bugün

milli mücadelede hemşire olarak görev yapan ve milli mücadele anılarını ateşten gömlek adlı kitapta toplayan halide edip adıvar en önde gelenlerinden biridir.
(bkz: duygu asena)
(bkz: tezer özlü)*
(bkz: ayşe kulin)
(bkz: buket uzuner)
(bkz: halide edip adıvar)
(bkz: fürüzan)
(bkz: sevgi soysal)
(bkz: tomris uyar)
(bkz: nezihe meriç)
(bkz: gülten dayıoğlu)
(bkz: fatma aliye)
(bkz: elif şafak)
(bkz: zeynep oral)
(bkz: inci aral)
kadın yazar!!! her ne kadar inanılamasa da kadın gayet de güzel yazar! hep yazılara, şiirlere konu olması, hep kendisine yazılması onun kendisini ya da her ne istiyorsa onu yazmasını engelleyememiştir. bu yüzden kadın her daim yazar. ama ne hikmetse eline kalemi yakıştıramayanlar da olur. bunlar, içten içe kadının elinin hamuruyla erkek işine karıştığını düşünenlerdir. aman, bırakın yazsın en fazla ne yazabilir bakışına sahip olanlardır. bütün bunların sonucu olarak da ortaya garip bir tanlama/tanımlama çıkmıştır: kadın yazar! siz hiç erkek yazar denildiğini duydunuz mu? ben duymadım! zaten yazar kelimesi de eril bir kelime de değildir. ortak kullanım alanına sahip, "sıradan" bir kelimedir. ama gelin görün ki erkeklerin tek eline geçmiştir ki kazın yazar diye bir tamlama üretilmiştir.
yazarın işi yazmaktır, aşı kelimelerdir. yazarın cinsiyeti yoktur. yazan, yazdıklarını okutan kişiye yazar denir. bunun kadını erkeği yoktur. inanamayanlar için bir kez daha başa sarıyorum üzgünüm ama kadın * yazar...
(bkz: latife tekin)
(bkz: nazan bekiroğlu)
(bkz: pınar kür)
(bkz: lale muldur)
(bkz: alev alatlı)
(bkz: sebnem isiguzel)
(bkz: leyla ipekci)
(bkz: nazlı eray)
(bkz: adalet agaoglu)
kendilerini kabul ettirmeleri erkek yazarlara göre daha zor olan, eli kalem tutan bayanlardır. zoru başaranlardır ismi hatırlananlar.
(bkz: kendine ait bir oda)
(bkz: semâ kaygusuz)