bugün

evet türkiye de sadece köylü kesimin köylü olduğuna inanmak saçmalık şehirlerde yaşayan kesiminde köylü bilgisiz olduğu su götürmez gerçektir.
buyrun kanıtı.http://www.youtube.com/watch?v=RhnFXPPibjM
önerme. bazıları ingilterelerden katılıyor sanırım sözlüğe.
Tarih boyunca ziraat üzerine kurulan bir ekonomimiz olduğuna göre ' köylü ' olmamız da gayet tabii , bizim böyle olmamız doğal vaziyetten doğan bir gereklilikten başka bir şey değildi.
onemli olanin koyluluk degil salaklikla ilgisini dusunduren durumdur, salak olunca ha koylu ha sehirli fark etmiyor..
(bkz: günaydın)
buyuk sehirlere goc ile ortaya cikan durumdur.
yanlış önermedir. nüfusun büyük çoğunluğu kentlerin yoksul mahallelerinde yaşar. varoşlarda yani.
edit: kötüleyen arkadaş, burada istatistikle ilgili bir durum var. neyi eksiledin sen?
şehirde cahillik eden halktan bahsediliyorsa, puşili davarlardan bahsetmek daha mantıklı olur.

ki son otuz yılda köyden kente göç yoğunlaşmıştır. köylülük, kolay kurtulunacak bir şey değildir. aksine, kurtulmaya gerek olmayan bir özelliktir. köylülüğümden gurur duyuyorum.
Türk halkı diye bir kavram yoktur. Türk halkı değil Türk Milletiyiz. neyse mesele bu değil.

Malesef ki Türk Milleti Köylü bir halk değildir artık. Malesef ki diyorum çünkü ege'de köylülük Zeybekliktir, efeliktir; Kollar iki yana açılıp binlerce yıllık Türk oyununu oynarken kendini yiğitliği zirvesinde hissederken Tanrı'ya yaklaşmaktır. Karadeniz'de köylülük Karadeniz'in çocuğu olmaktır, karadeniz'e baba gibi ana gibi bakmaktır, topraktan çıkan en güzel kara lahanayı yerken, çayını içerken,Mısır unundan yapılmış ekmek ile yemeğini devam ettirirken, Karadeniz'in toprağına her gün şükretmektir, Ormanda dolaşırken uzakta gördüğün ayıyı için için sevmek, kapının önündeki köpeğine şehirli manada insan gibi bakmadan gerçek hayvan sevgisiyle bakmaktır. Orta-anadolu'nun bozkırında, yaylasında otlatılan koyuna yarenlik edercesine çobanlık yapmak, Yanındaki çoban köpeğinle doğayı zorluğuyla güzelliğiyle içine çekmektir. Türk Köylüsünde haremlik selamlık yoktur, Türk Köylüsünde düğünlerde de haremlik selamlık yoktur, Türk köylüsünün kimisi yeri gelir rakısını içer, ama 5 vakit namazını terketmez, içmeyenler de içenlere yargılar gözle bakmaz. Köylülüğün cehaleti vardır elbette, sonuçta bilgi demek bilim demektir, bilim demek de iyi bir üniversite demektir. Lakin Türk köylüsü doğayla yaşamayı bildiği için on binlerce yıllık insan hayatının tecrübelerini iyi bilir. Türk köylüsü yarsımak der, şehirli aval aval bakar, Türk köylüsü afkurmak der, şehirli aval aval bakar. Yani köylülük özellikle Türk köylülüğü asilliktir, şereftir, deneyimsel bilgidir, safi Türkçedir, en saf dini duygulardır.

Köyden şehire göç olgusu ise Türk köylülüğünü öldürendir, çünkü köyünü terketmek zorunda kalmış ve dört duvar arasına sıkıştırılmış üzerine de eğitim alamamış insanımız ve onların çocukları köylülüklerinden çıkar kısa zamanda, dillerini de kaybederler, cemaatler tarikatlar onların safi duygularını sömürmek için sıraya girer dinlerini de kaybederler, toprakla olan ilişkileri kesildiği için üretkenliklerini, çevreyle olan uyumlarını yani çevreciliklerini de kaybederler, bir de işe girdimi işveren tarafından sömürülürler çalışma azimlerini de kaybederler, azimleri çalışmaya değil para kazanmaya odaklanır. bu yüzdendir ki büyükşehirlerin varoşlarında yaşamaya zorlanmış adnan menderesle ve ardıllarıyla köylülüklerinden koparılmış ama şehirli de olamamış insanlar köylü değillerdir, araftaki kayıp insanlardır. Hayatında köy görmemiş, dedeleri köyden varoşa gelip eğitimsel süreçlerini doğru düzgün tamamlayamamış ailelerin çocukları da içlerindeki aşağılık kompleksiyle bunu köylülüklerine mal ederler. Türk milletinin öğretmenleri, başarılı mühendisleri, akademisyenleri ve nicesi köyden şehire göçte köylülüklerindeki asaleti biraz da şansla şehire taşıyıp eğitim alabilmiş kesimdir. Örneğin Abdullah gül'ün veya tayyip'in ailesi köyden şehire göçün olumsuz bir örneği iken doğudan gelen kürtler enaz Tayyip kadar olumsuz bir örnek iken özcan yeniçeri olumlu bir örneğidir. bir yanda şehire gelip her şeyini kaybedenler, diğer yanda şehire gelip köylülüğünden güç alıp her şeylerini o köylülere vermek isteyenler. Sonradan görmelerle geldiği yeri unutmayan yardımsever zenginler gibi...

Ve son söz olarak diyorum ki hayatında birkaç kere de olsa bir buzağıyı sevmemiş, bir köpekle alabildiğine kırlarda sevgiyle ve mutlulukla koşmamış, yeni kesilmiş bir tavuğu taze taze yememiş, çeşit çeşit meyvaların bulunduğu meyva bahçesine girmemiş, orada bacaklarını kollarını ısırgan yakmamış insan veya bunları yapmış ama angarya olarak bakmış nefretle hatırlamış insan insan değildir. binlerce yıllık insan evriminde bu kadar yoğun ve gürültülü şehirleşme son 50 yılın eseridir yani insanın duyuları doğaya göre gelişmiştir bu da demektir ki şehir canlısı değil, doğa, köy canlısıdır. insanlığın en güzel ve en safi hali köylülükten, doğadan kopmamayla devam ettirilir.
köylü kelimesini, bir hakaret unsuru ve cehalet olarak tanımlama ezikliği ve zavallılığıdır. Cehaletin asıl kendisidir.
köylü olmak utanılacak bir şey veya hakaret değildir. köylü olmak cahil olduğunu göstermez. köylü milletin efendisidir. (bkz: türklerle alay ettiğini sanan tipler)
akil adamların muhafazakar politikayı desteklemesinin sebebidir. dünya çapında sanatçı, bilim adamı, edebiyatçı yetiştiremeyen bu işe yaramaz toplum, teknik eleman bile olamamış, işe yaramaz kuru kalabalıktır. ya asker ocağında ya da camide güdülmelidir.
mağarada yaşayan terörist yazarın acınası tesplti. Sanki diğer halklar milattan önce direk metropoller kurdu da amk orada yaşadılar diye akıllara saçma sapan önermelere getirir. Doğru ama sizin ta dinazorlara dayanan tarihiniz vardı mümkün olabilirdir. Aynı yazarın herhangi bir köylü ürünü almaması da önerilir, madem tiksiniliyor.
(bkz: köylü milletin efendisidir). türk halkını beğenmeyen uzaydan gelmiş sanırım sözlüğe.
burda amaç köylüyü küçümsemek değil ama köylü halk kültür seviyesi düşüktür fransız halkida köylüdür bir bakımdan.
daha 50-60 yil once koyluluk orani %80 bir ulke , elbetde ki hizli bir sekilde sehirlesemez, hayir sehirde yasayabilir ama sehir kulturunun oturmasi en az 4 ,5 kusak alir , bu baglamda turkiye hala koylu bir milletdir.
her geçen gün su yüzüne çıkan gerçektir, okumuş cahiller.
şehirlileri -avm demi doğdu bunlar sorusuna maruz bırakacak ikilemdir. köylü lafına bozulan varsa bizden değildir hem.