedikçe abd, türkiye deki herhangi bir akımdan korkmaz.
(bkz: WikiLeaks Türkiye Belgeleri)

--spoiler--
(1) ÖZET: Her düzeydeki MHP üyeleri, partinin 3 kasım seçimlerindeki zayıf performansından ötürü, lider Bahçeliyi suçluyorlar. Bu arada Bahçeli de, görevi bırakma sözünden geri dönüyor ve partiyi sıkıca elinde tutmak için çalışıyor ama MHP tabanından ve bozkurtların kadrolarından giderek artan bir baskıyla karşı karşıya. MHP hâlihazırda barutunu kuru tutuyor ve AK Partinin ezici seçim zaferi ve anketlerdeki yüksek destek oranları karşısında sessiz, ancak zamanla, Irak konusunda kamuoyunun artan tedirginliği ve sokaklardaki potansiyel protestolar nedeniyle daha ziyade sokak düzeyinde bir etken haline gelebilir. ÖZETiN SONU.

--spoiler--

http://www.taraf.com.tr/h.../abd-belgelerinde-mhp.htm