bugün

duran toplardan gol yemek de bu hastalıklardan biridir. sadece kulüp bazında değil milli takım bazında da çok kez duran toptan golü kalemizde görürüz ve bu hastalığın üzerine gidilmeli, sorunun kaynağı bulunmalıdır. antrenmanlarda hücum ve defansif duran topları ayrıca özen gösterilmelidir.
Yasadigim süre boyunca hep senaryo bellidir. 1-0 öne gecersin sonra komple bir degisiklikle takimi geriye yaslarsin, hatta ve hatta elinden gelse kalenin arkasina falan da futbolcu koyarsin ve savunma yaparsin. sonra ne mi olur ? elin oglu senin gibi degildir. 80 dakika hücum edip 1 gol atamama yetenegine sahip degildir.

20 dakika oyalar, 21 dakikadan itibaren döser golü. olur 1-1.
sonra sen götünü yirtarsin 30-40 dakika gol atmak icin.. bir kontra atak, küt cakarlar golü. dagilir ve yenilirsin.

isin daha garip ve vahim durumu 2-0 dan 2-2 ye getirtmektir ki bu konuda aykut kocaman'dan ögrenilmesi gerekenler vardir.

Sonuc olarak, kör ve sagir bir insan (asagilamak icin söylemiyorum bu duyulardan yoksun bir vatandasimiz) ciksin mac yönetsin, 2-0 iken skor bellerini dogrultamasinlar pres, önde baski, gelmesinler diye el isareti yapar.

gerideysen hep geridesindir aga. siktimin hastaligini asamadik yillardir.